30 Ocak 2025
weather
12°
Twitter
Facebook
Instagram

Karabatak Arınç yine göründü…

YAYINLAMA:
Karabatak Arınç yine göründü…

Hani bir görünüp, bir yok olan kişiler için kullanılan “Karabatak kuşu gibisin” diye bir tarif var ya… Türk siyasetinde de bu tarife uyacak tipler var. Mesela AK Parti içinde etkisizleştirilen ve zihinsel olarak da bir hayli AK Parti’den uzaklaşan Bülent Arınç bu tarifin başlıca sembolü olmuş bir siyasetçidir. Bir bakıyorsunuz aylarca sesi çıkmıyor. Bu süre içinde ne yaşıyor ne yapıyor bilinmiyor. Adeta dünya üzerinden çekiliyor. İnzivasında kendi başına düşünceler mi tasarlıyor yoksa kendi gibilerle bir istişare mi yapıyor, bunları da bilmiyoruz. Sonra bir bakıyorsunuz heybesine topladıklarıyla pat diye bir televizyon programına çıkıyor. Buna herkes defalarca şahit olmuştur. Her konuşmasında Cumhur İttifakı'nı iğneler ve muhalefetin safından olaylara bakan değerlendirmeler yapıyor.

Bir intikam duygusu içinde hareket ettiği çok bellidir. MHP’den nefret ettiğini her kelimesine yansıtıyor, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a da büyük bir sinsilikte mesajlar vermeye çalışıyor.

Bülent Arınç “Karabatak” misali yine ismini ilk defa duyduğumuz bir yayın organında ortaya çıktı. Yine bu yönde mesajlar verdi ve muhalefetin köşeye sıkıştığı yahut istismar ettiği konularda onlara “Yetiştim dostum” duruşunu sergiledi.

78 canımızı yitirdiğimiz otel yangınıyla ilgili Bolu Belediyesi’nin yaptığı denetimleri, verdiği raporları, çelişkileri, yalanları, inkârları ve tutarsızlıkları değerlendirmeden "Belediyenin yetki alanı içinde mi? Hayır, burası turizm yatırımları alanında. O zaman sorumlu kim? Turizm Bakanlığı…" diyebildi. Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan’ın itfaiye ekibini savunmak için “Burası büyük bir işletme, yarın beni karalıyorsun' diye dava açabilir korkusu yaşamış olabilir. Ben yangından sonra bu başvuruları öğrendim. Daha öncesinde bu başvuruların yapıldığını, itfaiyemizin oraya gittiğini, sonra başvuru sahibinin geri çektiğini ancak yangından sonra, hatta Sayın Bakan'ın açıklamalarından sonra öğrendim." açıklaması bile Bülent Arınç için bu cümleleri kurarken belli ki utanma duygusunu oluşturmamış. Aklınca CHP’ye şirinlik yapacak ya… Dünyanın her yerinde yangın/itfaiye ilişkisine dair denetleme, rapor oluşturma ve müdahale etme görevi genelde belediyelerde olur. Adı üstünde Yerel Yönetim! Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın elbette sorumlulukları varsa hatırlat, ifade et ve eleştir. Peki, ortada yaşanmış olaylar varken niçin onlara değinmiyorsun Bülent Arınç? Otel yetkilileri ve Bolu Belediyesi’nin itfaiyesi arasında “Yangına önlem için alınacak tedbirler için masraflar çok, bunu karşılayamayız / o halde dilekçeyi geri çekin” anlaşması da mı seni hiç dehşete düşürmedi? Aklınca “hükümetten intikam almak için uygun bir vakit” diyorsun değil mi?

Hele trajikomik “Kemal Kılıçdaroğlu'nun yaptığı siyaseti beğendim. O siyasetin CHP'ye bir faydası olmadı ama ülkeye çok faydası oldu. Helalleşme dönemi yaptığı faydalı işlerdendi" yorumuna ne demeli? Beğenilecek hangi siyaseti yapmış? Ülkeye faydası olan hangi siyaseti olmuş? Helalleşme denilen hep ülkeye ihanet edilen konular ve ülkeye ihanet eden kişiler olmadı mı?

Muhalefet savunması, koruması, güzellemesi yanında bir de Cumhurbaşkanı Erdoğan’a “Ona demedim” dese de subliminal şu mesajı veriyor:

“Bir siyasetçi olarak son sözümü söyleyeyim. İnsanlar zirvedeyken işi bırakması lazım. Ben 2007'de müsaade istedim ama alamadım. Belki kötü bir örnek olacak ama Merkel'in gittiği gibi gitmek lazım. Alkışlarla ve takdirlerle... Yoksa o güzel günlerin hatırına kimse bakmaz. Cumhurbaşkanımız için söylemiyorum tabii ki..."

Kemal Kılıçdaroğlu’nu bu ülke adına olumlu hiçbir şey yapmadığı halde övüyor. Ama Arınç ailesine her manada sahip çıkmış Cumhurbaşkanı Erdoğan’a “Merkel'in gittiği gibi gitmek lazım.” şeklinde verdiği mesaja bakar mısınız? Neyi hayal ediyorsun Bülent Arınç? İstanbul’u, Ankara’yı yönetmekten aciz Belediye Başkanlarına dair hayaller mi kuruyorsun?

Gündemin ana konuları içinde MHP ve Sayın Bahçeli olup, Bülent Arınç’ın bir televizyona çıkıp o gündeme değinmeden ve aklınca iğnelemeden geçmesi mümkün mü?

Elbette mümkün değil… O da bu fırsatı kaçırmadı tabi ki. Belki de sırf bu gündeme değinmek için programa çıkmış da olabilir. Çünkü ondaki kuyruk acısı MHP’ye nefretini hep diri tutuyor.

Bülent Arınç aklınca Sayın Devlet Bahçeli’nin DEM’e “Teröre cephe alın. Türkiye partisi olun”, teröristbaşı Öcalan’a da “Terörün tamamen bittiğini ve örgütün lağvedildiğini haykıracak olması” çağrısını yapmasını değerlendirmiş… Aslında bir nevi de müstehzi ifadeler kullanıyor. Şu cümlelerine bakarsanız bunu çok net görürsünüz:

“Bahçeli'nin açıklamalarına çok şaşırdım. Kendi grubu da şaşırdı. Gözlerimi ovuşturdum. Urgan atmakla bilinen bir siyasetçi; 'Öcalan gelsin konuşsun' dedi.”

“Eski bir tabirde dediği gibi sınıfın en yaramaz çocuğunu sınıfın mümessili yaparsanız sınıfa huzur gelir derler. En katı Türkçü ağızdan bunu duyuyorsanız şaşırıyorsunuz.”

“Bu projeyi ortaya atan kişi Bahçeli, kendisi yapmasa bile partisinden bir ekiple önderliğini yapsın. Serok demeyeceğim, kızıyorlardı. Önderliğini yapsın... 'Önder Apo' sözünden dolayı önder sözünden de vazgeçelim, kılavuzluğunu yapsın.”

Çözüm sürecinin de PKK’yı meşrulaştıran gevezelikler yaparak “Artık Sayın Öcalan demek suç olmaktan çıktı. PKK'nın kendine ait bayrağını elinde taşımak, Öcalan posterini elinde taşımak suç olmaktan çıktı. Hatta Türkiye'nin sistemi böyle olmalıdır, eyaletler, demokratik özerklik... demek, bunların hiçbir şekilde artık suç değil. Geçmişte bu suçlamalarla cezaevinde yatanların hepsi çıktı. Düşüncelerini açıklamaktan dolayı ceza alan kim varsa cezalarını erteledik. Artık bundan dolayı da dava açılmayacak." şeklinde cümleler kuran Bülent Arınç meseleyi yine yanlış anlamış yahut tam temennilerini karşılamadığı için müstehzi ifadeler kullanarak kendini yine açık etmiştir.

“Silahlar ya gömülecek ya da silah tutanlar gömülecektir. Yurt içinde ve yurt dışında elinde silahla gezen hiçbir caniye ve terör örgütüne müsamaha yoktur.” diyen MHP Lideri Devlet Bahçeli ne diyor, geçmişte terör örgütü PKK’yı meşrulaştırmayı düşünen sen şimdi ne diyorsun Bülent Arınç?

Senin yaptığın terör örgütü PKK’yı kutsamak, onları hedeflerine ulaştırmak, MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin yaptığı ise terör örgütü PKK’yı silahlarıyla birlikte tarihin çöplüğüne gömmektir. Sen de Fethullah Gülen’in dizinin dibindeki anılarınla, PKK’yı meşrulaştıran açıklamalarınla siyaset çöplüğünde yerini alacak birisin…

Karabatak gibi bir görünüp bir kaybolma artık gerçekten kabak tadı vermeye başladın… Eğer siyaset yapmaya hala çok hevesliysen, haftaya Özgür Özel bir de sana CHP rozeti taksın… CHP’yi senin gibi savunacak bir avukata çok ihtiyaçları var…

 

 

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *