Kurutulamayan bataklık
MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin uzattığı el üzerinden çeşitli senaryolar üretenlerin sorduğu ve cevap aradığı önemli başlıklardan biri de, PKK terör örgütünün terörist elebaşı Öcalan’ın çağrısıyla silah bırakıp bırakmayacağı.
PKK terör örgütünün, ABD ve İsrail’in güdümünde olduğunu ve Öcalan’ın örgüt üzerinde bir etkisinin kalmadığını düşünenler PKK’nın silah bırakmayacağını söylüyor. Öcalan’ın “silahları bırakma çağrısının” bir anlam ifade etmeyeceğini dile getiriyorlar.
Bir diğer görüşe göre ise terörist elebaşı Öcalan’ın örgüt üzerindeki etkisinin hala devam ettiğini ve istemesi halinde silahları bıraktırabileceği ifade ediliyor.
Birbirine zıt bu iki görüş aynı zamanda iki önemli sonuç doğuruyor. Birincisi; PKK terör örgütünü kuran elebaşı Öcalan’ın PKK üzerinde bir etkisi kalmadıysa artık “önder” olarak kabul görmüyor demektir. Peki, PKK terör örgütü Öcalan’ı “önder” olarak görmüyorsa kimi “önder” olarak kabul ediyor? Silahını kim veriyorsa onu tabi ki… ABD ve İsrail’i… Bu durumda da DEM’in her fırsatta sokakları karıştırmak ve toplumsal huzuru bozmak için kullandığı “Önder Öcalan’a özgürlük” masalları da boşa düşüyor. Kandil’in etkisinde bulunan DEM, ABD ve İsrail’in telinde oynuyor demektir.
İkincisi ise terör örgütü elebaşı Öcalan hala örgüt üzerinde etkili bir isim ise ve umut hakkında faydalanmak istiyorsa ve “Her türlü hizmete hazırım” diyerek söz verdiyse neden bu sözünde durmuyor? PKK terör örgütü, örgüt elebaşı Öcalan’ın umut hakkından faydalanmasını istiyorsa neden “silahları bırakmaya hazırız” demiyor, diyemiyor? PKK, terör örgütü elebaşı Öcalan’ın umut hakkından faydalanmasını istemiyor mu?
PKK, terör örgütü elebaşı Öcalan’ın çağrısıyla silahları bırakır ve Türk adaletine teslim olursa ne ala. Türkiye’nin, PKK terör örgütü gibi bir sorunu ortadan kalkar ve onun gölgesinde siyaset yapanlar doğrudan meşru bir zemine çekilmiş olur. Bunun sonucunda da başta Diyarbakır anneleri olmak üzere onlarla aynı hissi taşıyan herkesin yüzünün gülmesi sağlanır.
Eğer PKK terör örgütü, Öcalan’ın çağrısıyla silahları bırakmaz ve iddialarında vazgeçmez ise Öcalan’ın örgüt üzerinde bir etkisinin olmadığı ve ABD’nin tıpkı diğer terör örgütü elebaşlarına yaptığı gibi Öcalan’ı da kullanıp bir köşeye attığı ortaya çıkmış olur. Kandil’in güdümünden çıkamayan DEM’in de kullanılma süresi bittikten sonra bir köşeye atılacağı gün yakın demektir.
MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin 1 Ekim’de DEM’e uzattığı elin önemi de işte burada yatıyor. “Biz size kardeşlik elimizi uzattık, “önder” dediğiniz terör örgütü elebaşı Öcalan’a örgütü tek taraflı feshetmesi ve silahları bıraktırması halinde gelsin umut hakkından faydalansın dedik, ikna olmuyorsanız hatta gelsin sizin parti grubunuzda bu çağrıyı yapsın. Buna da katlanacağımızı söyledik” sözleriyle büyük bir fırsat penceresi açtı.
Bu pencere, Kürt kökenli kardeşlerimizi kimlerin hangi amaçla kullanmak istediğini, DEM’in ne adına ve kimler için siyaset yaptığını, terör örgütü elebaşı Öcalan’ın örgüt için ne ifade ettiğini, PKK terör örgütünün kimlerin taşeronu olduğunun bir kez daha netleşmesi için önemli bir adımdı.
Bu adımla;
Kandil’in elindeki DEM kozunu almak için şans tanıdı, fırsat açtı.
AİHM ve Avrupa Parlamentosunun Türkiye’ye dayatmaya hazırlandığı terör örgütü elebaşı Öcalan’ın “Umut Hakkı” talebi için ön aldı.
Terör örgütü PKK’ya, örgütü kuran Öcalan tarafından silah bırakma çağrısı yaptırarak küresel emperyalizmin elindeki tetiği kırmak için hamle yaptı.
Bu adım Türkiye adına 85 milyonun huzuru için atılmış tarihi bir adım olmakla birlikte bugüne kadar terörle mücadele kapsamında alınan önemli bir milli inisiyatiftir. Bu inisiyatifin muhataplarının karşısında iki seçenek vardır. Ya Türkiye’nin yanında yer alacaklar ya da Türkiye’nin karşısında yer alanların safında mahfi perişan olacaklar. Ya bin yıllık Türk-Kürt kardeşliğinin arasına terör örgütü PKK’yı sokma çabalarından vazgeçecekler ya da Türkiye’nin terörle mücadele kapsamındaki duruşundan üzerine düşen payı alacaklar.
Unutulmasın ki; Hiç bir terör örgütü Türkiye’den ne daha büyük ne de daha güçlüdür. Terör örgütlerinin istedikleri sonucu almaları mümkün değildir. Terör örgütü ve uzantıları çamur da patinaj çeken araba misali bataklığa gömülmeye mahkûmdurlar. Devlet Bahçeli bataklığı göstererek “ortadan uzaklaşın” çağrısı yapıyor. Yine aynı bataklığı göstererek “kurtulmak isteyenler için” elini uzatıyor.