Fin yaşam tarzı, ulusal karakterin bir parçası olan ‘sisu’ ile özetleniyor
Bu kelime kabaca, ülkenin uzun kışları gibi ‘zorluklar karşısında sarsılmaz kararlılık’ anlamına geliyor. 18 yaşındaki Matias From, “Kışın hayatta kalmanın o kadar da kolay olmadığı günlerde insanlar mücadele etmek zorundaydı ve sonra bu nesilden nesile aktarıldı. Ebeveynlerimiz, büyükannelerimiz ve büyükbabalarımız da böyleydi” diyor.
Finlandiya'nın Rusya'dan bağımsızlığını kazanmasından 17 yıl sonra doğan Eeva Valtonen, anavatanının İkinci Dünya Savaşı'nın yıkımından yıllar süren yeniden inşa sürecine ve dünyaya örnek gösterilen bir ulusa dönüşümünü izlemiş. "Annem, 'Unutma, hayattaki nimet çalışmaktır ve yaptığın her işi iyi yap,' derdi" diyor. 88 yaşındaki Valtonen ekliyor: "Finlandiyalıların da aynı şekilde olduğunu düşünüyorum. Herkes her şeyi birlikte yapar ve birbirine yardım eder."
Görünüşe göre dünyanın en mutlu insanları bile o kadar mutlu değil, daha çok hoşnut gibiler. Kimilerine göre mesele, Finlerin diğer herkesten çok daha mutlu olması değil beklentilerinin daha makul olması.
Finlandiya Üniversitesi'nde profesör olan ve toplumda refahı araştıran Arto O. Salonen, konuya ilişkin New York Times’a gönderdiği e-postada, Finlandiyalıların sürdürülebilir bir yaşam sürmekten memnuniyet duyduklarını ve finansal başarıyı temel ihtiyaçları belirleyip karşılayabilmek olarak algıladıklarını belirtiyor: “Başka bir deyişle neyin yeterli olduğunu bildiğinizde mutlu olursunuz."
Bununla ilgili bir de Fin atasözü var: Onnellisuus on se paikka puuttuvaisuuden ja yltäkylläisyyden välillä. Yani mutluluk yoklukla bolluk arasındaki yerdir.
Kaynak: Mashable Türkiye