Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı, İstanbul Milletvekili, Anayasa Komisyonu Üyesi Feti Yıldız, sosyal medya hesabı X üzerinden yasama dokunulmazlığına ilişkin açıklamalarda bulundu.
Yasama dokunulmazlığının anayasa kapsamındaki çerçevesini değerlendirilen MHP'li Yıldız, milletvekili dokunulmazlığına getirilen istisnaları vurgulayarak, TCK 312. Maddesi'nde yer alan suçun anayasanın 14. maddesinde belirtilen durumlardan olmadığını savundu. Yıldız, ayrıca, iletişim stratejisi uygulanarak konunun milletin gözünden kaçırılmaya çalışıldığını ifade etti.
MHP'li Yıldız, açıklamalarında şu ifadelere yer verdi:
"Yasama dokunulmazlığının temel çerçevesi anayasanın 83. maddesinin 2.fıkrasında düzenlenirken anayasa koyucu milletvekili dokunulmazlığına bazı istisnalar getirilmiştir.
Anayasaya göre, seçimden önce veya sonra herhangi bir suç işlediği iddiasıyla bir milletvekilinin dokunulmazlığının meclis kararıyla kaldırılması mümkündür.
Diğer yandan, ağır cezayı gerektiren suçüstü hali ve Anayasanın 83.maddenin 2.fıkrasında “seçimden önce soruşturmasına başlanmış olmak kaydıyla anayasanın 14. maddesindeki durumlar “dokunulmazlık kapsamı dışında tutulmuştur.
Anayasanın 14.Maddesi 3.Fıkrasına göre, “Anayasada yer alan hak ve hürriyetlerden hiçbiri, devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve insan haklarına dayanan demokratik laik cumhuriyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetler biçiminde kullanılamaz. “
Anayasanın 83. Maddesinin 2.Fıkrasında yer alan, anayasanın 14. maddesindeki durumlar ibaresi yönünden genel çerçevesi çizilen suçlar TCK ve TMK’da düzenlenmiştir.
Bu suçlardan, TCK 312. Maddesinde, hükümete karşı suç başlığı altında, Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükumetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs edenlere karşı verilecek cezalar düzenlenmiştir.
Meselenin özü bir İletişim stratejisi uygulanarak milletimizin gözünden kaçırılmaya çalışılıyor.
TCK 312 de düzenlenen suçun anayasanın 14. maddesinde belirtilen durumlardan olmadığını iddia edebilecek aklı başında bir insan var mı?"