21 Eylül 2024
weather
23°
Twitter
Facebook
Instagram
Türkçe Düşün
İstanbul
HAFİF YAĞMUR
23°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Filistin davasını alaya almak!

Filistin davasını alaya almak!

YAYINLAMA:

Filistin’de bugün, bir halkın varoluş mücadelesine tanıklık ediyoruz. İşgalin pençesinde kıvranan bu toprakların insanları, zulme karşı dimdik duran bir direnişin sembolü haline gelerek şehadet şerbetini doya doya içiyorlar. Türk milletinin kahir ekseriyeti, Filistin’in kurtuluş mücadelesinin yürekten destekleyicisiyken, bu onurlu mücadeleyi küçümseyen, alaya alan ve zalimle saf tutmaktan hicap duymayan bir güruh da vardır. 

Sayıları az olabilir, fakat çıkardıkları velvele ile sadece Filistin davasını hor görmekle kalmayan bu azgın ekalliyet; sosyal medyada kin ve vicdansızlık üreterek soykırımcı Siyonistlerin etki ajanlığına soyunuyor. 

Haysiyetsizliklerini gizlemek adına bir ideolojik şemsiye arayışı içinde, Osmanlı’ya karşı tertiplenen Arap isyanını bahane ederek, İsrail bombalarıyla can veren bebeklerin paramparça olmuş cesetleri üzerinden nutuklar atmaya utanmıyorlar.

Filistinli masum yavruların kül olmuş bedenlerinden, kopmuş uzuvlarından, kan revan içerisindeki feryatlarından arlanmayan bu güruh, İsrail uçaklarından atılan bombalarla şevke geliyor ve özel bir hazza kapılıyor.

Oysa "milliyetçilik" kisvesi altında neşrettikleri bu nefret, köksüz ve esassız bir sahtelikten ibaret. Sözde milliyetçiliklerini maskeyle süsleyen bu kimseler, Batı’nın önünde secdeye varan bir haysiyetsizlik içinde debelenmekten geri durmuyorlar. İşgal yıllarında Türk köylerini yakan, Türk kadınlarının iffetine musallat olan Yunanistan’ın turistik beldelerine gitmeyi; Osmanlı’yı hile ve desiseyle parçalayan Batılı emperyalistlerin yaşam biçimlerini taklit etmeyi ihmal etmiyorlar.

Demek ki mesele ne Arap ayaklanması ne de tarihsel bir kindir. Asıl mesele, köksüzlüklerini ve haysiyetsizliklerini gizlemek adına ideolojik sığınma alanı bulma çabası, bunu da milliyetçiliğin ardına saklanarak yapma çabalarıdır. Oysa gerçek bir Türk milliyetçisi, daima mazlumun yanında, zalimin karşısında durandır. 

Filistin’in mücadelesini küçümseyenlerin ne Arap isyanı ne de Osmanlı tarihiyle hakiki bir ilgi ve alakaları vardır. Onların yegâne gayesi, karakterlerindeki haysiyetsizlikleri ulu çınarların gölgesi altına saklayabilmektir. 

Gerçekten tarih bilselerdi, Enver Paşa’nın şehadetle neticelenen mücadelesinden ibret alır, Mustafa Kemal Paşa’nın Doğu milletlerine vermiş olduğu desteği iftiharla anar ve Filistin’in haklı davasını alaya almak yerine onu kalben ve vicdanen desteklerlerdi. Ancak bu duruş haysiyet gerektirir; oysa onlar kişiliklerini çoktan Batı’nın kulluk kapısına asmışlardır.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *