Oradaki yazılar dönem itibariyle baktığımızda Evliya Çelebi'nin anlatmasına göre vakıflar tarafından tutulan tarihçi hakkakların olduğundan bahsediyor. Yani tarihçi hakkakların vakıflar tarafından özel olarak tutulduğunu ve önemli olayların onlar tarafından bileziğin üzerine kazındığını haber veriyor. Süleymaniye Camii'ndeyse bahsetmiş olduğumuz bilezikler Kasımpaşalı Osman Çelebi'ye en fazla yazı zaten kendisine ait ve en güzel yazı da kendisine aittir. Şu an içinde bulunduğumuz Şehzade Camii'ndeki yazılarında büyük ekseriyeti yine Kasımpaşalı Osman Çelebi'ye ait olan yazılardır” ifadelerini kullandı.
Şehzade Camii sütunlarına kaydedilen olayları okuyan Arıman, “Burada Osman Çelebi'nin yazmış olduğu yangın tarihi var. 'İslambol'da ateş vaki oldu. Rebiülahir'in 11'inde' diye kazınmış. Osman Çelebi'nin özellikle İstanbul'u, İslambol olarak yazması burada dikkatlerden kaçmayan bir detay. Diğer bilezikte ise bahsetmiş olduğumuz evlilik ilanlarından bir tanesi var. 'Sultan Murat Şah, Fatma Sultan'ı İbrahim Paşa'ya verdi. Cemaziyelahirün evvelinde. Sene 993' Kaynaklar da Sultan 3. Murat'ın kızı olan Fatma Sultan'ı değil farklı bir hanım sultanın İbrahim Paşa'ya verildiğine dair kayıtlar var. Dolayısıyla hakkakın burada hatalı bir isim kazımış olabilecek olduğu varsayılmaktadır. Burada yine Osmanlı döneminde Surre-i Humayun alayları ile kutsal topraklara gönderilmiş olan hediyelerden bir tanesinden bahsediliyor. 'Altın oluk işlendi sene 1021' Osman Çelebi'nin imzalamış olduğu bir yazı.
Altın oluk, kutsal topraklara Kabe'ye monte edilmek üzere İstanbul'da yapılan ve oraya gönderilen hediyeden bize haber veriyor. Aynı yazıdan bir tane Fatih Camii'nde, bir tane de Yavuz Sultan Selim Camii'nde var. Altın oluğun bizzat tasarımını Katip Çelebi, Cihannümasında kendisinin yaptığını İstavroz Sarayı ( Beylerbeyi Sarayı) bahçesinde ise Kabe maketi kurulup oluğunu bizzat kendi eliyle makete yerleştirdiğini akabinde tamamlandıktan sonra da kutsal topraklara gönderildiğinden bahseder” şeklinde konuştu.