Türkgün.com spor yazarları Tayfun Özsoy, Hakan Yaşar ve Ali Kunak; Galatasaray-Fenerbahçe derbisi, Beşiktaş ve Trabzonspor'un Vincic talebi ve Trabzonspor'un son dönem performansı ile ilgili sorularımızı cevapladı
"Mourinho kazanması gereken maçta, yenilmemeyi hedefledi."
TG-Spor: Süper Lig’deki kritik derbi mücadelesi 0-0 beraberlikle sona erdi. İki takımın da net gol pozisyonuna girmekte zorlandığı karşılaşmada sizce hangi teknik direktörün planı daha iyi işledi?

Tayfun Özsoy: Aslında iki teknik direktörün planı da işledi. Kaybetmemesi yeterli Okan Buruk, oyunu kilitleyip, olursa golü bulmayı hedefledi. Amacı 6 puanı korumaktı. Jose Mourinho da mutlak kazanması gereken maçta, ilk olarak yenilmemeyi hedefledi. Kaybetmediği zaman şansını sürdüreceğine inanan Portekizli teknik adam, derbi kazanamasa, şampiyon olamasa da ligin kalanında söylemleriyle rakibinin alacağı sonuca gölge düşürmeyi başaracaktır.
Hakan Yaşar: Jose Mourinho’nun planı 1 puandı, aldı. Okan Buruk, takımının dönemsel güçsüzlüğünün farkındaydı, “yenemiyorsan yenilme” felsefesini sahaya yansıttı. Aslında Mourinho, hücum gücü düşük böyle bir Galatasaray’ı arasa bulamazdı ama büyük fırsatı tepti. Fenerbahçe’nin ana planı tempoyu düşürerek oyunu elinde tutup 1-0’ı bulmaktı. Oyunun gizli hakimi olsa da hücumu 2. plana attı. Mourinho, 6 puanlık riski kalan haftalara bırakmayı tercih etti. Özetle her iki hocanın sahadaki planları işledi. Zaten kafaları daha çok saha dışındaydı. Derbide tabelada kaybeden yok ama ya gerçekte?
Ali Kunak: Kalitesi vasatın altında kalan, ama olaysız biten bir derbi yaşadık. Aslında beraberlik her iki teknik adam içinde iyi bir sonuç. Bence Okan Buruk için daha iyi bir sonuç. Galatasaray'ın son haftalardaki kötü futboluna rağmen derbide yenilmemesi ve gol üstünlüğünü göz önüne alırsak 7 puan diyebileceğimiz farkı koruması Mourinho için iyi bir sonuç değildi. Ama başka ekibinden Mourinho'nun neden sevindiğini anlayamadık. Bu anlık Sevinç gösterisi, Morinho'nun bu maça Öncelikle yenilmemeyi Hedef Alıp geldiğinin net bir kanıtı. Ama sonuçtan her iki tarafta üzüntü duymadı. Galatasaray ve Okan Buruk tarafı biraz avantajlı çıktı.
“Bu dereden daha çok su akar”
TG-Spor: Süper Lig’de 25. hafta geride kalırken Galatasaray namağlup liderliğini sürdürdü. Fenerbahçe ise liderin 6 puan gerisinde ikinci sırada kaldı. Kalan haftalar Fenerbahçe’nin puan farkını kapatıp öne geçmesi için yeterli olur mu yoksa derbide puan farkını koruyan Galatasaray’ın şampiyonluk yolunda önü açıldı mı?

Tayfun Özsoy: İkili averaja bakıldığında aslında aradaki fark 7 puan kabul edilmelidir. Galatasaray’ın kalan 12 maçta, en az üç maç kaybetmesi, Fenerbahçe’nin şampiyonluk için tüm maçlarını kazanması gerekiyor. Futbol bu, kesinlik belirtmek güçtür, ancak sarı kırmızılıların geriye düşmesi çok zor kabul edilmelidir. Avrupa’da olmayan Galatasaray’ın, ara transferde, yenilenen, derinleşen kadrosuyla zamanla arayı daha da açarak şampiyonluğa ulaşması daha gerçekçi olacaktır.
Hakan Yaşar: Ligde kalan mesafe hala çok uzun. Bu dereden daha çok su akar. 6 puanlık fark ve rakibiyle oynamış olmak Galatasaray için avantaj ama bariz üstünlük değil. 2 kırılma noktası olacak. Fenerbahçe bu savunma anlayışı ve formuyla yenilmesi zor takım. Avrupa ve Süper Lig trafiğinde puan kaybı yaşayıp yaşamayacakları en kritik nokta. Galatasaray, düşen hücum gücünü toparlayamazsa sürpriz puanlar kaybedebilir. Bu sorunu 7 yeni transferden sadece Lemina’nın katkısıyla çözemez. Fenerbahçe’nin farkı kapatması tamamen Galatasaray’ın elinde. Tabii bir de işin saha dışındaki psikolojik yönü var. İşler çığırından çıktı ve bu savaş halinden bir an önce çıkmalıyız.
Ali Kunak: Galatasaray'ın sonuna kadar 2 kere mağlup olma ya da 3 kere berabere kalma hakkı var. Bu onlar için büyük avantaj. O kaburga sık şikayet ettiği maç trafiğinden de Avrupa'dan elenerek biraz kurtuldular. Bu nedenle Galatasaray'ın bu kadar puan kaybetme ihtimalini biraz zor görüyorum. Öte tarafta Avrupa'da yoluna devam eden Fenerbahçe ligde Sadece bir kez bile puan kaybederse Galatasaray şampi... diyebiliriz
“Vincic futbol oynatmadı”
TG-Spor: Beşiktaş Başkanı Serdal Adalı, Galatasaray-Fenerbahçe derbisini Slavko Vincic’in yönetmesinden dolayı “Aynı hakemin bizim derbilerimizi de yönetmesini isteriz.” dedi. Siz Vincic’in performansını nasıl buldunuz? Yabancı hakem uygulamasının diğer önemli maçlarda da devam etmesi gerektiğini düşünüyor musunuz?

Tayfun Özsoy: Yalnız Serdal Adalı değil, Trabzonspor’dan da benzer istek geldi. Stefan Vincic’in performansını daha tempolu, kora kor bir maçta değerlendirmek gerekirdi. Futbolcuların kendi küçük dairelerine giren rakiplerini ittirip, sonrasına gitmedikleri ortamda Slovenyalı hakem zorlanmadı. Belki de 45 yaşın deneyimi ile hemen her pozisyonda futbolcularla konuşarak sakinleştiren Vincic, kendisine yönelik güvenle zor maçı kolaylaştırdı. Diğer maçlara devam etmeli mi? Kesinlikle hayır. Bence kulüpler, Türk hakemlere Vincic’e baktığı gibi bakarak kötülemek yerine güven duysa, bizim hakemlerimiz de ligi gayet iyi şekilde bitirebilir.
Hakan Yaşar: Son derbiye yabancı hakem gelince 4 Büyükler arasındaki tüm maçlarda, hatta tüm lig maçlarında takımlara yabancı hakkı doğdu. VAR’ı 9 maça getiriyorsan bu ne çelişki derler. Sezon başına karşı çıkıp oyun oynanırken kural değişikliği yaparsan önünü alamazsın. Vincic daha gelmeden ikiye bölünmüştük, öyle de kaldı. Pozisyon değerlendirmeleri uzmanların işi ama ruh hali hiç iyi değildi. “Ben nereye düştüm” modundaydı. Türk hakemin temel sorunu faul standardını tutturamaması. Vincic bunu çözdü mü? Hayır. O zaman nasıl örnek olsun! Mesele yerli veya yabancı hakem de değil zaten. Asıl sorun baskı. Türk futbolu için hiç hoş olmayan bir psikolojik savaş yaşanıyor. Fenerbahçe bu işi uluslararası boyuta taşıyan taraf. Resmi hakem yorumcuları penaltıdan bahsediyorsa Vincic’i bu kadar sahiplenmek niye, sırf savunulan argümanlar için mi?
Ali Kunak: Vincic futbol oynatmadı dün akşam. Bunu Türkgün’de de yazdım. Oyunu sık sık keserek, soğutarak atmosferi yükseltmemeyi hedefledi. Dün akşamki yönetimin aynısını bir Türk hakemi gösterseydi maçtan sona hep birlikte Hakemligini bitirmiştik. Sayın Serdal Adalı'nın dediği gibi bir kapı açıldı. Bu kapı iyi bir kapı değil. Ben bu Federasyon ve bu MHK görevde olduğu sürece, ligimizde yabancı hakem görmeye devam edeceğimizi düşünüyorum.
“Kupa yolu ligden daha kolay”
TG-Spor: Süper Lig’de istikrarsız bir sezon geçiren Trabzonspor, son haftalarda özellikle evinde aldığı başarılı sonuçlarla yükselişe geçmiş durumda. Bordo-mavililer, sezonu Avrupa Kupaları’na katılım sağlayabileceği bir sıralamada bitirebilir mi?

Tayfun Özsoy: Trabzonspor’un Avrupa çizgisine ulaşabilmesi oldukça zor. Kendi evinde aldığı başarılı sonuçlarla tehlike hattından uzaklaşan bordo mavililer, deplasmanlarda da kazanması gerekiyor. Kendi sahasında oynadığı son Gaziantep FK maçında 3 farktan sonra kalesinde 2 gol görerek beraberlik korkusu yaşayan Karadeniz ekibinin, aslında adı konmamış şekilde tartışılan Şenol Güneş ile bundan iyisini yapmasını beklemek biraz zor.
Hakan Yaşar: Trabzonspor bu sezon hep zaman kaybetti. Önce hoca değiştirmeyerek, sonra da yanlış transferlerle. Bitime 3 ay kaldı takım hala oturacak. Yeni transferlerin katkısıyla birlikte deplasman sorunu da çözülmek zorunda. Skor istikrarı gelirse Avrupa potasına gireceği bir durum oluşabilir. Çünkü zirvenin altındaki takımların puan kaybetme mevsimi başladı. Ancak ilk 5 için 8-10 puanlık farkı kapatmak 13 maçın 7’sini kazanmayı gerektirir. Bu şu an için zor performans. Kupa yolu ligden daha kolay.
Ali Kunak: Trabzonspor evet sonuç alıyor birkaç haftadan beri ama ben bu kadro yapısının Avrupa kupalarına katılma sıralamasına ulaşacağını sanmıyorum. İyi oyunu sadece futbol hayatının sonlarına gelmiş Edin Visca ve Nwakaeme iyi olduğu zaman görebildiğimiz Trabzonspor'un, devre arası transfer yapmamasını da "bu sene bitti seneye bakalım" zihniyetinden kaynaklandığını düşünüyorum