Türkiye'nin ABD başta olmak üzere batılı 'müttefiklerinden' yapılan yoğun baskılar, art arda gelen ambargolar ve savunma sanayiinde neredeyse tamamen dışa bağımlı bir ülkenin kendine yeni bir yol açabilmesinin ilk taşları...
Eğer takvimler 1973'ü gösteriyor olsaydı büyük ihtimalle TUSAŞ'ın kuruluş haberini bu cümlelerle size aktarmış olacaktık. Türk Uçak Sanayii Anonim Ortaklığı (TUSAŞ), 28 Haziran 1973 tarihinde Türkiye'nin savunma sanayiinde dışa bağımlılığını azaltmak amacıyla Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı bünyesinde kuruldu.
TUSAŞ tesislerindeki F-16 seri üretimi 1987-1999 yılları arasında devam etti.
Aradan geçen zamanda özellikle ABD ile F-16 için 25 yıllığına kurulan ortaklık, şirketin daha sonra izlediği yol haritası ve özellikle 2000'lerin başından itibaren giderek ivme kazanan 'kendi araçlarını yapabilme yeteneği' bugün bambaşka bir başarı hikayesine dönüştü.
Geldiğimiz noktada dünyanın en büyük uçak üreticileriyle sürdürülen stratejik ortaklıkların yanı sıra Milli Muharip Uçak KAAN, Hürjet, Hürkuş, ANKA S/İHA serisi, Gökbey, ATAK helikopterleri, Şimşek ailesi, Göktürk ve çok sayıda farklı projeyle TUSAŞ, Türkiye'nin yüz akı olarak yoluna devam ediyor.
TUSAŞ'ın 50 yıl önce başlayan macerası bugün birbirinden değerli hava platformlarıyla dolu dizgin devam ediyor.
ATAK AİLESİNE YENİ ÜYE GELECEK
Geçtiğimiz günlerde TUSAŞ tesislerinde düzenlenen töreni kurumun 50. yılında geldiği noktayı göstermesi ve belki de bir meydan okuması olarak görmek mümkün. Art arda dizilmiş hava araçları ve bu platformlardaki yerlilik oranı gelecek dönemler için değerli bir fotoğraf koyuyor ortaya.
Bu noktada törenin en dikkat çeken araçlarından biri de helikopterlerin sergilendiği alan oluyor.
TRT Haber'e değerlendirmelerde bulunan TUSAŞ Helikopter Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Demiroğlu, hem Gökbey hem de ATAK 2'nin Anadolu için deniz versiyonlarının geliştirileceğini, ATAK-1 ve ATAK-2 arasında yeni bir platformun hayata geçeceğini aktardı.
Demiroğlu. ATAK-2 ile ilgili "Takvim nasıl bu kadar hızlı ilerledi?" sorumuza yanıt verirken 'Gökbey Genel Maksat Helikopteri'ni merkeze oturtuyor.
Daha net bir ifadeyle, aslında Gökbey ile çok ciddi bir 'know-how' kazandıklarını anlatıyor ve böylece ATAK-2'nin belki de rekor sürede yer testlerini tamamladıklarını söyledi.
BİR SONRAKİ VERSİYONDA DEĞİŞİKLİKLER OLACAK
ATAK-2 yakından çok büyük ve gerçekten de oldukça güçlü bir platform olarak görünüyor. Helikopterin ilk uçuşuna dair videonun yayınlamasıyla birlikte iki temel konu sıkça tartışıldı. Platformun büyüklüğü ile termal kamera ve burun topunun konumu bu noktalardan biriydi.
Mehmet Demiroğlu, mevcut helikopterin P0 denilen ilk prototip olduğunu ve P1 üzerinde tasarımda bazı değişiklikler olacağı bilgisini paylaşıyor. Burnun farklı bir hal alacağını ve dolayısıyla termal kameranın yerinin de değişeceğine değiniyor.
HAVADA DEVRİM! TUSAŞ GELİŞTİRDİ: TÜRKİYE'NİN YENİ GÖZDESİ
TUSAŞ Helikopter Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Demiroğlu'nu bulmuşken savunma sanayii sektöründe bir süredir dillendirilen "TUSAŞ insansız bir taarruz helikopteri çalışıyor" iddiasını doğrudan soruyoruz.
"Evet, bizim şu an insansız helikopterler üzerinde bir çalışmamız var." diyor Demiroğlu ve devam ediyor:
"Bunu tek başımıza helikopter tarafı olarak biz yapmıyoruz. TUSAŞ İnsansız Hava Araçları grubuyla birlikte çalışıyoruz. Çünkü onlar 'insansızlaştırma' meselesini çok iyi biliyorlar. Biz de helikopter yapabilme konusunda oldukça iyiyiz.
Gelinen noktada bu iki güç, bu iki deneyim birleşti. İlk çalışmamızı hazır olan bir helikopterden yapacağız. Önce deneme uçuşları olacak ve sonrasında kendi platformlarımızı sıfırdan başlayıp birkaç aile olacak şekilde geliştireceğiz.
Tabii haliyle bu çalışmanın ne zaman daha da somutlaşacağı da merak ediliyor. Diğer platformlara verdiğimiz öncelik nedeniyle biraz arkadan geliyor ama insansız helikopterin birkaç ay içinde uçtuğunu göreceğiz."
TS-1400 MOTORUYLA İLGİLİ İDDİALAR
Gökbey'in yerli/milli motor TS-1400 ile havalandığı görüntüler hepimizi gururlandırdı. Ancak bu güzel haberin ardından özellikle sosyal medyada kasıtlı bir karalama kampanyası başladı ve TS-1400 motoru hedef alındı. Hatta söz konusu uçuşta TS-1400'ün kullanılmadığı gibi iddialar yayıldı.
Mehmet Demiroğlu bu tür kasıtlı iftiralara cevap dahi vermek istemediğini söylüyor ancak kimsenin aklında bir soru işareti kalmaması için bazı bilgiler de paylaşıyor.
O gün Gökbey'in TS-1400 motoruyla uçtuğunu üzerine basarak söylüyor Demiroğlu ve "Böyle asılsız şeylere kimse inanmasın. Biz bunları yapabilecek kabiliyetteyiz. Gökbey'i yaptık, Atak'ı yaptık, ardından ATAK-2'yi yaptık. Karalamalara kimse kulak asmasın ve burada çalışan mühendislere güvenmeye devam etsin" diyerek sözlerini tamamlıyor.