20 Eylül 2024
weather
23°
Twitter
Facebook
Instagram
Türkçe Düşün
İstanbul
HAFİF YAĞMUR
23°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Türkgün Galeriler Gündem NASA göktaşı tahminini değiştirdi!

NASA göktaşı tahminini değiştirdi!

u003cbu003e'DON'T LOOK UP' FİLMİ GERÇEK OLABİLİR Mİ?u003c/bu003ePeki günün birinde 'Don't Look Up' filmi gerçek olabilir mi? Bir göktaşı ile gezegenimizin sonunun gelmesi fikri bir hayal mi yoksa gerçeğe dönüşebilir mi? Prof. Dr. Orkun Özdarcan, İnsanların keyifli zaman geçirmesini ve bazı konularda farkındalık kazanmasını sağlamak için sınırları biraz zorlayan türden senaryoya sahip yapımlar zaman zaman ortaya çıkıyor. Ancak küresel yok oluş tehlikesiyle karşı karşıya kalınması durumunda aklı başında her insanın ilk yapacağı iş bu tehlikeyi ortadan kaldırmanın ya da uğranacak hasarı en aza indirmenin yolunu aramak olacaktır dedi. Doç. Dr. Ahmet Dervişoğlu ise Bir göktaşı tarafından dünyadaki mevcut yaşamın ve türlerin tehlikeye gireceği bilimsel olasılıklar dahilinde doğru ve gerçekçi. Geçmişte olduğu gibi gelecekte de er ya da geç bu ihtimal gerçekleşecek. Fakat bahsedilen durumun toplum üzerine etkisi, göktaşının yörüngesini hesaplamaktan bile daha zor. Konunun uzmanları olan sosyolog ve psikologlarla uzun bir tartışma gerekliliği açıktır diye konuştu.
u003cbu003e'ŞOK DALGALARI YÜZÜNDEN İNSANLAR YARALANDI'u003c/bu003eDünya üzerinde büyük yıkım yaratan göktaşı çarpmaları olduğunun net olarak bilindiğini söyleyen Doç. Dr. Orkun Özdarcan, bu çarpmaların en bilineninin yaklaşık 65 milyon yıl önce gerçekleşen ve dinozor nesli ile pek çok bitki ve canlı türünün yeryüzünden silinmesine neden olan çarpma olduğunu hatırlattı. Bu çarpmada 10-20 kilometre arası boyuta sahip bir göktaşı Meksika'nın Yucatán Yarımadası'na çarptı diyen Doç. Dr. Özdarcan, yakın zamanda da ciddi tehlikeler atlatıldığını paylaştı. En yakın tarihli olanı Rusya'nın Güney Ural bölgesi üzerinde atmosfere giren yaklaşık 20 metre boyuta sahip Chelyabinsk meteorudur diyen Doç. Dr. Özdarcan, Bu meteor yere ulaşamadan havada patlamış ve toz haline gelmiştir. Buna rağmen, patlamanın oluşturduğu şok dalgaları nedeniyle binalar zarar gördü. Ölüm olayı gerçekleşmemiş ancak yaralanan insanlar oldu diye devam etti. Yakın tarihli bir başka olayın 1908'de yaşandığını hatırlatan Doç. Dr. Özdarcan, 1908 yılında insan yerleşiminin seyrek olduğu Sibirya'nın Tunguska bölgesinde boyutlarının yaklaşık 50-60 metre olduğu tahmin edilen bir göktaşı yere ulaşamadan havada patlayıp toz haline geldi. Patlamanın etkisiyle birkaç bin kilometrekarelik alandaki ağaçların tamamen eğilerek yere paralel hale geldiği gözlemlendi diye konuştu. Doç. Dr. Özdarcan, bu örneklerin, göktaşlarının zarar verici olmaları için mutlaka yere çarpmaları gerektiği gibi bir kısıtlamanın olmadığını gösterdiğini vurguladı. Doç. Dr. Ahmet Dervişoğlu da yapılan hesaplamalara göre ortalama her yüzyılda bir 50 metre çaplı, her bin yılda bir 1 kilometre çaplı bir göktaşı çarpmasının öngörüldüğünü söyledi.
İçinde bulunduğumuz yüzyılda bile Tunguska ve Chelyabinsk gibi birkaç tane 50 metre çaplı göktaşı çarpmasına şahit olduğumuzu söyleyen Doç. Dr. Dervişoğlu, Bu tür çarpışmaların şiddeti 1 megaton dinamit patlaması mertebesinde olduğundan etraflarındaki 10 ile 100 kilometrelik alanı etkilerler. Çapı 1 km civarı bir göktaşı için ise bu şiddet 5 bin megaton civarındadır. Fakat bu büyüklükte bir göktaşı çarpmasının asıl yıkıcı etkisi çarptığı yer olmayacaktır. Yapılan simülasyonlar, çarpma etkisi nedeniyle yükselecek toz ve gazların atmosferi yıl mertebesinde kaplayacağını ve Güneş ışığını büyük oranda perdeleyeceğini göstermektedir. Bunun neticesinden bitkilenme biteceğinden insanlık da dahil olmak üzere dünyadaki canlılık üzerinde büyük bir etki yaratacaktır. Dünyanın aşağı yukarı 5 milyon yıl önce başına işte tam da bunun geldiğini ve neticesinde dinozorların soylarının tükendiğini düşünüyoruz diye konuştu.
u003cbu003e'ÇARPMA BÖLGESİNİN 500 KİLOMETRE ÇEVRESİ TAMAMEN YIKILIR'u003c/bu003eDoç. Dr. Orkun Özdarcan, farklı zamanlarda yapılan çarpma olasılığı tahminlerinin birbirinden farklı olmasının dikkate değer bir durum olduğunu söyledi. Bunun anlamı, izlenen göktaşlarının yörüngelerinin kararlı olmadığı ve zamanla değiştiğidir diyen Doç. Dr. Özdarcan, göktaşlarının Güneş Sistemi'ndeki yolculukları boyunca irili ufaklı pek çok cisimle kütle çekimsel etkileşime girdiğini söyledi. Bu etkileşimler, boyutu ve kütlesi Güneş Sistemi ölçeğinde çok küçük olan göktaşlarının izlediği yolu kolayca değiştirebilir diyen Doç. Dr. Özdarcan, gezegenimiz için tehlike oluşturabilecek göktaşlarının sürekli izlenerek Dünya'ya çarpma olasılıklarının tekrar hesaplanması gerektiğini belirtti. '1950 DA' gibi çapı birkaç kilometre olan göktaşlarının Dünya'ya çarpmalarının gezegenimiz için bir 'büyük final' anlamına gelmeyeceğini söyleyen Doç. Dr. Özdarcan, Tam anlamıyla bir yok oluştan söz edilemese de çarpma bölgesinin yaklaşık 500 kilometre çevresinin tamamen yıkılacağı tahmin ediliyor. Bununla beraber çarpma sonrasında atmosfere yükselecek tozun, Dünya'ya ulaşan Güneş ışığını azaltması nedeniyle iklim ve biyolojik hayat üzerinde küresel ölçekte uzun süren olumsuz etkilerin ortaya çıkabileceği de öngörülüyor ifadelerini kullandı.
u003cbu003e'BİR FUTBOL TOPUNU DAĞIN TEPESİNDEN YUVARLADIĞINIZI HAYAL EDİN'u003c/bu003eBir gök cisminin gözlenmesinin temel amaçlarının birinin onun yörüngesinin belirlenmesi olduğunu söyleyen Doç. Dr. Ahmet Dervişoğlu, yörüngesi hesaplanmış bir cismin geçmiş bir tarihte ve gelecekte Güneş Sistemi'nin neresinde olduğu ya da olacağının belirli hassasiyet payı ile hesaplanabileceğini belirtti. Göktaşları için durumun oldukça belirsiz olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Dervişoğlu, Kayalıklı bir dağın tepesinden bir futbol topunu aşağıya yuvarladığınızı hayal edin. Meşin topun aşağıya yuvarlanacağını bilebilmek için yoluna çıkacağı bütün engelleri de bilmek gerekli. Bu pratik olarak mümkün olmadığı için en iyi yol o toptan gözümüzü ayırmamak diye konuştu. NASA'nın son yıllarda Güneş ışıması ve rüzgârının da yörüngeyi değiştirebildiğini bulmasıyla hesaplarımızda önemli değişiklikler oldu diyen Doç. Dr. Dervişoğlu, bu değişikliklerden birinin '1950 DA' adlı göktaşının yörüngesi olduğunu söyledi. Doç. Dr. Dervişoğlu, Yeni yapılan hesaplamalar bu cismin dünyamıza, daha önce hesaplanandan daha uzak bir yörüngede geçeceğini söylüyor. Yani şimdilik zaten düşük olan çarpma olasılığı daha da düştü. Fakat en iyi yol gözümüzü göktaşlarının üstünden ayırmamak. Örneğin bir Japon gözlemcinin bulacağı yeni bir göktaşı veya kuyruklu yıldız bu hesaplarımızı tekrar güncelleyebilir dedi.
u003cbu003e'EN AKILCI YÖNTEM NÜKLEER FÜZELER FIRLATMAK'u003c/bu003eDünya'ya yakın gelecekte bir göktaşı çarpma ihtimali kuvvetli olduğunda ülkeler bu göktaşını saf dışı bırakmak için nasıl bir yol izleyebilir? Dünya böyle bir senaryoya ne kadar hazırlıklı? Doç. Dr. Orkun Özdarcan, olası bir göktaşı çarpışmasını engellemek için akla gelen ilk yöntemlerin göktaşının yörüngesini değiştirmek ya da göktaşını çok küçük parçalara ayırıp zararsız hale getirmek olduğunu söyledi. Her iki olasılık da yerden nükleer füzeler fırlatılarak göktaşının vurulması düşüncesine dayanır diyen Doç. Dr. Özdarcan, bu çözümün ilk başta basit gözüktüğünü ancak beraberinde önemli yan etkilere de yol açabileceğini belirtti.Füzelerle vurulan bir göktaşının yeteri kadar küçük parçalara ayrılmaması durumunda Dünya üzerinde birden fazla sayıda noktaya çarpma gerçekleşmesi durumunun yaşanabileceğini söyleyen Doç. Dr. Özdarcan, Ayrıca uzayda bile olsa Dünya'ya yakın bir bölgede nükleer silah kullanmanın öngörülemeyen riskleri de olabilir dedi. Doç. Dr. Ahmet Dervişoğlu da tıpkı Doç. Dr. Özdarcan gibi en akılcı yolun göktaşının yörüngesini değiştirmek olduğunu söyledi. Bu konuda olası yörünge değişimi üzerine çalışan NASA koordinasyonu altında Gezegen Savunması Ofisi olduğu biliniyor diyen Doç. Dr. Dervişoğlu, Yine benzer bir şekilde Birleşmiş Milletler çatısı altında bir organizasyon var. Fakat işin doğası gereği Askeri ve Savunma Sanayi bileşenleri düşünüldüğünde hedefler dışında neler yapılacağı bilgisi kamuya açık değil diye konuştu.Kaynak: Milliyet
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
5 dakikalık yola 435 lira ücret istedi

5 dakikalık yola 435 lira ücret istedi