ABD şaşırtmadı
İsrail’in 7 Ekim 2023’ten beri Filistin’de sürdürdüğü soykırım sebebiyle 39’dan fazla masum hayatını kaybetmiş, insanlık dışı saldırılarla hastaneler, pazar yerleri, okullar, sivil yerleşim alanları hedef alınmış ve alınmaya devam etmektedir.
Filistin’de İsrail’in sürdürdüğü katliama karşı dünyanın pek çok ülkesinden açıklamalar yapılsa da somut bir sonuca varılamamıştır. Türkiye’nin de destek verdiği girişimler ile İsrail Uluslararası Adalet Divanı’nda soykırım suçundan yargılanmaya başlamış diğer yandan Uluslararası Ceza Mahkemesi Savcısı ise Netanyahu hakkında tutuklama talebinde bulunmuştur.
Uluslararası kurumlar tarafınca da suçluluğu kabul gören Netanyahu, ABD’nin daveti üzerine geçtiğimiz gün ABD Kongresinde konuşma yapmış ve kongre üyeleri tarafından ayakta alkışlanmıştır. ABD Kongresi’nde yaşanan bu olay tüm insanlık adına kara bir gün olarak tarihe geçmiştir. ABD Kongresi’nde yaşanan bu hadise İsrail’in Filistin’de uyguladığı soykırımın diğer ortağının da ABD olduğunun ispatı olmuştur. Zira vahşetin başladığı tarihten itibaren ABD’li yöneticiler sık sık İsrail’e destek açıklamalarında bulunmuş, İsrail’e olan silah ve mühimmat desteğini artırmış, İsrail destek için ABD’nin savaş gemileri Doğu Akdeniz’e gönderilmiştir. Gazze sahiline sözde insani yardımların ulaştırılması bahanesiyle ABD tarafından inşa edilen limanın asıl kuruluş amacı ile ilgili akıllara farklı konular gelmiştir. ABD, İsrail’in suç ortağı olduğunu artık açıkça beyan etmiştir.
***
ABD’nin çeşitli suni bahanelerle Orta Doğu’da bugüne kadar yarattığı kriz, kargaşa, kaos, istikrarsızlık hepimizin malumudur. Geçmiş dönemlerde kendi askerleri ile fiili olarak Orta Doğu’daki istikrarsızlığı besleyen ABD, bugün hem İsrail üzerinden bölgede etkinliğini artırmaya çalışırken, İngiltere ile beraber de Kızıldeniz ve çevresinde yeni bir gündem oluşturma gayreti içerisine girmiştir.
Diğer yandan Türkiye’nin milli güvenliğine tehdit oluşturan aynı zamanda Orta Doğu’daki huzur iklimini bozan PKK/YPG gibi terör örgütleri ile ilişkilerini en üst seviyeye taşıyan ABD, bu örgütleri açık bir şekilde kendisine saha partneri ilan etmiştir. Yakın dönemlerde bu örgütlere silah, mühimmat ve eğitim desteği bizzat ABD tarafından sağlanırken, ABD’li yetkililerce ölen teröristler için taziye mesajları bile yayınlanmıştır.
11 Temmuz günü ABD’nin başkenti Washington D.C.'de düzenlenen 75. NATO Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi sonrası sonuç bildirgesinde “Teröristler ve terör örgütleri tarafından ortaya konan tehdit ve zorluklara kararlılıkla karşı koymaya devam edeceğiz.” Maddesinin yer alması olumlu bir gelişme olsa da çarpık ilişkiler ile müttefiklik olmayacağı açıkça ifade edilebilmektedir. İki gün önce Türkiye’nin milli güvenliğine tehdit olan PKK/YPG terör örgütlerine silah ve mühimmat taşıyan ABD tırlarının görüntüleri medyada yer almıştır. Bu şartlar altında ABD’nin terör örgütleri ile arasına mesafe koymayacağı bir kez daha anlaşılmıştır. 14 Temmuz 2024 tarihli “Çarpık ilişkiler ile müttefiklik olmaz” başlıklı köşe yazımda NATO’ya üye ülkelerin önümüzdeki süreçte terör örgütlerine karşı sergileyecekleri tutumun “samimiyet” göstergesi olacağını belirtmiştim. ABD bu konuda zirvenin sonuç bildirgesinde yer alan maddeye rağmen “samimiyetsizliğini” bir kez daha ortaya koymuştur.
ABD’nin ne İsrail’in Başbakanı Netanyahu’yu alkışlaması ne de PKK/YPG ile olan müttefikliğini sürdürmesi şaşırtmamıştır.