Yine hortladılar
Sedat Simavi, kurduğu Hürriyet Gazetesi’nin ser-levhasına 1949 yılında “Türkiye Türklerindir” özsözünü yazdırmıştı.
***
Gazetenin sonraki sahibi Aydın Doğan da 2002 yılında kendisi ile yapılan bir mülakatta Hürriyet Gazetesi için “Hürriyet devlet gazetesidir” demişti.
Hangi devletin?
***
Bu iki parantez “Türk Basınının Amiral Gemisi” olarak nitelendirilen Hürriyet’in milyonlarca sayfayı bulan geçmişini ve bugününü aydınlatır mı sizce?...
Elbette hayır. Hürriyet Gazetesi bizim anladığımız manada “devlet” ve “hürriyet” kavramlarının tahayyül ve tasavvurunun yanından bile geçmiyor. Çok farklı bir yayın politikasına sahip olan bu gazete esasen “tek açılı” bir Türkiye belgeselidir.
Biz ve bizden önceki bir iki kuşak gazeteyi çok iyi tanır.
Hürriyet’in “başyazarı” olmasa bile alfabetik sıralama sebebiyle ismi en başta yer alan ve yazdıklarıyla da son derece dikkat çeken Abdülkadir Selvi’yi hepimiz okuyor, izliyoruz.
Seyr-ü seferine son hızla devam edenlerden biri Sayın Selvi…
***
Abdülkadir Bey, “Yeni Asya-Yeni Nesil” geleneğinden gelip, Yeni Şafak’da bir müddet ikamet eden, FETÖ elebaşını Pensilvan’ya da ziyareti eda eden ve dahi fotoğraf çektirebilen enden insanlardan biridir…
O sebeple bazı haklara da haizdir!
Geçtiğimiz gün yazdığı ve daha önce de sık sık dile getirdiği haklarından bahsediyorum.
Mesela Abdülkadir Bey, “Sorosçu Etki Ajanı Osman Kavala ile Gezi avanelerinin serbest bırakılmasını” isteme hakkına sahiptir…
Sayın Cumhurbaşkanımızın "Ülkemizde bir daha hiç kimsenin 28 Şubat’ın karanlık zihniyetini hortlatmasına izin vermeyeceğiz" dediği karanlık zihin sahiplerinin serbest kalmasını isteme hakkına da sahiptir. Bunu da “Özgür Özel ve güven” bileşkeli bir cümle içinde kullanabilir!
Sonra Türkiye Cumhuriyeti Mahkemelerinin cezalandırdığı teröristleri kurtarmak için “Yeni deliller bulunabilir, yeniden yargılanabilirler” diyebilme öngörüsü olan ve bu konuda da hükümete yol gösteren “hukuk üstü bir müşavirdir” gendileri!
Çünkü, çünkü dedim ya en başında Hürriyet yazarıdır Abdülkadir Selvi… Basınımızın Amiral Gemisinde kalem oynatır…
Eh arka planında farklı da “bir cömaat” referansı ve Pensilvanya fotoğrafı olunca ilerliyor tabii ki insan.
Öyle böyle bir adam değildir yani!
Bazı özel istekleri de olur mesela…
“Cumhur İttifakı’ndan rahatsızdır, dağılmasını ister! Ekrem İmamoğlu ve Kılıçdaroğlu gibi “bahar sevdalısıdır, baharın gelmesini ister”, böyle de tutarlı biridir hani…
***
Bir başka fotoğraf…
Alman Cumhurbaşkanı’nın Türkiye’ye yaptığı üç günlük ziyarete değinelim biraz da…
Ziyaretin en önemli pasajlarından bir de hiç şüphesiz Almanya Büyükelçiliğinin Tarabya’da bulunan rezidansında gerçekleşti. Büyükelçilik burada Alman Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier’in şerefine bir resepsiyon düzenledi. Davette de Steinmeier “döner kesme şovu” icra etti.
Bizim için küçük fakat bir Alman için ise büyük bir adım olan bu döner kesme işinde Steinmeier’i dikkatli şekilde temaşa edenler arasında kimler vardı dersiniz?
Eski Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül…
HDP eski eş-başkanlarından Mithat Sancar, Moncher Feridun Sinirlioğlu ve Ekrem İmamoğlu.
***
Neden olduğu bilinmez ama Sayın Gül, Atatürk’ün ve Türklüğün “Ne Mutlu Türk’üm Diyene” sözü için “ilkellik” demişti.
Uzun zamandır siyaset zemininde ismi pek anılmayan Sayın Gül’ün Almanya Cumhurbaşkanı sayesinde gündem olması da zamanlama açısından hayli manidar.
YERDEN KISA KISA HAVAN UZUN UZUN
Yine Hürriyet’in Selvisi’ne dönelim…
Son günlerde CHP Genel Başkanı Sayın Özgür Özel’i cilalamak ve “eski Türkiye’nin kirli aktörlerini” serbest bıraktırmak için çok çalışan Abdülkadir Bey bakalım bunu başarabilecek mi?
Cumhurbaşkanımız ve CHP Genel Başkanı önümüzdeki günlerde bir araya gelecek ya…
Bu görüşme için Özel’i ringe hazırlayan antrenör havasına giren Selvi, geçtiğimiz gün neşrettiği yazısının başlığını da “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi konuşulacak mı” diye seçmiş.
Enteresan!
Bu başlık aslında CHP Genel Başkanı Özel’e atılmış çok iyi bir muz ortadır. Fakat aynı zamanda da bütün muhalif, muarız ve Türkiye düşmanlarına verilmiş bir ara pasıdır.
Selvi bu başlık ile Özel’e “Seçimi kazandın, AK Partiyi ilk defa yenen lider sen oldun. Artık güçlüsün, muzaffer bir lider olarak Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini tartışmaya açabilirsin” taktiğini vermiştir.
***
Bu arada TBMM Başkanı Sayın Numan Kurtulmuş Beyefendi de önümüzdeki günlerde ziyaretler ve “uzlaşı arayışı” faaliyetleri ile “Yeni Anayasa” çalışmalarını başlatacak… Bu da başka bir konu… Bay Selvi bu alanda da boş durmayacaktır.
YİNE…
Aslında hiç durmadılar ki!
Yaşanan 15 Temmuz 2016 Hain Darbe girişiminden sonra Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Milletini, Coğrafyamızı ve Türk Dünyasını omuzlayıp en kısa zamanda en kısa yoldan gelebileceği en yüksek noktaya taşıyan Cumhur İttifakı’na karşı hep düşmanlık beslediler…
Sayın Bahçeli’nin iradesinden ve MHP’nin güçlü kadrolarından hep çekindiler… Cumhur İttifakı’nı yıkmak için her türlü plan ve hileye başvurdular ama başaramadılar. Uzun süre de sustular, saklandılar. Şimdi yine ortaya çıktılar, ortalığı toza dumana buluyorlar…
Türk Basınının Amiral Gemisi Hürriyet’ten puslu bir Türkiye yazılarının ve tasarılarının çıkması aslında çok da ilginç değil.
Eski Türkiye sevdalıları o mevzi ve Selvi üzerinden bir karambol peşinde. İşte onlara bir not;
Kurt puslu havayı sever!