MHP'li Yıldırım, şunları söyledi;
Resulullah(sav) nefes almayı en büyük nimet olarak nitelemişti.
Kovid salgını hepimize gösterdi ki nefes almak, maskeye ihtiyaç duymadan yaşamak gerçekten büyük nimet, büyük servetmiş.
Küresel salgın, üretimi durdurdu, istihdamı azalttı. Piyasalardaki canlılık durma noktasına geldi. Kovid 19’un tetiklediği ekonomik kriz gelişmiş ülkeler dahil tüm dünyada mal ve emtia fiyatlarının son 40 yılın zirvesine çıkmasına sebep oldu.
Tüm dünyada yaşanan ekonomik kriz, elbette ki ülkemizde de etkilerini gösterdi, zaman zaman da şiddetini arttırmaya devam ediyor.
Ekonomik krize rağmen hep birlikte gördük ki, ülkemizde ne hastanelerimizde yatak sıkıntısı çektik, ne malzeme eksikliği yaşadık, ne de aşılanma konusunda bir problem yaşadık.
Kendileri de sağolsunlar ki sağlık çalışanlarımızın da üstün gayretleriyle bu süreci bu zamana kadar en az zararla atlatmayı başardık, bundan sonra da inşallah hayatımıza yerleşen bu hastalığı hep birlikte yeneceğiz.
Türkiye’nin iç ve dış politikasında bir şeyler değişiyor kıymetli arkadaşlar.
Bundan 30 sene evvel Ermeniler Karabağ’ı işgale kalkıştığında rahmetli Elçibey, 32.gün’e verdiği röportajda “Türkiye’den bir isteğiniz var mı?” Diye sorulan soruya “4 tane helikopter istedim hem Özal’dan hem Demirel’den onu esirgediler daha ne isteyeyim” diyerek sitem etmişti.
Bugün hep birlikte şahit olduk ki, 44 gün süren Karabağ’ın istiklal harbi’nde Türkiye, f-16 filolarından sihalara kadar komandolarımızdan paşalarımıza kadar her alanda kesintisiz bir destek vermişti.
Diğer yandan Libya ile imzaladığımız anlaşma gereğince kendi enerjimizi kendimiz karşılamak için dur durak bilmeden denizler aşırı çalışıyoruz.
Suriye’de kurulmaya çalışılan terör devletini önce yerle bir ettik, sonra kendi güvenliğimiz temin ve muhafaza etmek maksadıyla ardı ardına operasyonlar yaptık, zulmün kalelerini bir bir yıktık.
Türkiye bugün, bir pençesi Karadeniz sahillerinde bir pençesi Akdeniz kıyılarında,
Bir kanadı Kafkaslara uzanırken, diğer kanadı Afrika’da şefkatin nişanesi olacak durumdadır.
Çift başlı kartal, Mete han dedemizden beri süregelen Türk’ün cihan hakimiyeti Ülküsü’ ne yakışır şekilde her yerde kendini göstermektedir.
3. Köprüye muhalefet edebilirsiniz, kanal İstanbul’u eleştirebilirsiniz, eğitim ve sağlık politikalarına şiddetle karşı çıkabilirsiniz. Ancak canhıraş şekilde yarınlarını teminat altına almak için beka mücadelesi veren Türkiye’nin milli hamlelerine karşı çıkarsanız, altında başka şeyler aramak gerekir.
Chp’nin sözcüleri Karabağ’daki işgali sonlandırma mücadelesine karşıdırlar, Doğu Akdeniz’de öz gemilerimizle öz sularımızda doğalgaz aramamıza muarızdırlar, terör örgütünün kravatlı kaleşnikoflu mensuplarıyla çarpışmamızdan rahatsızdırlar.
Dünyada Türk ve Türkiye karşıtı tezleri savunan kim varsa Chp’nin ağzı onun ağzıdır, niyetleri İp’e dizilmektedir.
Sözüm ona sağcı-muhafazakar partileri kullanıp sol bir partiyi iktidara getirmeye çalışılmaktadır.
Şöyle bir düşünelim.
Bebek katili terörist öcalan yıllarca Suriye’den Şam’dan 5 katlı bir apartman dairesinden pkk terör örgütünü yönetti, kanlı şerefsizce eylemleri sevk ve idare etti.
Bugün pkk tüm lider kadrosuyla sıkıştırılıyor, kaçmaya çalışanlar burnunun ucunu çıkardığı anda imha ediliyor, hiçbirine kaçacak yer bırakmıyoruz.
Suriye’den Irak’ın kuzeyine kadar terör örgütü nefes alacak yer bulamıyor.
Dünyanın hemen her yerinde Türkiye’siz plan yapılamıyor.
Türkiye dahil edilmeden planlar hayata geçirilemiyor.
Bunun arkasında bir irade var kıymetli arkadaşlar.
15 Temmuz 2016 günü kanlı meydanlarda istiklal mücadelesine veren, haçlılara karşı cihat eden Türk Milleti’nin vücuda getirdiği bir irade var.
Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan ve Bilge Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli can bulan bu irade Türkiye’yi atom çağına eriştirecek, bilgi ekonomisine taşıyacak, dünyaya adalet dağıtacak nizamı yeniden tesis edecek irade Cumhur İttifakı'nda mevcuttur.
Hiç kimse benlik duygusuna kapılıp kendisini teşkilatımızın üzerinde görmemelidir.
Bize bir kimlik kazandıran, makamları, mevkileri lütfeden-ülkücü kimliğimizi referans noktası kabul eden Milliyetçi Hareket Partisi’dir.
Üç hilal ne kadar yükselirse Türk memuru, Türk işçisi de o kadar yükselir.
Teşkilat dinamizmimizin temel dayanağı aidiyet duygumuzdur.
Ülkücü terbiye, teşkilat ahlakı neyi emrediyorsa ona göre yaşarız, yaşamalıyız.
Bizler sendikalarımız, sendikal hareketleri demokratik hayatımızın vazgeçmemiz mümkün olmayan değerleri olarak görmekteyiz.
Türkiye Kamu Sende bu bağlamda Türk demokrasisinin inkişafına katkı veren kurumlarımızdır birisidir.
Hem Türk memurunun yılmaz kalesi, hem sendikal hareketlerin yüz akı, hem de hareketimizin göz bebeğidir.
Rahmetli Başbuğu muzunda bilge lidere kadar tüm büyüklerimizin üstünden emeği, duası, gayreti vardır.
Bu bakımdan da bizlere aynı zamanda bir emanettir.
Devleti güçlü milleti mutlu kılacak kadrolar Türkiye Kamu Sende'dir.
Hem emeğin mukaddes mücadelesini vermekte hem de vatanın müdafaasını yapmaktadırlar.
Her alanda, her konuda destekçileriyiz, her taleplerinin takipçileriyiz. Buda böyle biline.
Bayrağı yeni devralan arkadaşlarımıza çalışmalarında başarılar diler, bu zamana kadar emek veren her kardeşimizden Allah razı olsun diyorum.