Şeytan üçgenine karşı Türk üçgeni
Cumhur ittifakının kurulduğu günden bu yana dağılması için gün sayan ve elini ovuşturanlar MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin DEM Parti’ye uzattığı el üzerinden yine devreye girdiler. Terörün, Türkiye’nin gündeminden çıkarılması ve terörüz bir Türkiye Yüzyılı idealiyle alınan tarihi inisiyatif belli başlı çıkar çevreleri tarafından hem suiistimal edilmek hem de Cumhur ittifakında fitne oluşturmak için kullanılmaya çalışıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin her fırsatta terörle mücadelede kararlılık vurgusu yapmasına rağmen “terörle mücadelede geri adım atıldı” şeklinde bir algı oluşturulmak istendi. DEM Parti’nin “Türkiye Partisi” olması ve “terörün gölgesinde siyaset yapmaktan vazgeçmesi” için uzatılan samimi ve iyi niyetli ele karşılık, DEM Partinin PKK terör örgütüyle arasına mesafe koyması endişesini taşıyanlar terörist elebaşı Öcalan’ın silah bırakma çağrısı yapmasına da karşı çıktılar.
İmralı-DEM-Kandil arasında oluşan şeytan üçgenine “Türk üçgeni” ile karşılık veren MHP Lideri Bahçeli Türk-Kürt kardeşliğinin arasına nifak sokma çabalarına çomak soktu. ABD ve İsrail’in Türkiye’nin yanı başında bir terör devleti kurmak için silahlandırdığı ve kirli emellerine Kürt kökenli vatandaşlarımızı basamak yapma girişimlerine fener tuttu. Bin yıllık kardeşliğimizi zehirlemeye çalışan şeytanın bacağını kırmak için tarihi bir inisiyatif aldı. ABD’nin güdümünde hareket eden Kandil’in vesayetinden kurtulması ve Türkiye’nin yanında yer alması için DEM Parti’ye yaptığı çağrıya 22 Ekim’de terör örgütünün kurucusu terörist elebaşı Öcalan’ı da ekleyerek “ak koyun kara koyun ortaya çıksın” istedi. Bugüne kadar Öcalan’ın tecridini bahane edenlere “Siz yeter ki terörü reddedecek, Türk-Kürt kardeşliğini pekiştirecek iradeyi gösterin, değil tecridinin kalkması hatta gelsin DEM Grubundan çağrı yapsın, biz bu fedakârlığı da gösteririz” diyerek büyük bir sorumluluk üstlendi. Bu tarihi sorumluluğu kimileri oy kaygısına, kimileri yeni anayasa hazırlığına kimileri de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın görev süresine bağlamaya çalıştı. Sayın Bahçeli’nin “sözlerimin arkasındayım” duruşuyla gösterdiği kararlılık ve amacının sadece terörün son bulması olduğunu ifade etmesiyle iddiaları boşa düşen fitne tayfası bu kez de “Cumhur ittifakında görüş ayrılığı mı var?” fitnesine sarıldı.
MHP Lideri Devlet Bahçeli dün yaptığı grup toplantısında Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüş ayrılığı olduğu iddialarına, “Mevzubahis vatan, bayrak, millet ve devlet-i ebed müddetse Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile şahsım arasında hiçbir ayrılığın ve ayrışmanın söz konusu dahi olmayacağını mühürlü kalplere, duymayan kulaklara, görmeyen gözlere hatırlatmak dava ve vicdan görevimdir” cevabıyla son noktayı koydu. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile arasında “derin ve karşılıksız” bir bağ olduğunu vurguladı. Bu sözler Cumhur ittifakının dağılması için gecesini gündüzüne katanların uykusunu kaçırdı.
MHP Lideri, en önemli çağrısını ise yine Kürt kökenli vatandaşlarımıza yaptı. Kelime kelime irdelenmesi ve üzerinde ayrıca düşünülmesi gereken cümleler kurdu. “Buradan bütün Kürt kardeşlerime sesleniyorum. PKK Kürtleri temsil edemez” dedi. Kürt kökenli vatandaşlarımızı terör örgütü PKK ile eşitlemeye çalışan, temsil misyonu yükleme gayretine girişenlere net bir mesaj verdi. MHP Lideri’nin “umut hakkıyla” ilgili anayasal düzenleme yapılması da dâhil olmak üzere ısrarlı çağrılarına rağmen 51 günlük süre içinde ortaya çıkan tabloyu “Şimdi açıkça görüldü” diyerek özetledi: “Bir adım ileri gitmek için yola çıkanları engellemeye çalışanlar vardır. Dün terörist başının yoldaşı olanlar, şimdi Amerika’nın uşağı olmuşlar. Biden’ın üvey evlatlarına, Türk milletinin asil evlatlarını kurban edemeyiz. Buna hakkımız yok. Gelin bir olalım, beraber olalım, hep beraber Türkiye olalım” ifadelerini kullandı.
Terör örgütü elebaşı Öcalan’ın silah bırakma çağrısı yapmasına ve “umut hakkından” faydalanmasına karşı çıkan Kandil, teröristbaşı Öcalan’ı “önder” olarak görmediğini ispatlamış oldu. Dün Öcalan’ın yoldaşı olan Kandil, bugün Öcalan’ı ABD’ye sattığını tescilledi. Terör örgütü ve İmralı’daki başı arasındaki “yol ayrımı” ortaya çıktı.
İkinci bir husus ise DEM Parti’nin konumu. “Önderimiz Öcalan” diyen DEM aynı zamanda Kandil’in gölgesinde siyaset yapmaktan imtina etmedi. Kürt kökenli vatandaşlarımızın oylarını Kandil’in gölgesine taşıyanlar için tercih yapma zamanı geldi. Ya siyaset ya terör? Ya kardeşlik ya da kalleşlik? Ya Kandil ya umut hakkı?
MHP Lideri Devlet Bahçeli tam da bu noktada, “Bu milletin asil evladı olan Kürt kökenli kardeşlerimizi ABD’nin üvey evlatlarına kurban ettirmem” diyerek tavrını gösterdi. MHP lideri, şeytan üçgeniyle Kürt kökenli kardeşlerimizin etrafını saran ateş çemberini; birlik, beraberlik ve kardeşlik unsuru olan Türk üçgeniyle yarmayı amaçladı.