Ümitsizliğe kapılanlar…
Suriye’de yaşanan gelişmeler hakkında herkesin kendi meşrebine uygun bir fikri vardı.
Kimi Halep Kalesi’ne Türk bayrağı asılışı üzerinden rahatsızlığını dile getirdi.
Kimi PKK’nın Tel Rıfat’tan sürülüşü üzerinden üzüntüsünü ortaya koydu.
***
Aslına bakarsanız, bu tiplerin rahatsız ve üzgün olmaları kadar doğal bir şey yoktu.
Çünkü onlar…
ABD, terör örgütü PKK’ya tırlar dolusu yardım ederken ses çıkarmayanlardı.
PKK’nın Suriye uzantısı PYD’yi terör örgütü olarak görmeyenlerdi.
Suriye’nin kuzeyinde başkaları devlet kuracağına PYD kursun önerisinde bulunacak kadar aklını peynir ekmekle yemişlerdi.
Sınırlarımızın hemen dibinde bir terör devleti kurulması adına adımlar atılırken Suriye’de ne işimizin olduğunu sorgulayan zavallılardı.
***
Dün böyle konuşan DEM’lenmiş CHP’li zihniyetin bugünkü hadiseleri nasıl yorumlayacağı aşağı yukarı belliydi.
Halep’te katliam ve tecavüzlerin yaşandığı dillendirildi.
İsrail’in Halep üzerinden Gaziantep’i almak üzere olduğu iddiasında bulunuldu.
Tel Rıfat’taki katil sürüsünün tepesine binen Suriye Milli Ordusu terörist ilan edildi.
Attıklarının tutmadığı görülünce de başa dönüldü, Türkiye’nin Suriye’den uzak durması gerektiği söylendi.
***
Herkes Suriye konusunda eteğindeki taşı döktü, dökmeye de devam ediyor.
Biri hariç…
Ümit Özdağ…
Oysa o bu konularda en çok konuşması gereken kişiydi.
Kurduğu partinin tüm siyasi sermayesini Suriyeli sığınmacılar üzerine yükleyen biri olmasına rağmen sessiz kalmayı tercih etti.
***
Bu tercihin sebebi neydi?
Halep, Tel Rıfat, Humus, Münbiç derken Suriyeli sığınmacıların güvenli ve gönüllü geri dönüşlerinin önünün açılmış olması mıydı?
Sığınmacıların memleketlerine dönüşü başladı, dönen herkes Ümit Özdağ’a el salladı, el sallayan her Suriyeli biz gittik sen bittin mesajını verdi, belli ki mesaj yerine ulaştı.
Mesajı alan Ümit Özdağ da Suriyeli sığınmacıların ülkesine dönmesi durumunda partisinin geçimini nereden sağlayacağını kara kara düşünmeye başladı.
***
Peki ya Ümit Özdağ bu ihtimalden dolayı sessizliğe bürünmediyse…
Başka bir gelişmenin sonucunu, mesela PKK’nın İsrail’den talep ettiği yardım çağrısının neticesini bekliyorsa…
Görüldüğü üzere Ümit Özdağ’ın girdiği sessizlik sarmalı sadece sığınmacıları otobüse doldurup zorla gönderme vaadini gerçekleştiremeyecek olması ile açıklanamaz.
İhtimali çok bir sessizlik bu…
O nedenle Zafer Turizm tayfası niçin çıtlarının çıkmadığı konusuna bir açıklık getirmeli, ümitsizliğe neden kapıldıklarını açıklamalılar…