“Sakallılar çetesi”
Bu aralar MHP ve Ülkücüler, bazı sakallıların düşmanlıklarıyla uğraşıyor. Levent Gültekin, Ahmet Nesin, Ahmet Taşgetiren, Emin Çölaşan… Bunlar medyadaki “sakallılar çetesi” gibiler… Ortak düşmanları MHP, ortak nefretleri Devlet Bahçeli, ortak sevgileri de HDP, YPG, terörist Demirtaş’tır. Elbette “tüm bunları sakalsızlar yapmıyor sadece bu tür sakallılar yapıyor” diye mantık da yoktur. Yoksa “Akıl olmayınca ne yapsın sakal” atasözü, bunların halini yeterince açıklayıcı durumdadır. Levent Gültekin’in, Ahmet Nesin’in, Emin Çölaşan’ın güncelleşmiş MHP ve Devlet Bahçeli düşmanlığına geçtiğimiz aylarda gereken cevabı vermiştik. Geçtiğimiz günlerde de Ahmet Taşgetiren’in düşmanlık derecesindeki MHP ve Devlet Bahçeli takıntısına hak ettiği cevabı vermiştik… Geçmişte Ülkücülere “Bu kadar kaba ve adi bir yapı ki İslami edep, ahlak, nezaket yok” şeklinde hakaret etmesine ve iftira atmasına vurguda bulunarak “Ahmet ve Ahmet”, Serok Ahmet’in peşinde koşmanın misyonunu yerine getiriyorsun bunu anlıyoruz da sen yine de MHP’ye bulaşma… Ülkücüler daha kendilerine ettiğin hakaretleri, attığın iftiraları unutmadı… Sakalını teker teker yolarlar bizden söylemesi…” cümlelerini kurmuştum… Vay anam vay… Bu cümleleri Cumhuriyet gazetesi “Karar yazarını tehdit etti: Sakalını tek tek yolarlar” başlığıyla, Yurt gazetesi “MHP’den sert sözler: Sakalını tek tek yolarız!” başlığıyla, Birgün gazetesi “Bahçeli’nin danışmanından Karar yazarına tehdit” başlığında ve daha birçok gazete ve haber sayfası buna benzer başlıklarla bu yazımı haberleştirdiler…
“Türkgün yazarı Yıldıray Çiçek, Ülkücülere hakaret eden, iftira atan Ahmet Taşdemir’i uyardı” şeklindeki bir haber başlığında sunulsa daha net olurdu. Çünkü ana vurgu Ülkücülere atmış olduğu iftira ve etmiş olduğu hakarettir. Yoksa kim ne yapsın onun sakalını, bıyığını… Ne demiş atalar “Sakal bıyığa denk olmayınca berber ne yapsın?”
Ahmet Taşgetiren’in Ülkücülere hakaretleri, iftiraları, MHP ve Sayın Devlet Bahçeli’ye düşmanlık derecesindeki takıntıları bizim mücadele etmek adına meselemizdir. Biz bu meselemizde hakkımız olan savunmayı ve uyarımızı yapıyoruz. Yoksa “Sakalla olaydı kişi, keçiye danışırlardı her işi” atasözüne imzamızı atıyoruz.
MHP düşmanlığında sakallı çetesinin bir medya üyesi olan Emin Çölaşan “ilkokul 5. sınıf öğrencisi Emin” kıvamında yazdığı bir mektupla yine gündem olmaya çalıştı.78 yaşına gelmiş Emin Çölaşan’ın gazeteciliğini, şunu bunu bir kenara bırakın, 78 yıllık hayatın tecrübesini yaşamış birinin böyle basit, böyle pespaye, böyle kalitesiz düşünceler yansıtan mektup yazması mümkün mü? Bu mektupları herhalde o yaşlardaki torununa falan yazdırıyor. Mektupta akıl yok, mantık yok, birbiriyle bağlantılı bir kurgu yok… Bol bol takıntı, saplantı ve psikolojik bir vaka hali var… Ya da dediğim gibi bir çocuk zekâsına dayalı üretim…
Emin Çölaşan canı sıkıldıkça, yazacak bir konu bulamayınca ve Ülkücülerden “Yine mi kaşınıyorsun Emin Çölaşan?” sözlerini duyma özleminde, MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’ye mektup yazıyor.
Emin Çölaşan son yazdığı mektupta zaten yine başına gelecekleri bildiği için aklınca girişte buna şöyle vurgu yapıyor: “Sayın Devlet Bahçeli bu size haddim olmayarak yazdığım kaçıncı mektup, Allah bilir. Her mektubumdan sonra partinizin bazı yetkilileri tarafından hakaret dolu sözlü ve yazılı açıklamalar yapılır. İsterseniz bunu okuduktan sonra da aynı hakaretlerin devam ettirilmesine göz yumarsınız.”
MHP Lideri Devlet Bahçeli, AKP ile Cumhur İttifakı kurdu diye adeta çıldırıyor. Bu çıldırmayla birlikte basit basit yorumlar ürettiği mektuplar yazıyor. Yemin olsun bu adamı Milliyet ve Hürriyet’te yazdı diye bizler abartmışız ve büyük bir yazar sanmışız… Adamın kendinden haberi yok, MHP’ye akıl vermeye kalkıyor.
Cumhur İttifakı’nın birlikteliğini sorgulamak adına pespaye mektuplar yazdığında biz hep soruyoruz ama cevap veremiyor.
Geçmişte yerden yere vurduğun ve “CHP günümüzde Atatürk’ün partisi midir, yoksa kuruluş ilkelerinden ödünler mi vermiştir? Bence ikincisi! Partiye yakışmayan bazı tipler ne yazık ki genel merkezin davetiyle CHP’ye doluşmuş durumda” dediğin CHP’yi niçin destekliyorsun diyoruz, cevap yok…
Geçmişte en ağır hakaretleri ettiğin Meral Akşener’i niçin destekliyorsun diyoruz, cevap yok...
Geçmişte en ağır yazıları yazdığın terör örgütünün siyasi uzantısı HDP’ye niçin oy istiyorsun ve terörist Demirtaş’ı şimdi niçin destekliyorsun diyoruz, cevap yok…
Bu adam şimdi kalkıyor AKP-MHP birlikteliğini sorguluyor, alçak imalarda bulunuyor. MHP geçmişte hangi sözünü inkâr etmiş ki ya da hangi politikasını değiştirmiş ki ilkokul öğrencisinin bile yazamayacağı mektuplarla hesap sormaya kalkıyor. PKK’ya sözde karşı olduğu anlaşılan Emin Çölaşan PKK safına geçtiyse, FETÖ’ye sözde karşı olduğu anlaşılan Emin Çölaşan FETÖ safına geçtiyse, DHKP- C’ye sözde karşı olduğu anlaşılan Emin Çölaşan DHKP-C safına geçtiyse, MHP’yi de mi kendi safında görmek istiyor? CHP’de, HDP’de, İP’te, Deva’da, Gelecek’te hangi kutsal keramet var ki, MHP’yi AKP ile kavgaya, mücadeleye davet edip, onların safında görmek istemektedir?
Bu ittifak yerel seçimlerde birçok büyük ilin belediyesini kazandı. CHP’nin kazandığı bu illerde oy verip pişman olmayan var mı?
Emin Çölaşan, bu nasıl bir bunama halidir. MHP, Cumhur İttifakı içinde Türk milletinin aleyhine olacak hangi kararı desteklemektedir?
MHP, sınır içi ve ötesi her türlü terör örgütüyle mücadelede AKP’ye sonuna kadar destek verirken, senin desteklediğin zillet ittifakı bunun karşısında olmadı mı? Bunu Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı Operasyonlarında bizzat göstermediler mi? Sen bile 4600 YPG’li teröristin öldürüldüğü Afrin operasyonunda “Yaşa Devlet Bahçeli Paşa yaşa, adın yazılacak mücevher taşa!” başlıklı yazılarla ve “6 Şubat günü partisinin Meclisteki grup toplantısında aynen şöyle dedi: “Eğer yeri gelirse ben de bir Bozkurt gibi en önde Afrin’e gider, taşıdığım canı bu vatana ve bu millete seve seve feda ederim. Bu da bir millete Devlet sözüdür.” Aman haa Sayın Devlet Bahçeli, sakın ola ki gitmeyiniz! Sizin yeriniz burasıdır. Sizin canınız ve sağlığınız AKP ve dünya liderimiz açısından fevkalade önemlidir. Siz hep burada olmalı ve iktidarın her kararına açıktan destek atmalısınız ki, onlar rahat etsin…” cümleleriyle terör örgütlerine karşı yapılan operasyonlara tavizsiz milli duruş desteği veren MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli ile aklınca dalga geçmeye kalkmadın mı?
Açık konuş Emin Çölaşan, terör örgütü PKK’ya destek mi istiyorsun MHP’den? CHPHDP ittifakından rahatsız değilsin, HDP’ye oy verme çağrıları yapan yazılar yazdın… Derdin nedir? Böyle abuk sabuk mektuplarla değil, bize çok kısa ve net cümlelerle ne istediğini yaz…
Türkiye dört tarafı kuşatılmış bir şekilde mücadele verirken, Yunanistan, Ermenistan tahrik ve tacizleri devam ederken, Irak’ta, Suriye’de terörle mücadele ederken, Akdeniz’de birçok ülkeyi rahatsız eden milli politika duruşu sergilenirken MHP bu konularda milli adımlar atan AKP ile neyin kavgasını yapacaktır?
Bağımsız bir yazar olsan belki bir iyi niyet aranır da, sen CHP-HDP bloğunda debelenen bir yazarken MHP’ye akıl vermeye kalkman sadece içindeki ihanetin mektuplara yansıyan hali olmaktadır. Sırf AKP düşmanlığından dolayı her türlü şeytanlık içinde olabilecek Emin Çölaşan, artık gerçekten sıktın ve artık iğrençleşmeye başladın…
Emin Çölaşan mektubunda “Artık sırada bugünden başlayarak adamlarınızdan gelecek hakaret ve tehditleri beklemek var!” cümlesiyle beklentini de yazmışsın. Emin Çölaşan, inan senin gibi birine hakaret etmek bile gereksiz zaman ve enerji kaybıdır. Git belanı başka kapılarda ara… Sürekli kaşınarak bize o meşhur papağan fıkrasını hatırlatıp durma…