Onurlu, güvenli ve düzenli dönüş
Suriye’de 13 yıldır devam eden insanlık dramı Esad’ın devrilmesiyle son bulurken ülkemize sığınan 4 milyon Suriyelinin de umutları tekrar canlandı.
28 Kasım’da başlayan özgürlük mücadelesinin Halep durağında Suriye Milli Ordusu tarafından yapılan açıklamada operasyonun hedefinin yurtdışında yaşayan Suriyelilerin geri dönüşü olduğu vurgulanmıştı. Şam’ın düşmesinden sonra da Suriye Devlet Televizyonundan açıklama yapan muhalif unsurlar yurtdışındaki tüm Suriyelilere “evinize dönün” çağrısı yaptı. Geçici hükümetin Başbakanı Muhammed El-Beşir ise “Suriye’yi birlikte ayağa kaldıracağız” sözleriyle çağrıda bulundu.
8 Aralık’tan sonra Türkiye’den 9 binden fazla Suriyeli sığınmacı ülkesine geri döndü. Elbette bu dönüşlerin hepsi gönüllü ve kendi rızalarıyla oldu. Sınır kapısında yaşanacak yoğunluk dikkate alınarak Yayladağı sınır kapısı da geçişlere açıldı. Ülkesine geri dönen Suriyeliler Türkiye’ye teşekkür ederek sınırın öbür tarafında geçti. Ülkemiz adına gurur verici bir tablo yaşandı.
Suriye’de yaşanan iç savaşın birinci muhatabı Türkiye oldu. Ülkemize sığınan Suriyeliler Esad’ın bombalarından ve terör örgütlerinin namlularından canlarını kurtarmak için Türk milletine sığındılar. Başka hangi ülkeye gitseler yine zulüm göreceklerini bildiklerinden dolayı Ayyıldız’ın gölgesinde kalmayı tercih ettiler. Gönüllü ve gönülden bir istekle “Türk kardeşlerimiz bize sahip çıkar” diyerek kapımızı çaldılar.
Milletimiz elindeki avucundakiyle aşını, işini, ekmeğini paylaştı. Zor şartlar altında yaşamlarını sürdüren sığınmacılar çeşitli iş kollarında piyasa şartlarının altında çalıştılar. Türkiye’nin güvenli kucağında yeni bir hayat kurmak için mücadele ettiler. Tüm ırkçı söylemlere ve sığınmacı düşmanlığına karşı provokasyona gelmediler.
Muhalefetin sert ve acımasız diline, her gün yayın organlarından yaptıkları “yeter artık bu misafirlik” şeklindeki kırıcı tavırlara, otobüs tutup “hepinizi göndereceğiz” diyen vicdansız yaklaşımlara karşı çaresiz bir minnet duygusuyla kucaklarındaki çocukluklarına sarılıp sessizce beklediler. Çareyi Avrupa’da görenler ise Ege’nin derin sularında ölüme terkedildiler. Suriyelileri sırtımızda yük olarak gören muhalefet “çok seviyorsanız alın evinizde besleyin” noktasına kadar küstahlaştı. Suriye’deki sorunun mağduru olan sığınmacılar, ülkemizdeki sorunların kaynağı olarak görüldüler. Enflasyonun, işsizliğin, konut kiralarının, pazardaki pahalılığın hatta asrın depreminin… İşlenen tüm suçların Suriyeler tarafından işlendiği gibi bir algı oluşturmaya çalıştılar. “Önceden ülkemizde böyle şeyler olmazdı” diyerek tüm kötülüklerin anası olarak gösterildiler. Meğer Suriye’den gelirken vicdansızlığı da onlar getirmişler…
İyisiyle kötüsüyle 13 yıl aradan sonra Suriyelilerin ülkelerine dönmesinin ilk adımı atıldı. Daha doğrusu gönüllü gitmek isteyenler için onurlu ve güvenli dönüşün kapısı aralandı. Şimdi de yeni bir yaygara başladı. Hemen gidin! Yani plansız, programsız ve düzensiz…
Kemal Kılıçdaroğlu’nun “hemen davul zurnayla gönderelim” dediği sığınmacılar için CHP’nin 13 aylık Genel Başkanı Özgür Özel, dönüşler için paket hazırladı. CHP Parti Sözcüsü ise derhal gitmeleri çağrısında bulundu.
İP Başkanı Müsavat Dervişoğlu, “Esad gitti misafirlik bitti” dedi ve vatandaşlık verilen 238 bin 768 Suriyelinin vatandaşlığının da iptal edilmesini istedi. Aynı şeyi Avrupalılar, Ruslar, Ukraynalılar ve diğerleri için isteyemedi nedense…
CHP’li ABB Başkanı Mansur Yavaş ise Suriyelilerin gönderilmemesi için bahane kalmadığını söyledi.
Partisi kurduğu günden itibaren Suriyeli sığınmacıların ekmeğini yiyen Ümit Özdağ’ın adını hiç anmıyorum bile…
Düzensiz göç ne kadar tehlikeli bir sorun oluşturuyorsa düzensiz dönüşler de aynı tehlikeye kapı aralamaya müsait bir yoldur. Suriyeli sığınmacılara 13 yıl ev sahipliği yapan milletimiz 13 yılın sonunda “kapı dışarı eder gibi” gönderip kardeşlik hukukunu dereyi geçerken örselememelidir. Suriye’nin Suriyelilerin olduğunu göstermek için Türkiye’nin desteğini esirgemeden aktif rol alması gerekir. Suriye’nin geçiş sürecinde tüm Suriyelilerin katılımının sağlanması açısından geri dönüşlerin gönüllü, onurlu ve güvenli bir şekilde sağlanmasının yanı sıra düzenli bir dönüşün sağlanması da amaçlanmalıdır. MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin belirttiği gibi, “bugün misafirimiz olan sığınmacıların yarın komşumuz olacağı unutulmamalıdır.”
Komşuluktan öte kardeşlik bağları sağladığımız Suriyeliler ile artık geri dönülmez bir kader bağımız vardır. Hısımlık ilişkileri gelişmiş, komşuluk ilişkileri artmış, ticari kültürümüz kaynaşmış ve sınırlarımızın güvenliği artık 13 yıllık misafirimiz olan Suriyelilere emanet edilmiştir. “Sınırımızda IŞİD olacağına PYD olsun” diyenler, “sınırımızda terör değil Suriyeli kardeşlerimiz olsun” diyenleri elbette anlayamazlar.