CHP ve DEM’in Kent Uzlaşısı patladı
PKK'nın Kandil'deki elebaşlarından Murat Karayılan, CHP ve DEM'in 31 Mart yerel seçimlerine yönelik ittifakından memnun olduklarının altını çizerek "Bu temelde tüm yurtsever halkımızı selamlıyorum, umut ediyorum ki iyi bir sonuç alacaklardır" demişti.
Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer, bu sözler ışığında CHP ve DEM arasında yapılan “Kent Uzlaşısı” sözleşmesinin bir meyvesidir.
Dün sabah Ahmet Özer, PKK/KCK terör örgütü üyeliği kapsamında gözaltına alındı. Şaşıran var mı? Ahmet Özer’e “Hukuk, demokrasi” gibi ne kadar maske takarlarsa taksınlar alenen belli ki, onun PKK’lılarla hem fiziki hem de gönül bağı var.
DEM Sözcüsü Ayşegül Doğan yerel seçimler öncesi 'Mersin, Akdeniz, Esenyurt'ta kent uzlaşısı sağlandı. Adana ve İstanbul'un bazı ilçelerinde görüşmeler sürüyor.' demişti.
Yani DEM sözcüsü “Esenyurt adayı bizden, bizde ondanız” mesajını vermişti. Ahmet Özer’in sicili, terör örgütü PKK’nın siyasi uzantılarının hedefleriyle oldukça “uzlaşı, uyum” içinde…
Esenyurt Belediye Başkan adayı iken Ahmet Özer geçmişteki siciliyle zaten tam bir DEM’li idi. 2015 yılında da Van’dan HDP milletvekili olmuştu ve “Devlet kurmak Kürtlerin hakkı” sözüyle de bölücü emellere hizmet ediyordu.
CHP’nin Esenyurt Belediye Başkan adayı ilk önce Ali Gökmen’di. CHP, DEM ile “Kent Uzlaşısı” için anlaşınca onu adaylıktan çekip DEM’in istediği Ahmet Özer’i aday yaptı. “Katrandan olmaz şeker, olsa da cinsine çeker.” dedikleri manzaradır bu…
Esenyurt Belediye Başkan adayı Ahmet Özer belediye başkanı olduktan sonra Esenyurt’ta adeta bir özerk yapı kurmaya çalıştı.
” PKK sizi tükürüğüyle boğar” diyen Van Belediye Başkanı Abdullah Zeydan'ın mazbatasının verilmesi hukuki gerekçelerle gecikince İstanbul’da terör eylemi yapılan tek yer Esenyurt oldu. Dükkanlar, araçlar yakılıp, yıkılmış, binalar taşlanmıştı. Daha sonraki süreçte PKK’lı Abdullah Zeydan İstanbul’a geldiğinde Ekrem İmamoğlu’nu ziyaretten sonra ilk ziyaret ettiği diğer kişi de Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer olmuştu. Beraber düzenledikleri programda Ahmet Özer, PKK’lı Abdullah Zeydan'a "Başımız burada ama köklerimiz orada. Gece gündüz onları düşünüyoruz. Seçimde Abdullah başkanı aradım, bana bir şey söyledi; 'Biz de burada seçime giriyoruz ama gözümüz kulağımız Esenyurt'ta' demişti. O gün o söz bana büyük bir sorumluluk yükledi." şeklinde yağdanlık yapmıştı. PKK’lı biri nasıl bir sorumluluk yüklendi acaba?
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Ahmet Özer’in gözaltına alınması sebebiyle ”Terör örgütü ile iltisaklı 694 kişi ve terör örgütü yöneticilerinden Remzi KARTAL (KONGRA-GEL Eş Başkanı-KCK Yürütme Konseyi Üyesi-Kırmızı Bültenle aranan şahıslardan) ile 14 kez olmak üzere iletişim irtibat kayıtları nazara alındığında terör örgütü ile süreklilik ve yoğunluk arz edilecek şekilde organik bağ kurmak suretiyle üzerine atılı PKK/KCK Silahlı Terör Örgütü Üyesi Olmak suçunu işlediği yönünde kuvvetli suç şüphesine ulaşıldığı anlaşıldığından…” şeklinde bir açıklama yaparak kamuoyunu bilgilendirdi.
Atatürk’ün miras bıraktığı CHP’yi, DEM ile Kent Uzlaşısı yaparak kirleten CHP’nin gelip-geçici genel başkanı Özgür Özel “Bir bilim adamı, kanaat önderi ve siyasetçiye yapılan muamele haksız, iddialar ise temelsizdir.” açıklaması yapmış, terör örgütü PKK’ya yardım ve yataklık yapan DEM’li Belediye Başkanlarına sahip çıkma gevşekliğiyle bilinen Ekrem İmamoğlu da “Sayın Özer, kıymetli bir bilim insanı ve yerel yöneticidir. Türkiye, siyasilere, bilim insanlarına karşı sabah ev baskınlarının yapıldığı bir ülke olmaktan çıkmalı.” açıklamasını yapmış…
DEM’in ağına düşmüş bu iki siyaset zavallısının aklına “Bir bilim insanı, terör yaratan PKK’nın sözde üst düzey yöneticisiyle 14, PKK’lı teröristlerle 694 kere niçin görüşür?” diye sormak nedense hiç akıllarına gelmiyor.
Bu ülkenin en öncelikli meselesi terörle siyasetin, siyasetle terörün köprüsünü kuranların temizliği olmalıdır. Türkiye bunları bünyesinden temizlerse huzur ve güvene ek olarak ekonomik kalkınmada da rahata erecektir. Bunu en başta CHP ve DEM idrak etmelidir. Teröre hizmet etmeyi “Demokrasi, hukuk, özgürlük” maskesiyle savunma hastalığından ve ihanetin kurtularak Türkiye partisi olma yolunda adım atmalıdırlar. Türkiye, CHP ve DEM’in “Kent Uzlaşısı” yaparak terör örgütü PKK’yı meşrulaştırmayı deneyecekleri laboratuvar ve deneylerin sonuçlarının sergilendiği bir sahne değildir.