Türk Gençliği sahipsiz değil
Bahadır ÇOBAN / TÜRKGÜN
MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin takdirleriyle Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Genel Başkanı olan Ahmet Yiğit Yıldırım, ilk söyleşiyi gazetemiz TÜRKGÜN’e yaptı. Oluşturduğu yeni yönetimle birlikte hızlı bir çalışmaya giren Yıldırım, projelerini anlattı.
Sosyal medya düzenlemesine ilişkin kanun teklifi, TBMM Genel Kurulunda AK Parti ve MHP’li milletvekillerinin oyları ile kabul edildi. Öncesinde MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin sosyal medyanın istismar amaçlı kullanılmasına yönelik beyanları olmuştu. Ülkü Ocakları Genel Başkanı olarak gençlere sosyal medya kullanımıyla ilgili neleri öneriyorsunuz?
Günümüzde sosyal medya, geleneksel iletişim araçları olan televizyon, gazete ve radyonun yerini çok hızlı bir şekilde aldı. Gelişen teknolojiyle ve artan rekabet koşullarıyla birlikte insanlara daha hızlı ve kolay haber alma ve haber yayma imkânı sunuldu. Ne var ki, sosyal medya şirketleri teknolojideki hızlı gelişimle aynı orantıda sağlıklı ve güvenilir haber alma ve haber yayma ortamını sağlayamadı. Kendi otokontrol mekanizmasını hayata geçiremedi. Bilgi kirliliği, algı operasyonları ve suni provokasyonlar sosyal medyada yaşanan büyük bir kaos düzeni oluşturdu. Başta Twitter, Facebook olmak üzere sosyal medya; “sahte hesaplar” üzerinden kişi ve kurumlara itibar suikastı yapılan, sanal bir kurgu mekânı haline geldi. Sosyal medya, insan onurunu ayağa düşüren, akla ve hayale sığmayan fitne ve dedikodulara sığınak olan tabiri caizse mayınlı bir platforma dönüşerek toplum huzuruna ciddi şekilde kasteder hale geldi. İnsan şeref, namus ve haysiyetine yönelik saldırıların gerçekleştiği sosyal medyanın elbette ki bu şekilde kullanılması Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli Beyefendi’nin de belirttiği gibi milli ve manevi gerçeklerimiz açısından vahim bir tehdit; ağır bir güvenlik sorunudur.
Neyse ki sosyal medyaya yönelik düzenlemeler içeren kanun teklifi 29 Temmuz 2020 tarihinde TBMM’de kabul edildi ve ertesi günü Resmi Gazete’de yayımlandı. Milletimize hayırlı olsun diyorum. İnşallah, bu yasa ile sosyal medya platformları, toplumumuzun ihtiyaçlarına daha sağlıklı cevaplar sunabilen kaliteli bir mecra haline gelecektir.
Gençlere sosyal medya kullanımıyla ilgili tavsiyelerimize gelince; sosyal medya hayatın bir parçası, bu bir gerçek. Ancak bireyin günlük yaşantısında daha az yer tutmalı. Bugün “Dijital Türkiye 2020” raporlarına baktığımızda 16-64 yaş aralığındaki kişiler yüzde 89 oranında akıllı telefon kullanıyor ve bir günde ortalama 2 saat 51 dakikasını sosyal medyada geçiriyor. Z kuşağı olarak nitelendirdiğimiz 1995 yılından itibaren doğan gençlerde bu zaman israfı daha fazla. Bunu çok ciddi ve vahim bir durum olarak nitelendiriyorum. Ben sosyal medyada geçirilen sürenin bu kadar aşırıya varmasını ve sosyal medyanın insanları gerçek hayattan kopararak sahte bir hayal dünyasında sevk etmesine karşıyım. Bilhassa gençlerin toplum hayatından kopuk, aile ve arkadaşlarından uzak suni bir mecrada sanal ilişkiler sarmalına kapılarak hayattan uzaklaşmasını endişeyle karşılıyorum. Bunun için onları Ülkü Ocaklarına davet ediyorum.
Sonuna kadar Türk birliği diyeceğiz
Biz “yüce Türk milleti” dediğimizde büyük bir birlikteliği kastediyoruz. Adriyatik’ten Çin Seddine kadar bütün Türk coğrafyasına “bizimdir’’ gözüyle bakıyoruz. Kendimizi Kırgızistan’dan, Özbekistan’dan, Batı Trakya’dan, Kerkük-Musul’dan, Kırım’dan, Azerbaycan’dan, Doğu Türkistan’dan asla ama asla ayrı görmüyoruz. Türk-İslam medeniyetinin tekrar canlanması, birliğimizin ve kardeşliğimizin tekrar şaha kalkması için soydaşlarımızla gönül bağlarımızı kuvvetlendirebilmek için elimizden geleni yapacağız. Türk-İslam medeniyeti geçmişte inandı, kenetlendi, kendine güvendi, elbette çok şeyler kazandı, insanlığa çok şey kazandırdı. İnşallah yakın gelecekte de bütün Türk coğrafyası tek bir bayrak altında toplanacak ve sadece yüce Türk milleti değil bütün insanlık huzur bulacak, nefes alacak. Bu coğrafya üzerindeki emperyalist çember kırılacak. Bunun öncülüğünü elbette ki güçlü Türkiye yapacak. O sebeple, Ülkücü Türk gençliği olarak kendimizi bu hedefe hazırlamalıyız. İdeallerimiz, kısa vadede Türkiye’yi güçlü kılmak, orta vadede Türk Birliğini kurmak, uzun vadede Türklüğü ve İslamiyet’i yeryüzünde hâkim kılmak olmalıdır. Liderimiz Sn. Devlet Bahçeli Beyefendi’nin söylediği gibi “Türk’üz, Türkçüyüz, Turan’ın sevda ve hedefindeyiz. Ne Avrupa Birliği, ne Şangay İş birliği, biz diyoruz ki sonuna kadar Türk birliği” diyerek bu uğurda mücadelemizi sürdüreceğiz.
“TÜRKİYE’NİN EN KAPSAMLI İNTERAKTİF EĞİTİM PAKETİ”
Bugün Türkiye’de siyasi analizler ve gelecek projeksiyonları Z kuşağı olarak bilinen ve 1995’ten sonra dünyaya gelen genç nesil üzerinde şekilleniyor. Bir gençlik hareketi olan Ülkü Ocaklarının genç kuşaklara bakışı ve eğilimi nasıl?
Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Nutuk adlı eserinde yer alan Gençliğe Hitabe’de belirttiği “Ey Türk gençliği! Birinci vazifen; Türk istiklalini, Türk cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir” sözünü kendine vazife edinen Ülkü Ocakları olarak, Türk gençliğini milletimizin ve memleketimizin geleceği, umudu olarak görüyoruz ve bu şuurla genç kardeşlerimizin üzerine titriyoruz. Gençlerimizi Türklük gurur ve şuuru, İslam ahlak ve faziletleriyle donatarak bilimde, teknolojide ve sosyal alanlarda en ileriye götürecek çalışmaları yapmayı amaçlıyoruz.
Biz Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı olarak sadece Türkiye’nin değil, dünyanın en büyük gençlik hareketiyiz. Bu noktada Başbuğumuz Alparslan Türkeş’in biz gençlere söylediği “Hepiniz birer Türk bayrağısınız, bayrağı kirletmeyin, yere düşürmeyin” sözüne binaen Türk gençliğinin donanımlı, şuurlu ve yüksek şahsiyetli Türk milliyetçisi bireyler olarak yetişmesi adına elimizden geleni yapacağız. Z kuşağı olarak adlandırılan bu nesle ulaşma noktasında da tüm vasıtaları kullanacağız. Türkiye’nin en kapsamlı interaktif gençlik eğitim paketini hazırlıyoruz. İnternet üzerinde yaygın olarak kullanacağımız Ocak Tv vasıtasıyla Bingöl’deki genç kardeşimiz ile İzmir’deki genç bir kardeşimize aynı eğitim imkânlarını ulaştıracağız.
Ülkü Ocakları her yaştan insana hitap eden yazınsal faaliyetleriyle geniş bir müktesebata sahip. Bu minvalde yeni çalışmalarınız olacak mı?
Elbette… Her şeyden önce var olan süreli yayınlarımızı daha kaliteli bir zemine oturtmayı ve dağıtım ağını daha sistematik hale getirmeyi planlıyoruz. Bu sebeple Ülkü Ocakları dergimiz, yeni yayın politikası ve yeni yazar kadrosu ile kalite çıtasını daha da yükselterek yayın faaliyetlerini sürdürmeye devam edecek. Önümüzdeki ay dergimizin 200. sayısı çıkacak. Ülkü Ocakları tarihinde iz bırakan bir başucu eseri ortaya koyabilmek adına ciddi bir çalışma yürütüyoruz. Yazınsal faaliyetlerimiz artarak devam edeceği gibi eğitim alanında içinde bulunduğumuz çağın gerekliliklerine uygun yeni metotlar da uygulayacağız. Merhum Cemil Meriç “Bilgi, sonu gelmeyecek olan bir fetihtir.” diyor. Biz de, Türk gençliğinin daha donanımlı, daha girişimci, özgüven seviyesi daha yüksek bireyler olarak yetişmesi için var olan yayın faaliyetlerimizin nitelik ve niceliğini daha da arttıracağız. Yayınlar ile birlikte daha önce İstanbul Ülkü Ocaklarında görev yaparken geliştirdiğimiz, eğlenirken öğreten OcakTabu isimli kutu oyunumuzu çeşitlendirerek yeni versiyonlarını gençliğe sunacağız.
“TÜRK GENÇLİĞİNİ KİRLİ ELLERDEN KORUYACAĞIZ”
İstanbul İl Başkanlığı döneminizde sizin de aktif olarak çalıştığınız “uyuşturucuyla mücadele” ve Türk gençliğinin zararlı alışkanlıklardan korunması konusunda neler düşünüyorsunuz? Bu hususta başarı nasıl sağlanır?
Madde bağımlılığına karşı yürütülen mücadele tek yönlü değil. Devletimizin kolluk kuvvetleri bu işin suç boyutuyla ilgilenirken, bizlere düşen görev ise gençlerimizi bu tür bataklıklardan uzak tutmaktır. Gençlerimizin ilgilerini ve enerjilerini kendi gelişimlerine ve milletimize faydalı olacak alanlara sevk edebilmesi için çalışmalar yapıyoruz. İstanbul Ülkü Ocakları Başkanlığımız döneminde “Türk Genci, Damarlarındaki Asil Kanı Kirletme” diyerek birçok gencimize ulaştık. Onları kirli ellerden korumak, bataklıklardan uzak tutmak adına birçok faaliyet gerçekleştirdik. İnşallah bu çalışmalarımıza daha da hız katacağız. Geçmişini bilen, şuurlu ve donanımlı bir gencin, yalnız kendisini değil çevresini de aydınlatarak tüm kötü alışkanlıklardan uzak tutacak şekilde yaşayacağına inanıyoruz.
Yenilikçi ve verimli çalışmalar yapacağız
Türk gençlerinin dünyadaki yeni teknolojileri yakından takip etmesi ve hatta teknoloji üretmesi için gençlerimize destek olunması gerektiğini düşünüyorum. Evlerimizde, televizyonlarımızda, arabalarda, fabrikalarda, marketlerde, kısacası inşaattan ağır sanayiye, sağlıktan finansa, iletişimden savunma sanayisi vs. aklınıza gelebilecek her alanda yazılım kullanılıyor. Daha da önemlisi şu an teknoloji dünyasında çığır açacak yapay zekâya da çok önem vermek gerektiğini ifade etmek istiyorum. Bu bağlamda gençlerimizi yazılım yapmaları için teşvik ediyor, onlara kodlama, yapay zekâ, sanal gerçeklik, siber güvenlik gibi farklı teknolojik alanlarda eğitimler vermeyi, seminerler düzenlemeyi hedeflerimizin arasına koymuş bulunmaktayız. Bu hususta özellikle Liderimiz Sn. Devlet Bahçeli Beyefendi’nin “Ayaklarımız yerden kesilmemek şartıyla parmak ucuyla yıldızlara ulaşabilmeliyiz” sözünü şiar ediniyoruz. Bu çalışmalar ile gençlerimizin ufuklarının genişlemesine katkı sağlamayı, geleceğin teknoloji üreten Türk gençlerinin varlığının milli değerlerimiz ve ülkemiz adına ne kadar önemli olduğunun bilincini aşılamaya çalışacağız. Özellikle çağımızda “Z kuşağı” olarak tabir edilen genç neslin Merhum Ziya Gökalp’in “Türkleşmek, İslamlaşmak, Muasırlaşmak” eserinde bizlere gösterdiği hedefler noktasında, milli bilinç ve şuur kazandırarak yenilikçi ve verimli çalışmalar yapmayı hedefliyoruz. Bu vesile ile tekraren önemle belirtmek isterim ki, Türk Devleti’ni muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkarabilmek gayesiyle Türk gençlerinin çağın gereksinimlerini kaçırmayarak, belirlenen konuma gelebilmeleri için yazılım ve yapay zekâ konularında ciddi çalışma yapmaları gerekiyor. Aynı zamanda milli kültür ve bilincimize uygun bir usul geliştirilerek milli teknolojimize önemli katkılar sağlayacaklarını düşünüyorum.