Meclisin yasama ve denetim rolüyle siber farkındalık
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin ana iki görevi yasama ve denetim olarak belirlenmiş durumda. Yasama, kanunlar, kararlar kanun hükmünde kararnameler ve bunların görüşüldüğü komisyonlar olarak çalışıyor. Denetim fonksiyonu ise soru önergeleri, genel görüşme önergeleri, araştırma önergeleri, soruşturma önergeleri, araştırma komisyonları ve soruşturma komisyonları aracılığı ile çalışıyor.
Milletvekilleri de bu araçları kullanarak gruplarının da gücüyle beraber yasama ve denetim rolünü yerine getiriyorlar. Yürütmedeki bileşenlerin her zaman her konuda en doğruyu düşünebilmesi beklenemeyeceği gibi, düşünülen ya da planlananın da en iyi şekilde uygulanması mümkün olmayabilir. Bu durumlarda, yeterince iyi gitmeyen bir konu var ise özellikle denetim fonksiyonu aktif şekilde kullanılabilir ve iyileştirme mümkün olabilir.
Geçtiğimiz hafta Milliyetçi Hareket Partisi’nin iki milletvekili Esin Kara ve Arzu Erdem mecliste bizim burada yazageldiğimiz konularla ilgili soru önergeleri verdiler.
Birinci soru önergesi bizim burada Siber Sivil Savunma başlıklı yazımızda değindiğimiz konulardan birisi idi. Ülkemizin tüm vatandaşlarının siber güvenlik (ve siber savunma) farkındalığını artırmamız gerekiyor. Biz meslekte, saldırının bize dokunacağı yere saldırı yüzeyi deriz. Ülke açısından siber savunma söz konusu ise saldırı yüzeyi internete dokunan her vatandaştır. Bu anlamda, yaş sınırının da ilkokul seviyesine indiğini biliyoruz. O halde halktaki siber savunma farkındalığının oluşturulması için de en erken yaşlarda başlamak gerekiyor. İşte ilk soru önergesi Milli Eğitim bakanına verildi ve önerge ile milli eğitim müfredatı ve eğitim reformu paketindeki siber güvenlik konuları soruldu.
Diğer soru önergesi de gençler için artık hayati tehdit haline gelmiş mavi balina, momo gibi internet oyunları ile ilgili. Bu köşede ilk yazılarımızdan birisi “Çocukları İnternette Yalnız Bırakmayın” idi. Sanayi ve Teknoloji bakanı ile Milli Eğitim bakanımıza verilen soru önergelerinde şu sorular soruluyor. Bu oyunlar nedeniyle kaç kişi intihar etti, bunlar nedeniyle kaç kişi psikolojik tedavi görüyor, kaç kişi şikâyet etti ve bunlarla ilgili ne tür işlemler yapıldı? Bunun gibi bilgisayar oyunlarının tehlikeleri konusunda farkındalık oluşturmak için neler yapıldı?
Buna ek olarak bir de araştırma komisyonu kurulması önergesi verildi. Öğrendiğime göre internet bağımlılığının araştırılması için istenilen bu araştırma komisyonu, MHP önergesine istinaden, kuruldu.
Umarım bu soru önergeleri ve araştırma komisyonları bu konulardaki durumun ve eksikliklerin belirlenerek, raporlar ile yürütmeye yön göstermeye, yasama açısından da varsa eksik mevzuatın çıkarılmasına vesile olur.
Konu özellikle çocuklarımız olduğunda, esasında kaotik bir ortam olan internette, suçla savaşan emniyet güçlerinin elindeki araçların artırılması, bu konudaki savcılık ve yargı makamlarının konuya özel eğitilmesi ve ihtisaslaşması da önem taşıyor.
Yaptırım uygulanamayan sosyal medya en büyük sorun. Birçok talebe cevap alınamıyor ve suçla mücadele daha iyi olabilecekken anahtarı bizde olmayan sosyal medya şirketleri nedeniyle güçlü yapılamıyor. Bu konudaki çalışmalar hızlandırılmalı.
Bu arada, madem bu sosyal medya şirketleri önümüze bolca reklam çıkarıyor, benim de şöyle bir önerim var: Türkiye’de çalışacak yerli ve yabancı sosyal medya şirketleri, aynı kamu spotlarında olduğu gibi, devlete kamu spotu reklam alanı ayırmak zorunda olsunlar. İlgili devlet kurumları o platformda yaş gruplarına göre hazırlayacakları kamu reklam spotlarını, o yaş grubuna, belirlenecek miktar kadar ve ücretsiz gösterme imkânına kavuşsunlar.
Bu önergeler vesilesiyle yazılarımızı harekete geçiren, milliyetçi hareket mensubu milletvekillerimize ve meclis grubuna bir kez daha teşekkür ediyorum.