Türkçenin Anadolu'da yazı dili olması
Türklerin bir vatanı Türkistan ise diğer vatanı Anadolu. Dün böyleydi, bugün de böyleydi. Bugün bizim kullandığımız yazı dili Oğuzcaya dayanıyor. Oğuzlar, Seyhun ve Ceyhun ırmakları arasında yaşıyor.
Oğuzların 11. yüzyılda batıya; Azerbaycan ve Anadolu’ya akınları, bu coğrafyaları kendilerine vatan yapma çabaları yaklaşık 200 yıl sürüyor. 13. yüzyılda Anadolu’da nüfus yoğunluğu artıyor ve Anadolu Türk vatanı haline geliyor.
Türkçe, Türklerin Anadolu’ya gelişinden 200 yıl sonra yazı dili haline geliyor ve bugüne kadar devam ediyor. Türkçe 200 yıl boyunca sadece konuşma dilinde yaşıyor.
Türkçenin Anadolu’daki kurucusu: Yunus Emre
Anadolu’da manzum ve mensur eserler yazılmaya başlandı. Bunun ilk ve en güzel örneklerinden biri Yunus Emre; Anadolu’da Türk yazı dilinin kurucusu.
Prof. Dr. Leyla Karahan, Yunus Emre şiirleri için "Aradan 700 yıl geçmiş olmasına rağmen Yunus Emre’nin şiirlerini anlarız. Türkçenin duruluğunu, sadeliğini hissediyoruz. O duru dilin arkasında sağlam bir inanç, derin bir hayat felsefesi olduğunu görüyoruz" dedi.
Türkçe, Osmanlı coğrafyasında
Gülşehri, Aşık Paşa, Hoca Dehhani, Ahmet Fakih gibi isimlerle Türkçe gelişimini sürdürdü.
Türkçe, Osmanlı Dönemi’nde sadece Anadolu’da değil, Osmanlı’nın uzandığı her yerde; Balkanlar’da ve Kuzey Afrika’da da kullanıldı. Kuzey Afrika’da pek çok halk şairi yetişti.
Bir devlet geleneği: Edebiyat
Devlet adamlarının, padişahların edebiyata ilgileri vardı. Bu durum Türklerde devlet geleneği. Devlet adamları Türkçeyle yakından ilgileniyordu hatta birçoğu da edebiyat eseri verdi.
Örneğin 2’nci Murat Türkçeye çok önem veren bir padişah. Kabusname’nin tercümesinin dilini sade bulmuyor. Bakıyor ki eserde Arapça, Farsça fazla ve “Biz bundan tat alamayız” diyor, eseri yeniden tercüme ettiriyor.
Dilin sadeleşmesi
Dönemin beyleri ve hükümdarları da Türkçenin sadeliğine önem veriyor.
19’uncu yüzyılda Tanzimat’ın sosyal hayata getirdiği değişiklikler dili etkiliyor. Tanzimat’ın getirdiği fikirleri halka ulaştırma ihtiyacı yazı dilini değişime zorluyor. Dilin sadeleştirilmesi, sosyal bir mesele olarak aydınların gündeminde yer alıyor. Çalışmalar gazeteyle beraber başlıyor.
20’nci yüzyılın en önemli 3 dil olayı
Prof. Dr. Leyla Karahan'a göre, 20'nci yüzyılın en önemli dil olayları şunlar:
1911’de Genç Kalemler dergisindeki "Yeni Lisan" hareketi: Ömer Seyfettin, Ali Canip ve Ziya Gökalp tarafından başlatılan yazı dilini konuşma diline yaklaştırma çabası kısa sürede sonuç verdi.
Atatürk dönemi dil çalışmaları: Atatürk Türk dili çalışmalarına önem atfetti. Türkçeye yeni kelimeler kazandırıldı.
1991’deki Türk cumhuriyetlerinin doğuşu: Bu sayede lehçelerle olan ilişkiler gelişti.
Türkçe her yerde
Günümüzde Türkiye Türkçesi eğitim, bilim, basın-yayın, edebiyat dili olarak sadece Türkiye sınırları içinde değil Balkanlar’da, Kıbrıs’ta, Türk cumhuriyetlerinde, Irak ve Suriye’de varlığını sürdürüyor.
"Dilimiz bizim kimliğimizdir"
Prof. Dr. Leyla Karahan, gençlerin Karamanoğlu Mehmet Bey’in sözünü şu şekilde okuması gerektiğini düşünüyor:
"Türkler Anadolu’ya geldiklerinde yazı dilleri yoktu. Konuşma dilini yazı dili haline getirmek için çok mücadele verildi. Anadolu’da devlet adamları sayesinde Türkçe yazı dili oldu. Türkçe bayrağına bizler sahip çıkmalıyız. Dilimizi korumalı, dilimize özen göstermeliyiz. Dilimiz bizim kimliğimizdir."
Kaynak: TRT Haber