05 Aralık 2024
weather
4°
Twitter
Facebook
Instagram

Esad’ın masaya oturma vakti geldi

YAYINLAMA:
Esad’ın masaya oturma vakti geldi

12 yıl aradan sonra Suriye’den Türkiye’ye yönelen göç dalgasını tersine çevirecek gelişmeler yaşanmaya başladı. Esad’ın zulmünden kaçan ve evlerini terk etmek zorunda kalan muhalifler topraklarına geri dönmek için Halep’e doğru harekete geçti. HTŞ’nin ve Suriye Milli ordusunun Halep’i ele geçirmesiyle Esad rejimine ait askeri unsurlar da bölgeden çekildi. 

Suriyeli muhaliflerin ilerleyişi sadece Halep’le sınırlı kalmadı. Hama ve Humus kentlerine yönelen Suriye Milli Ordusu Şam’ı da tehdit etmeye başladı. 8 yıl aradan sonra ilk kez Halep ve çevresine muhalif gruplar hakim oldu.

Suriye’de yaşanan bu gelişme birkaç ilginç ayrıntıyı da beraberinde getirdi. Muhalif unsurların ilerleyişine Rusya ve İran’ın sessiz kalması dikkat çekti. Muhaliflerden yapılan ilk açıklama ise, “Amacımız göçmen Suriyelilerin topraklarına tekrar dönüşünü sağlamak” oldu. Rusya-İran-Türkiye arasında yapılan diplomatik görülmelerde ise herkesin dile getirdiği görüş “Astana Görüşmeleri” çerçevesinde hareket etmekti. Yani Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması ve siyasi istikrarın sağlanacağı bir yol haritasına duyulan ihtiyaç… 

Suriyeli muhaliflerin ilerleyişi sadece Esad rejimi askerlerine yönelik olmadı. Kendi topraklarında “işgalci” olarak bulunan tüm unsurların temizlenmesine yönelik yapılmış geniş kapsamlı bir saldırı olduğu ortaya çıktı. Bu kapsamda öncelikle Halep’teki Kuveyris Askeri Havaalanı ele geçirilerek terör örgütü PKK/YPG’nin Tel Rıfat-Münbiç lojistik hattı kesildi. Bu hamlenin ardından PKK’nın ilk işi Rusya’dan yardım istemek oldu. Suriyeli muhaliflerin durdurulması için Rusya’nın müdahil olması gerektiği belirtildi. Bu durum bize Fırat’ın doğrusundaki PKK’nın hamisinin Rusya, batısındakinin ise ABD olduğunu bir kez daha ispatladı. PKK’nın yardım talebi de Tel Rıfat’ın Suriye Milli Ordusu tarafından tamamen kuşatılmasına ve ele geçirilmesine engel olamadı. PKK terör örgütü adeta kapana kısıldı ve kilit kapandı. Tel Rıfat- Münbiç arasında oluşturulmak istenen koridor kesildi. Doğal olarak Suriye’nin kuzeyinde kurulmak istenen ve Irak’ın kuzeyine bağlanması amaçlanan “teröristan” hayali yerle bir oldu. Bunun yanı sıra Irak’ın da sınırlarını kapatması terör örgütü PKK’yı bölgede yalnızlığa itti. 

Esad ise muhaliflerin saldırısını, “saldırmak için geri çekildik” sözleriyle değerlendirdi. Muhaliflerin saldırıları karşısında çekilmek zorunda kalacak kadar zayıf düştüğünü “taktik” kılıfıyla gizlemeye çalıştı. Rusya ve İran’dan yardım talebinde bulunması bile Halep’i kurtaramadı. Rusya’nın Halep’e yönelik göstermelik hava saldırısı da ilerleyişin durdurulamayacağını gösterdi. 

Muhaliflerin ilerleyişinin Şam kapısına dayanması halinde Esad’ın ikinci plan olarak Rusya’nın yardımıyla Lazkiye’ye çekilebileceği iddiaları gündeme geldi. Lazkiye’nin hem Rusya’nın Akdeniz’e açılan koridoru hem de Esad ailesinin memleketi olması bakımından önemliydi. 

Suriye ile 911 km sınır uzunluğumuzun olması ve terör örgütü PKK’nın bu sınır boyunu ele geçirmeye çalışması Türkiye için ayrı bir önem ifade ediyor. 24 Ağustos 2016 yılı itibariyle hem Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması hem de terör örgütlerinin bölgeden temizlenmesi amacıyla icra edilen operasyonlar bölgedeki dengelerin de değişmesine zemin hazırladı. ABD ve Rusya’ya rağmen yürüttüğümüz başarılı operasyonlar bir terör devletinin kurulmasının önüne geçti. Sırada Suriyeli göçmenlerin ülkesine güvenle dönebileceği bir zeminin oluşması evresine geçildi. Burada Suriyeli muhalif unsurların da önemli bir etkisinin bulunduğunu görmek ve Halep’in tekrar ele geçirilmesinin önemini göz ardı etmemek gerekir. 

27 Kasım itibariyle Esad’ın, muhalifleri görmezden gelemeyeceği bir süreç başladı. Türkiye ile kısa zamanda masaya oturup sığınmacıların geri dönüşü, toprak bütünlüğü ve siyasi istikrarın sağlanması konusunda işbirliği yapmaya ihtiyacı var. Suriye’nin geleceği için Türkiye’den başka güvenebileceği başka bir devlet yok. Çünkü Suriye’de, Suriye ve Suriyelilerin çıkarını düşünen Türkiye’den başka bir güç yok. 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *