Meclis'te teröristle görüşen bay Kemal'e bak sen!
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu, partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisinde düzenlenen grup toplantısında konuşurken gördüğümde, “bir kaset operasyonuyla ve imaj çalışmasıyla CHP’nin başına getirilen bu Kemal Kılıçdaroğlu hangi güçlerin siyasi piyonu, hangi yabancı istihbaratın kontrolünde acaba?” diye düşündüm. Tüm terör örgütlerini tatmin ve mutlu edecek bir siyaset tarzını CHP’ye yerleştirdi. Bu tarzına da kimse şaşırmıyor artık. MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin “Bugünkü CHP’nin, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’le hiçbir bağ ve bağlantısı kalmamıştır. Artık teröristler yoldaş, bölücüler candaş, Türkiye düşmanları kandaş mertebesine gelmiştir.” şeklindeki sözü, CHP’nin mevcut halinin özetidir.
ABD ve AB’nin Osman Kavala hakkında “serbest bırakın” çağrısı yaptığı gün, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da partisinin grup toplantısında “Beraat etmişse, beraat etmiştir. Aynı dosyadan yeni bir suç uyduruyorsanız, siz Osman Kavala’dan intikam alıyorsunuz. Yargı değil artık olay bir intikama dönüşmüştür. Tıpkı Selahattin Bey gibi. O da her seferinde beraat ediyor, her seferinde yeni bir dosyadan yeniden tutuklanıyor. Sanıyorlar ki bunlar ‘Biz ettik, siz etmeyin.’ diyecekler. Niye desinler? Bunlar suçlu değil ki” konuşmasını yapmıştır.
Terör örgütü PKK’nın yardım ve yatakçısı, PKK’lı teröristleri azmettiren Selahattin Demirtaş ve her türlü Kürtçü, bölücü oluşumu finanse eden, onların her toplantısında bulunan, PKK’nın kapatılan televizyonu IMC TV’de terör örgütü PKK lehine propagandaları yapan Osman Kavala’ya öteden beri sahip çıkan Kemal Kılıçdaroğlu, sanırım Batı’dan başlayan “Osman Kavala’yı serbest bıraktırma seferberliğinde” yerini almıştır. Terörist Demirtaş’ı anlatmaya zaten gerek yok. Osman Kavala’da da bir ajan sıfatı vardır. Terör örgütü PKK-FETÖ-YPG merkezli ilişkilerine baktığımızda zaten yanılmayacağımızı görürüz. Kemal Kılıçdaroğlu’nun da aynı merkezle bir bağının olduğu, bu iki isme sahip çıkmasından anlaşılmaktadır.
Hendek ve çukur olaylarında şehit edilen 793 asker ve polisimizin katillerini bizzat azmettiren, terörist Demirtaş’tır. 52 kişinin öldüğü, Türkiye’deki Kobani olaylarını HDP’lileri sokaklara dökerek bizzat azmettiren, terörist Demirtaş’tır. Bu kadar şehidin, ölümün, terörün sorumlusu olan terörist Demirtaş’ın suçunu azmettiricilik üzerinden hesapla bakalım Kemal Kılıçdaroğlu, kaç yüz yıl ceza alması gerekiyor? Bu CHP’de bir tane aklı çalışan, hukuktan anlayan ve Kemal Kılıçdaroğlu’na “Böyle bir teröristi nasıl savunabiliyorsun?” diyecek kimse yok mu? Olmadığı gibi, CHP yönetiminin tamamı artık Kemal Kılıçdaroğlu zihniyetinden olunca, terörist Demirtaş’ı CHP’deki herkes seferberlik halinde savunuyor.
Kemal Kılıçdaroğlu, Demirtaş gibi teröristlere, PKK ve FETÖ bağlantılı kişilere sahip çıkma suçunu bildiği için aklınca cambaza bak oyunu sergilemiş ve CHP’nin grup toplantısında “Herkes ‘terör örgütleriyle’ der ama yeraltı mafyasıyla mücadeleyi pek ağızlarına getirmezler. Neden siyasi parti liderleri yeraltı dünyasının elemanlarıyla gidip hapishanelerde görüşüyorlar? Rüşvet aldıkları, adam öldürdükleri, tehdit ettikleri için mi?” diyerek aklınca Alattin Çakıcı üzerinden MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’yi hedef almıştır.
Biliyorsunuz Alattin Çakıcı’nın babası Ülkücü Ali Çakıcı’yı da Dersimli-Devrimci Kemal Kılıçdaroğlu’nun yoldaşları Dev-Sol’cular şehit etmişti. Vatana-millete hiçbir ihaneti olmayan, vatanseverlik konusunda bedel ödemiş Alattin Çakıcı’ya bu yakıştırmaları yapan Kemal Kılıçdaroğlu, vatana-millete ihaneti olan, terör örgütü PKK’nın yardım ve yatakçısı Selahattin Demirtaş’ı savunacağım diye ne hallere düşmektedir.
Madem, MHP Lideri Devlet Bahçeli’yi adını vermeden “Neden siyasi parti liderleri yeraltı dünyasının elemanlarıyla gidip hapishanelerde görüşüyorlar?” şeklinde eleştiriyorsun, o zaman biz de sana “YPG saflarında çatışırken öldürülen Aziz Güler isimli teröristle Suriye’ye gitmeden önce TBMM’de niçin görüştün?” diye bir soru yöneltiyoruz. O terörist Suriye’de öldürüldüğünde, CHP Genel Başkan Yardımcılarını, CHP milletvekillerini cenazesini karşılamak için, niçin göndermiştin?
Terör örgütü PKK’nın saflarına katıldıktan sonra çatışmada öldürülen, Gezi olaylarında “Kırmızı fularlı kız” diye meşhur olan teröristin fotoğraflarıyla yürüyen 3 CHP milletvekilini hatırladın mı Kemal Kılıçdaroğlu?
DHKP-C’li terörist Dilek Doğan’ın cenazesine, eşiniz Dilek Kılıçdaroğlu’nu niçin göndermiştin Kemal Kılıçdaroğlu?
Böyle bir sicil sahibi iken nasıl oluyor da Alattin Çakıcı üzerinden MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’yi eleştirebiliyorsun?
Vatan hainleriyle, vatanseverleri kıyaslama cüretini kendinde nasıl bulabiliyorsun? Alattin Çakıcı hangi askere, polise kurşun sıktırdı da, askere, polise kurşun sıkan, masum vatandaşları öldüren teröristlerle onu bir tutuyorsun?
Kemal Kılıçdaroğlu için yeter ki PKK’lı, DHKP-C’li, MLKP’li, YPG’li, FETÖ’cü terörist olsun bağrına basıyor ama bir Ülkücü söz konusu olduğu vakit cinnet geçiriyor. Ülkücü şehit Dursun Önkuzu’nun katilleri arasında adının geçmesi ve bu olayın hâlâ aydınlanmaması onun cinnet haline olan şüphemizi arttırıyor.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun kimin adamı olduğu anlaşılırsa, Türkiye’deki oynanmaya çalışılan oyunları da daha net çözmüş oluruz. Emin olun Türkiye’deki ihanetin bel kemiği kırılmış olur.
Selahattin Demirtaş’a, Osman Kavala’ya özgürlük isteyen Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye Cumhuriyeti’nin düşmanıdır. Bunun başka tarifi olamaz.
Her sözü ihanetin bağrına hançer gibi saplanan MHP Lideri Devlet Bahçeli ne diyor: “Kılıçdaroğlu’nun terörist Demirtaş’ı masum gösterme çabası tam bir garabet halidir. Osman Kavala’nın suçsuzluğunu iddia etmesi akıl tutulması, ahlak yoksunluğudur.”