Yalan senfonisi
Irak’ın kuzeyi Duhok’tan gelen bir Kürt’ün İstanbul’un sokaklarında hayatını kaybetmesiyle sahneye atılan Kürtçü propaganda, ezberindeki repliğiyle derhal feryada başladı: "Kürtçe konuştuğu için öldürüldü!"
Bu cümle sosyal medyada dolaşıma girer girmez her zamanki Kürtçü mahfillerde yankı buldu. Troller derhal klavyelerine sarılıp her cümleye bir felaket ve musibet yükleyerek naklettiler. Olayın detaylarına inmeden, araştırma yapmadan, bütün yaşananları etnik bir tefrikaya bağlama vazifesini adeta otomatik bir nizam üzere bir kez daha icra ettiler.
Meğer cinayeti işleyen Batmanlı bir Kürt vatandaşımız imiş! Ne olacak şimdi? "Kürt, Kürdü Kürtçe konuştuğu için mi öldürdü?"
Bu sual, Kürtçü mahfillerin her vakayı etnik mağduriyetle izaha kalkan ilkel mantığını devre dışı bırakıyor. Çünkü senaryonun bu kısmı onlar için yazılmamıştır. Gerçi biraz tefekkür edebilseler "Kürt’ün Kürt’ü öldürmesinin sebebi, içselleştirilmiş Türk milliyetçiliği!" bile diyebilirler. Nitekim bunların hayat sürdüğü vehim ve hayal âleminde, her musibetin kaynağı mutlaka Türk olmaya dayanıyor.
Hatırlayın… Ankara’da Barış Çakan’ın vefatı üzerine fırtına kopardılar. Yine sahnede HDP ve hempaları vardı. Bu kez de “Kürtçe şarkı dinliyordu, bu yüzden öldürüldü” dediler. Ama ne oldu? Cinayete götüren sebebin, ezan okunurken müzik dinleyen bir grubu uyarmak olduğu meydana çıktı. Ama bu, HDP ve trolleri için önemsiz bir detaydı. Etnik mağduriyet hikayesi varken, hakikati kim ne yapsın?
Konya’da iki ailenin yıllar süren husumetinin bir cinayetle neticelenmesini de “Türkler Kürtleri katlediyor” diye servis ettiler. Öyle bir kafaya sahipler ki pandemi sürecini bile ayrımcılıklarına alet ettiler. HDP’li Remziye Tosun, koronavirüs vakaları arttığında “Hükümet istiyor ki Kürt halkı ölsün” diye beyanda bulunmuştu.
Bu hastalıklı zihin yapısının yeni bir gelişme olduğunda hemen "etnik ayrımcılık" butonuna basıp algı operasyonuna başlamalarına zaten aşinayız. Onların bu adetleri ve ezberleri, daima böyle gelmiş, böyle gidecektir. Ülkenin en köklü siyasi partisinin genel başkanı, “Türkiye’de herkes eşittir ama Kürtler daha az eşittir” diyerek bölücülerin orkestra şefliğine soyunursa, memleketin bölücüleri de yalan borusunu öttürmeye devam ederler. Ne demişler: Doğru ayağa kalkana kadar yalan dünyayı gezer…