Urartu medeniyetinin en görkemli yapılarından biri olan Ayanis Kalesi’ne 3 kilometre ve kent merkezine 25 kilometre uzaklıkta bulunan Garibin Tepe’de definecilerin kaçak kazı yaptığı ihbarı üzerine bölgede koruma çalışmaları başlatıldı. Koruma altına alınan bölgede yapılan incelemelerde, kazılan 16 metre uzunluğundaki tünelde ise Urartuların daha önce benzerine rastlanılmadığı 2 bin 700 yıllık mavi ve bordo renklerdeki freskler dikkat çekti. Kültür ve Turizm Bakanlığı adına Garibin Tepe’deki Urartu yapıların ortaya çıkarılması için Erzurum Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Işıklı danışmanlığında kurtarma kazıları başlatıldı. Yaklaşık 2 buçuk ay süren kurtarma kazıları bu yıl tamamlanırken, koruma önlemleri çerçevesinde resimlerin zarar görmemesi için de tünelin havayla teması kesildi.
İHA muhabirine konuşan Prof. Dr. Mehmet Işıklı, Van’a 25 kilometre uzaklıkta olan ve ‘Garibin Tepe’ olarak isimlendirilen alanın kaçak kazılarla gündeme geldiğini belirtti. Arkeolojik ve kültür değeri olarak uzun süre önce alanın farkına vardıklarını ifade eden Prof. Dr. Işıklı, “Göl kıyısında muhteşem bir Urartu yerleşimi olan Ayanıs Kalesi’nde yaklaşık 35 yıldır kazı çalışması yürütüyoruz. Bu kazı çalışmalarında muhteşem bir Urartu kenti ortaya çıkarıldı. Dini yapıları, tapınakları, saray ve buluntularıyla Ayanıs Kalesi, Urartu’nun anahtar yerleşimlerinden bir tanesidir. Ne yazık ki kaçak kazıcılar durmuyor. Bu dünyanın her tarafından büyük bir sorundur. Geçtiğimiz yıl bütün bir kış boyunca çalıştıklarını tahmin ediyoruz. Kuzey tepede 16 metre uzunluğunda bir tünel kazarak kaçak kazı girişiminde bulunmuşlar. Sonrasında buradan bir ihbar müzemize geliyor. Müze müdürlüğümüz ve yetkili uzmanlar hemen gelip kontrol ediyorlar. Daha sonra birlikte inceledik. Olay Kültür ve Turizm Bakanlığı’na da yansıyor. 16 metrelik kaçak kazı tünelinin girişinde duvarlarda çok iyi şekilde korunmuş, dünya üzerinde bir benzeri olmayan duvar resimleriyle karşılaşıyoruz. Bu bizi çok heyecanlandırdı. Ardından bakanlık devreye girdi ve yasal prosedürü oluşturdu. Burada temmuz ayı içerisinde hemen kazılara başladık. Yaklaşık 2 buçuk aydır arazideyiz. Eylül ayı itibariyle bölgede çalışma koşulları ne yazık ki mümkün değil. Koruma önlemlerini alarak ve bu alanı kapatarak kazı çalışmamızı tamamlıyoruz” dedi.
Duvar resimlerinin arkeolojide çok heyecan oluşturan bir buluntu grubu olduğunu dile getiren Işıklı, “Aynı zamanda da bu çok zor bir buluntu grubudur. Çünkü korunması olağan üstü zorluk içeriyor. Kerpiç aynı zamanda korunması çok zor olan bir yapı grubudur. Ne yazık ki böyle olunca da biz burayı koruyabilmek için olağan üstü çaba sarf ettik. Çalışmalarımız sırasında uzmanlardan da gerekli görüşleri aldık. O alanda kesinlikle kazıya başlamadık. Duvar resimleri hala kazınmayı bekliyor. Biz alanı koruma altına aldık. Belirli süreçlerde orada bakım ve ilaçlama yapıyoruz. Çünkü havayla temas ettiği için mikrobiyolojik ortam oluşturuyor ve bozulma süreci başlıyor. Bu yüzden belirli dönemlerde orayı ilaçlıyoruz. Tünelin önünde de geçici bir baraka inşa ettik ve havayla temasını kestik” diye konuştu.
Önümüzdeki yıllarda geliştirecekleri projeyle tünel alanının üzerini kapatarak titiz bir kazı çalışması yürüteceklerini ifade eden Işıklı, “Örnekleri dünya üzerinde olan Pompeii ve ya Efes yamaç evlerinde olan muhteşem duvar resimlerinin izlenebileceği bir mekan elde edeceğiz” şeklinde konuştu.
Bu alanın daha önce tescillendiğini ifade eden Van Müze Müdürü Fatih Arap ise mekanın önemini daha sonra çıkan bulgularla öğrendiklerini belirterek, “Kaçak kazılarla ortaya çıkan verilerin sonucuna göre alanın önemini tespit ettik. Müze Müdürlüğümüzün başkanlığında ve Prof. Dr. Mehmet Işıklı’nın danışmanlığında kazıya başladık. Tüm müze uzmanların gözetiminde kurtarma kazılarımızı tamamladık. Bu yıl itibariyle alanın üzerini kapatacağız. Önümüzdeki yıl ise kaldığımız yerden devam edeceğiz” diye konuştu.