Türkgün Başyazı Türk futbolunda düşen kalite ve gerginlikler

Türk futbolunda düşen kalite ve gerginlikler

Kaynak: Yıldıray Çiçek

Türk futbolu, son yıllarda büyük bir kutuplaşma ve gerginlik temeli üzerinde büyük bir yara almakta, kalitesini kaybetmekte ve gün geçtikçe bir kaosa doğru sürüklenmektedir. Geçtiğimiz yıllarda başlayan bu atmosfer, bu yıl adeta yuvarlandıkça büyüyen bir kartopuna benzemektedir. "Çığ geliyor" desek inanın abartmış olmayız. Futbolseverleri çileden çıkaran hakem hataları, kulüp yöneticilerinin karşılıklı toplumu geren açıklamaları, spor yazarı ve yorumcularının taraftarları tahrik eden, hedef gösteren değerlendirmeleri, sosyal medyanın bu gerginliği kızıştırmak için cephanelik gibi kullanılması; adeta birbirini besleyen çark gibi bu kaosu döndürmektedir. Daha dün Düzce’de Galatasaraylı ve Fenerbahçeli iki taraftar arasında çıkan kavganın ölümle sonuçlanması bu kaosun acı örneği olmuştur.

Hakem hataları, her futbol kulübünü etkilemektedir. Hiçbir futbol kulübü, "Benim lehime yahut aleyhime hakem hataları yapılmıyor" diyemez. Hakem hataları her takımı etkilemekte ancak özellikle şampiyonluğa oynayan takımlar, yaşanan bu hataları spor camiası içinde birbirine üstünlük kurmak için propagandaya çevirmektedir. Şimdi Galatasaray ve Fenerbahçe, "Hiç lehime hakem hatası yaşamadım, hakem hatalarından puanlar almadım" diyebilir mi? Aynı takımlar hakem hatalarından puanlar da kaybetmiştir. Fenerbahçe'nin uzun yıllar şampiyon olamama gerginliği hem yöneticilerde hem taraftarlarında kendini çok belli etmektedir. Galatasaray'da da şampiyonlukları sürdürme ve beşinci yıldızı kazanma yolunda gerginlikler yaşanmaktadır. Çok bariz hakem hataları bu iki takımın gerginliklerini gün geçtikçe artırmaktadır. Bu gerginlikler doğal olarak bu spor kulüplerinin milyonlarca taraftarını da psikolojik olarak olumsuz etkilemektedir.

Türk futbolu son yıllarda ciddi bir şekilde yara almakta ve kalitesi düşmektedir. Şimdi çıkan var mı tam bilmiyorum ama geçtiğimiz yıllarda birçok futbol takımı sahaya 11 yabancı futbolcu ile çıkmaktaydı. Bu konu, MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli'nin dikkatini çekmiş ve spor kulüplerini "11 kişi takım kuruyorsunuz, 11'i de yabancı. Yani antrenör de yabancı olursa o zaman yani hangi ülkenin takımıyız, nerede oynuyoruz? Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş 1900'lü yıllardan beri olan kulüplerdir. Bu kulüplerin üzerinde öyle gölge taşımaması lazım. İki üç tane olur mu, olur. Bizden de yurt dışına gidenler var. Oradan da bize gelenler olabilir. O bakımdan bizim gençlerimize yol vermemiz lazım. Bunun için de altyapı dediğimiz unsuru geliştirmekte yarar var." şeklinde uyarmıştı.

Şimdi de Türk futbolunu "yabancı hakemlere emanet etme" konusunda yoğun bir eğilim başlatıldı. Mesela "VAR'da yabancı hakemleri" Fenerbahçe istemişti. Şimdi VAR'daki hakemleri beğenmiyor, orta saha hakemlerinin de yabancı olmasını istiyor. Futbol takımları sahaya 11 yabancı çıkıyorsa, hakemler yabancı ülkelerden geliyorsa bunun adına Türk futbolu denmesinin bir mantığı kalmıyor. Bu gidişat, artık TFF Başkanı'nın ve Merkez Hakem Kurulu'nun yabancı olmasını istemeye doğru ilerliyor. Hatta "maçları yabancı ülkelerde oynayalım" derlerse şaşırmayacağız.

Türk futbolu omurgasını Türklerle güçlendirmeli, yabancılarla renklendirmelidir. Türk futbolunun altyapı eğitimleri geleceğimiz için güçlendirilmelidir. Hakemleri bile yabancı seçmeye başladıysak gerçekten büyük bir sıkıntı var.

Türk futbolundaki bu kalite düşüklüğü gerginlikleri artırmakta ve kaosu tetiklemektedir. Spor camiası sağduyulu davranarak kaliteyi artırmalı ve sporu kardeşlik-dostluk-rekabet denklemine getirmelidir.

 

 

Yorumlar
K
Kenan Şahin 1 ay önce
İşin özü bu iki (gs-fb) takım zaten yabancılar tarafından kurulmuştur. Bunlardan türk futboluna katkı sağlamalarını beklemek saflık tır.
BEĞENME
0
CEVAPLA
Z
Ziyaretçi 1 ay önce
Ömrüne bereket abi. Sana zahmet ; iddaa ve bahis şirketlerinin de Türk sporunda açtığı yara ve etkileri de dile getirirsen çok sevinirim. Bence kamuoyu adına büyük bir mesele bu..
BEĞENME
0
CEVAPLA