Bu küçüklük şaka mı?
Bu CHP niye böyle? Genel başkanları değişiyor ama partiyi parodi malzemesi haline getiren zihniyetleri bir türlü değişmiyor. Tencere tavalar, alkışlı protestolar, ışıkları kapatıp açmalı değişik eylemler hep CHP’nin harcı oluyor. “Büyük bir sürpriz açıklayacağız” diyerek kamuoyunun dikkatini üzerine çeken CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in büyük sürpriz olarak “iktidara kırmızı kart göstermeli” eylem başlatması da bu geleneğin son perdesi oldu.
Kamuoyunun sabırla beklediği açıklamanın içi, Mersin meydanında bomboş bir gösteriyle doldu. Anlaşılan CHP’de bu soytarılıklara dur diyecek aklı başında kimse kalmadı. Çünkü gelen gideni mumla aratıyor… Tencere tava, hep aynı hava…
“Daha vahim olan nedir?” derseniz, bu zihniyetin bir gün iktidar olduğunu düşünmektir. Bugün büyük sürpriz diye kırmızı kart çıkaran bir anlayışın, yarın “büyük projeler” adı altında halkın karşısına neler çıkaracağı meçhuldür. Bu kafa yapısıyla bırakın bir ülkeyi yönetmeyi, küçük bir ilçeyi bile idare etmek hayal olması gerekirken, bu CHP Türkiye’deki birçok belediyeyi son yerel seçimlerde yönetme yetkisi almıştır.
Zaten bu vizyonsuzluğun ve kalitesizliğin doğal bir neticesidir ki, CHP’li hiçbir belediyenin halkın sorunlarına vizyonlu çözümler getirmesi mümkün olmamaktadır. Halk, CHP’li belediyelerden şehirlerin temel meselelerine çözüm beklerken, karşısında hep görsellik odaklı ucuz şovlar bulmaktadır.
CHP’nin vaziyeti Nasreddin Hoca’nın meşhur hikâyesinde olduğu gibidir… Adamın biri, Hoca’ya ne zaman rastlasa, “Hocam, bize buyur da bir soğan ekmek yiyelim” diyormuş. Hoca, adamın bunu mütevazılıktan söylediğini sanırmış. Bir gün bu daveti kabul etmeye karar vermiş. Kalkmış, adamın evine gitmiş. Oturmuşlar, sohbet etmişler. Yemek vakti gelince, ev sahibi gerçekten bir okka ekmekle bir baş soğanı çıkarıp Hoca’nın önüne koymuş. Hoca, haline şükredip yemeye hazırlanırken kapı çalınmış. Bir dilenci gelmiş, el açmış. Ev sahibi pencereye doğru koşmuş ve dilenciye “Defol buradan, yoksa aşağı inip kemiklerini kırarım!” diye bağırmış. Hoca hemen pencereye yönelip dilenciye seslenmiş:
“Aklın varsa durma! Bu adamın şakası yoktur; dediğini yapar!”
Nasreddin Hoca’nın “Bu adamın şakası yoktur” dediği ev sahibi gibi, CHP’nin de şakası yok. CHP’nin vizyonsuzluğu asla bir şaka değil, Türkiye siyasetinin son derece ciddi bir gerçekliği. Çünkü şakalar sonunda gülümsetir; CHP ise insanda ne tebessüm ne de umut bırakır…