Öte yandan Tunus Başbakanı Hişam el-Meşişi, Cumhurbaşkanı Kays Said'in yeni bir başbakan ataması halinde halkın güvenliğini ve hakkını gözettiği için görevini devredeceğini duyurdu.
Tunus'ta belirsizlik sürerken, darbenin BAE destekli olduğu iddialarını doğrulayacak bir ayrıntı ortaya çıktı. Dubai Emniyet Müdürlüğü Başkanı ve Korgeneral Dhahi Khalfan, Tunus'ta yaşanan darbeden dört gün önce yani 22 Temmuz'da, Müslüman Kardeşlere atıfta bulunarak İyi haberler, Kardeşliğe yeni bir güçlü darbe geliyor paylaşımda bulunduğu belirlendi.
Tunus'ta görevden alınan hükümet, kısa süre önce de Fransa'nın uçak ve gemi satma teklifini reddetmiş, Türkiye ile savunma sanayii anlaşması yapmıştı. Darbenin arkasında BAE'den sonra Fransa'nın da olduğu ileri sürüldü.
Darbeyi Akşam Gazetesi'ne değerlendiren ORSAM Başkan Yardımcısı Doç. Dr. İsmail Numan Telci şunları kaydetti: Cumhurbaşkanı Kays Said, Başbakan Hişam Meşişi'nin kabine revizyonu sonrası yeminleri kabul etmeyerek hükümetin çalışmasını engelledi. Ülkenin boğuştuğu ekonomik ve sağlık krizleri karşısında halk tarafından hükümetin ve meclisteki birinci parti Ennahda'nın sorumlu tutulması sağlandı. Abir Musa gibi radikal laik grupların, Nahda ve Dünya Müslüman Alimler Birliği'ne saldırarak ülkedeki tansiyonu yükseltme çabaları, ekonomi nedeniyle sokağa dökülen Tunusluların polis şiddetine maruz kalması, Cumhurbaşkanı Said'in isim vermeden 'Bazı grupların iç savaş çıkarma peşinde olduğu ve silahlandığı' iddiaları gerilimi yükseltti. Krizin dış bağlamına bakıldığında ise özellikle bölgede karşı devrimci aktör olarak bilinen BAE, Ortadoğu ve Kuzey Afrika'da nüfusu gerileyen Fransa'nın etkin olduğu söylenebilir. Bu iki ülke bir taraftan Tunus'ta istikrarsızlığı hedeflerken, bir taraftan da Türkiye'nin olası nüfus alanının daralmasını amaçlıyor. Türkiye gelinen noktada Tunus'ta demokratik sürecin işlemesine desteğini sürdürecektir.
TBMM Başkanı Mustafa Şentop: Tunus'ta yaşananlar endişe vericidir; seçilmiş parlamentoyu ve milletvekillerini görev yapmaktan meneden kararlar, anayasal düzene karşı darbedir. Tunus halkı, anayasal düzene ve hukuka sahip çıkacaktır. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun: Tunus'ta yaşanan son gelişmelerden endişe duyuyor, demokrasinin bir an önce yeniden tesis edilmesi gerektiğine inanıyoruz. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın: Dost ve kardeş Tunus'ta, demokratik sürecin askıya alınmasını ve halkın demokratik iradesinin yok sayılmasını reddediyoruz. Anayasal meşruiyeti ve halk desteği olmayan girişimleri kınıyoruz. Tunus demokrasisinin, bu süreçten güçlenerek çıkacağına inanıyoruz. Dışişleri Bakanlığı: Tunus'ta Cumhuriyet Bayramı'nın kutlandığı 25 Temmuz 2021'de halkın iradesini temsil eden meclisin faaliyetlerinin askıya alınmasından derin endişe duyuyoruz. Tunus halkının, bu sınamanın da üstesinden geleceğine şüphe duymuyoruz. Türkiye, güçlü tarihi bağları bulunan Tunus'un ve kardeş Tunus halkının yanında yer almaya devam edecektir. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik: Dost ve kardeş ülke Tunus'ta seçilmiş parlamentonun askıya alınması ve hükümetin görevden el çektirilmesi, siyasi meşruiyete yönelik bir darbedir. Tunus Cumhurbaşkanı'nın meşru olmayan bu girişiminin anayasal zemini bulunmamaktadır.