Kadir YILDIZ / TÜRKGÜN
Gazetemiz Ankara Temsilcisi Kadir Yıldız’a konuşan MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız şunları ifade etti: “Kanun teklifi hazırlanırken milli ve manevi değerlerimiz, insan onuru ve haysiyeti, temel hak ve hürriyetleri önceliğimiz olmuştur. Çeşitli medya organlarında nöbete girmiş dezenformasyon elemanları, kimlik ve karakterini bildiğimiz birtakım politikacılar bu yasa ile özgürlüklerin kısıtlanacağı, basına sansür getirileceğini iddia etmektedir. Kanunun içeriğini bilmeyen, açıp bir kez olsun okumayan birçok Google allamesi bilinen klasik ezberlerini tekrar etmişlerdir. Kanunun komisyonlarda ve genel kurulda görüşüldüğü anlarda bazı muhalif milletvekilleri yanımıza gelerek yasanın bir gereklilik olduğunu, kalben desteklediğini söylemiş, kısa bir süre sonra mahalle baskısıyla olsa gerek yasa teklifine şiddetle karşı çıkmıştır. Kişilik bölünmesi yaşayan insanları üzüntüyle izledik. Bilgisizlikten kaynaklanan karşı oluşlar bir tarafa, ülkemize karşı algı operasyonları elemanları bu kanuna karşı. Naylon gazeteler ile her ay yüz binlerce lirayı hortumlayanlar karşı. Emperyalizmin fonladığı herkesce bilinen medya kuruluşları karşı. Parti grup toplantısında İbrahim Temo ağzıyla slogan atan parti başkanı karşı. Dünyada artık ciddiye alınmayan sol-sosyalist ağızlar karşı. Her iddiası gün batmadan çöpe atılan, politik geleceğini ABD’ye bağlayanlar karşı. Sivil toplum örgütü görünüşlü yalan üretim merkezleri karşı. Demokrat görünümlü yeni mandacılar karşı.’’
29. maddenin ne olduğuna açıklık getiren Yıldız, şöyle devam etti: ‘’Sırf, halk arasında korku veya panik yaratmak saikiyle ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığıyla ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi kamu barışını bozmaya elverişli şekilde yaymak suç olarak düzenlenmiştir. Bu suçun oluşabilmesi için şu beş şartın bir arada gerçekleşmesi gerekir. Bu unsurlardan birisi eksik olursa 29. maddede düzenlenen suç oluşmaz. 1-Özel kast. 2-Gerçeğe aykırı bilgi. 3-Gerçeğe aykırı bilginin ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığıyla ilgili olması. 4-Suçun kamu barışını bozmaya elverişli olması. 5-Alenen yaymak. Bu suçun taksirle işlenmesi mümkün değildir. Dezenformasyona konu içerik doğrudan asılsız bilgi olabileceği gibi, tahrif edilmiş bir bilgi de olabilir.’’
Yıldız, ‘’Kamu barışına karşı suçların müşterek hükümlerinde düzenlendiği gibi “Haber verme sınırını aşmayan, eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz.” Kanun Sayın Cumhurbaşkanı tarafından onaylanıp, yürürlüğe girmesinden sonra CHP, Basın Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 29. maddesi ile 5237 sayılı TCK’ya eklenen 217/a maddesinin Anayasa’nın bazı maddelerine aykırı olduğu iddiası ile kopyala yapıştır yöntemiyle Anayasa Mahkemesine iptal davası açtı ve yürürlüğünün durdurulmasını talep etti. CHP, daha önce de Milletvekili Seçim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un, seçim kurullarının oluşumunu düzenleyen 5 ve 6’ıncı, Cumhurbaşkanı’nı propaganda yasakları dışında tutan 11’inci ve seçim kurullarının 3 ay içinde yenilenmesini öngören 12’nci maddelerinin iptali için Anayasa Mahkemesine başvurmuştu. Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, düzenlemenin Anayasa’ya aykırı bir husus içermediğini görerek iptal isteminin reddine karar vermişti. Dezenformasyon yasasında Anayasa’ya aykırı bir unsur bulunmamaktadır. CHP, her zaman yaptığı gibi Anayasa Mahkemesine başvurmuştur. Bu en doğal haklarıdır. Dezenformasyon yasasının Gazi Mecliste kabul edilmesiyle, yalancının mumu yatsıya kalmadan söndürülmüştür. Bu yasa ile gerçeği öğrenmek, düşünceyi açıklamak ve yaymak hürriyeti ile doğru haber alma hakkı, kanunun himayesi altına alınmıştır.”