Artık terörist beslemeyeceğiz!
Milliyetçi Hareket Partisi’nin Muhterem Genel Başkanı Devlet Bahçeli Beyefendi geçtiğimiz gün yaptığı açıklamayla “iyice azgınlaşan Terör Yuvası DEM” ile ilgili olarak dört önerisini milletimizle paylaştı.
Sayın Bahçeli önerilerinin sebebini de, “Terörle mücadelenin ardışık ve bütünlükçü mahiyetinden dolayı yalnızca dağda gezen silahlı eşkıya kolunu etkisiz hale getirmek doğal olarak terörist ikmal kanallarını tasfiyede yetersiz kalmaktadır.” Sözleriyle meseleyi ihata eden bir temele dayandırmıştır.
DÜNYADA ÖRNEĞİ YOK
MHP ve Sayın Bahçeli terörle iç içe geçmiş, terörün sözcülüğünü yapan ve buna mukabil Türk Devletinin kalbinde yani TBMM’de yuvalanan DEM Komitası için keskin ve dahi net bir irade ortaya koyduğunu zaten biliyoruz.
Bu irade MHP’nin milli değerlerin temsilcisi olması bakımından ve terörizm karşısında dünyadaki tüm devletlerin tavrının aynısını göstermesi açısından önemlidir.
Gerçekten de dünyada hiçbir devlet bir taraftan terörle silahlı mücadele verirken diğer taraftan teröristlerin temsilcilerini meclisinde besleyip barındırmıyor!
DÖRT ÖNEMLİ TEKLİF
Gelin şimdi bu meşru, makul ve de hukuki tekliflere bir bakıp, üzerinde biraz düşünelim…
Sayın Bahçeli, “Gelişmeler karşısında ilk önerim, 57 DEM milletvekilinin maaşının ve bu terör yuvasına ödenecek Hazine yardımının derhal kesilerek terörle mücadeleye ve şehit ailelerine aktarılmasıdır.”
“İkinci önerim, teröre yardım ve yataklık yapan, somut delillerle suçu sabit görülen sözde milletvekillerinin görüşülmeyi bekleyen dokunulmazlık dosyalarının karara bağlanarak bu haşaratların acilen mahkemeye çıkarılmasıdır.”
“Üçüncü önerim, yeni anayasa sürecinde, Anayasa Mahkemesi statüsünün, üye yapısının, yargılama usullerinin radikal şekilde ele alınarak yeniden yapılandırılması ya da bu mahkemenin kapatılmasıdır.”
“Dördüncü önerim de, TBMM Genel Kurulu’nda anlam ve ahlaki bağlayıcılığını temelden kaybeden kürsü dokunulmazlığı sınırlarının yeni baştan çizilmesidir.” Diyerek yine yol gösterici bir siyasi içtihat yapmıştır.
İHANETİN FATURASI KORKUNÇ
Sayın Bahçeli açıklamasında “PKK-DEM KOMİTASI”nın dehşete düşüren mali boyutuyla ilgili olarak da şu bilgileri verdi;
“PKK-DEM’in TBMM’de 57 milletvekili bulunmaktadır. Bu milletvekillerin devlet hazinesine yıllık maliyeti 116 milyon 280 bin liradır. Ayrıca DEM’in 171 milletvekili danışmanın hazineden aldığı yıllık maaş 133 milyon 380 bin lira, 10 grup danışmanının yıllık maaş külfeti 8 milyon 400 bin lira, 30 büro personelinin aldığı yıllık maaş da 23 milyon 400 bin liradır. Daha vahimi de DEM’in 2024 yılında hazineden aldığı yardım miktarının yaklaşık 658 milyon lira olmasıdır. Bu kapsamda terör ve bölücülük odağı DEM’in düşman olduğu devletten 2024 yılında alacağı toplam parasal büyüklük yaklaşık 940 milyon liradır. En düşük emekli maaşının 12 bin 500 lira olduğu düşünüldüğünde neredeyse 76 bin emeklimizin hakkı terör örgütüne adeta kurşun, silah ve bomba parası olarak hibe edilmektedir.”(!)
Yine Sayın Bahçeli “Elbette kahraman şehitlerimizin dökülen kanlarının hiçbir ekonomik veya parasal ölçüyle mukayesesi mümkün değildir” diyerek, PKK ile “40 yıllık mücadele döneminde 2,5 trilyon dolar” kaybettiğimizin de altını çizdi.
Esasen bu rakamlar dünyanın yüzlerce ülkesinin hayal bile edemeyeceği bir tutarı göstermektedir.
Bu sırtımızdaki hançerle yaşamaya çalışmaktır.
SOSYAL MALİYETİ ÇOK AĞIR
Bir de şuradan bakalım…
Tam kırk yıldır yetişmiş insanlarımızı, masum vatan evlatlarımızı, çocuklarımızı ve güvenlik görevlilerimizi şehit eden bu örgüt “15 Ağustos 1984 Eruh ve Şemdinli saldırılarından 15 Ağustos 2024’e kadar geçen 14 bin 600 günde, 14 bin 902 millet evladını katletmiştir.”
Bu her gün birimizin katledilmesi demektir! Bu dayanılması imkânsız bir sosyal maliyet ortaya koymaktadır!
Artık bu ihanet sarmalı ortadan kaldırılmalı ve bu zemin paramparça edilmelidir.
NEFESLERİ KESİLİR
Sayın Bahçeli’nin bu önerilerinin “acil eylem planı” olarak uygulanması varlığımız, egemenliğimiz ve geleceğimiz açısından hayati derecede mühimdir.
Devlet Bey bu önerileriyle,
- Nihai hedefi Türkiye olan, Ortadoğu’daki yeni Emperyal-Siyonist Planları durdurmayı,
- Terörle mücadeledeki ezici üstünlüğümüzü eko-stratejik üstünlükle taçlandırmayı,
- Emperyalizmin içimizdeki terör destekçilerinin maddi kaynaklarını ve nefesini kesmeyi,
- Türk Milletinin alın terinin hainlerin eline geçmesini engellemeyi,
- Türk Milletinin ve Türk Devletinin kalbi TBMM’de ihanet yuvalarını yıkmayı,
- Mevcut Anayasa Mahkemesi’nin statü ve işleyişinin ihanet odaklarına koruma kalkanı olmasının önüne geçmeyi,
- Yine Türk Milletinin ve Türk Devletinin kalbi TBMM’de “kürsü dokunulmazlığı” nın yeniden anlamlandırılması ve ahlaki çerçevelerinin çizilmesini,
- Ülkemizde yaşanan ekonomik darboğazı bölücü kimliklerinin, ayrılıkçı zihniyetlerinin ve emperyalist fikirlerinin üstünü örtme amacıyla kullanmalarını engellemeyi,
- Vahşet ve ihanetlerini dünyaya masum gibi gösterme zemini bulmalarının önünü kesmeyi,
- Dünyanın ve Ortadoğu’nun cebren yeniden şekillendirilmeye çalışıldığı bir dönemde içimizdeki ihanet kuklalarının iplerini boğazlarına dolamayı…
Amaçlıyor diyebiliriz.
Bakalım bu içtihatlar TBMM gündemine alındığında ya da Yeni Anayasa’da yer bulması konuşulduğunda terörün asli ve dolaylı destekçileri ne yapacak? CHP nasıl bir tutum sergileyecektir… Hep birlikte göreceğiz.
***
Son söz; Lider Bahçeli yine yumruğunu sadece masaya değil, meselelerin ve tarihin üzerine vurmuştur!
