15 Temmuz'un akıl hocaları belli
ABD ile kâğıt üzerinde stratejik ortağız ve müttefikiz…
Yani özde değil sözde böyleyiz. Ama bugüne kadar Türkiye’nin menfaatine bir adım attıkları görülmemiştir. Tüm dertleri Türkiye’yi Ortadoğu bölgesindeki hedeflerinde kullanmak ya da o hedeflerde Türkiye’nin engel olabilme potansiyelini ortadan kaldırmaktır. Türkiye’nin özellikle son dört yıldır ABD’den bağımsız duruş sergilemesi, ABD’nin planlarını bozan eylemler yapması ABD’yi oldukça rahatsız etmektedir.
Terör örgütü YPG’ye tonlarca silah yardım etmesi ve Türkiye’nin bunun karşısında Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı operasyonlarıyla elinde ABD silahı olan binlerce YPG’li teröristi öldürmesi bunlardan en önemlisidir.
Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki etkili ve kararlı duruşu karşısında ABD’li senatörlerin ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’ya mektup yazarak “Türkiye’nin gemilerini Yunanistan’a ait bölgeden çekmesi ve uluslararası yasalara uygun hareket ederek bu sorunu çözmesi çağrısında bulunun. Derhal Avrupa Birliği ile koordineli bir şekilde Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de artan hareketliliğine karşı yanıt vermek için çalışın. Yasalara uyun ve Türkiye’ye yaptırım uygulayın” çağrısında bulunması da ABD’nin iç bünyesinde Türkiye’ye bakış açısının dostça olmadığının ispatıdır. Türkiye ve Yunanistan arasında bir tercihe zorlansa Yunanistan’ı tercih edeceğinin garantisi vardır. ABD’nin başına kim gelirse gelsin Türkiye tutumu asla değişmemektedir. ABD’nin kalıplaşmış politikaları aynen devam etmektedir. Trump’ın terör örgütü PKK’ya ısrarla sahip çıkması, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanına yönelik yazdığı pespaye mektubu ve buna benzer birçok eylemi-söylemi bu kalıplaşmış politikalardan örneklerdir.
Terör örgütü YPG’ye yakın haber sayfasının tekrar gündeme soktuğu, ABD Başkan adayı Joe Biden’ın 7 ay önceki röportajında kullandığı ifadelerde bu kalıplaşmış ve değişmeyecek politikalardan kesitler olmuştur.
Joe Biden’ın konuşması içindeki her cümlesi alçaklık ama “Erdoğan darbe ile değil seçimle değişmeli” şeklindeki cümlesi Türkiye üzerindeki darbe alçaklığını da ABD’nin tezgâhladığının itirafı gibidir.
15 Temmuz hain darbe girişiminin arkasında ABD’nin olması zaten herkesin bildiği bir gerçektir. FETÖ elebaşının ve birçok FETÖ mensubunun ABD tarafından korunması bunun başlıca delilidir. ABD’nin teröristbaşı Fethullah Gülen’i kucağında beslemesi ve onu Türkiye’ye iade etmemesi 15 Temmuz’da gerçekleşen hain darbe girişimindeki rolünü zaten açık etmektedir. Stratejik ortak ve müttefik dediğimiz ABD’nin gerçek yüzü işte budur. Terör örgütü YPG’nin başındaki Mazlum Kobani’ye sahip çıkması da bunun benzeridir.
ABD Türkiye’deki darbe girişiminin arkasında olmasaydı tüm FETÖ’cüleri yargılanmaları için teslim ederdi. Dünyanın öbür ucundaki İranlı komutan Kasım Süleymani’yi “terörist” diye öldüren ABD’nin kendi bünyesinde teröristbaşına sahip çıkmasının mantığı olabilir mi? ABD’nin 15 Temmuz hain darbe girişimini Türkiye’deki CIA uzantılarıyla organize ettiği de bilinen bir gerçektir. FETÖ’nün zaten emir ve talimatı buradan aldığı da yılların birikimiyle, yaşanmışlığıyla anlaşılmıştır. Zaten böyle bir yapının arkasında CIA olmasaydı dünyanın her yerinde böyle yayılmaları ve güçlenmeleri mümkün değildi. Yıllardır uyguladıkları kumpaslar, cinayetler, tezgâhlar tam bir istihbarat modelidir.
ABD’nin FETÖ’cüleri teslim etmeyip adeta yavrusu gibi topraklarında koruması, FETÖ konusundaki Türkiye’nin her talebini karşılıksız bırakması 15 Temmuz-ABD bağını güçlendirmektedir. Joe Biden’ın “Erdoğan darbe ile değil seçimle değişmeli” sözü de aslında denenmiş darbe girişiminin başarısız kalması ve diğer yolun denenme vurgusu gibi olmuştur.
Joe Biden’ın 15 Temmuz hain darbe girişimini “Biz o gece olaylar olurken gerçek olup olmadığını, yaşananların internet oyunu olup olmadığını, ciddi olup olmadığını anlayamadık” şeklinde değerlendirmiş olması hem zeka seviyesini sorgulatır, hem de yaşanmış ciddi bir olayı sulandırma gayreti olarak görülür.
FETÖ’cülerin Bylock yazışmalarında ortaya çıkan “Bu arada bir bilgi Biden Can Dündar’ın oğluna, ‘Bu adam (Erdoğan) bizi pek dinlemiyor ama TSK tarafından kokular geliyor’ gibi bir cümle sarf etmiş” cümlesi de ayrı bir bilgi notu olmuştur. ABD Türkiye üzerinde kullandığı tüm terör örgütlerini koruyan, besleyen ve yönlendiren konumdadır. O yüzden ABD’nin her adımında şüpheyi elden bırakmamak gerekiyor.