Serok Ahmet Apo'nun mektubuna postacılık yapan sendin!
MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli, geçtiğimiz Salı günü gerçekleşen MHP grup toplantısında HD(P)KK’nın her olayında avukatlığını yapan Ahmet Davutoğlu’na “Geçmişte Kobani’ye selam yollayan, dahası Serok olarak anılan eski başbakan yalanı dolanı bıraksın da, hezimetlerini, PKK/ YPG’ye zeytin dalı uzatan karanlık ilişki ağlarını açıklasın. Yüreği varsa Türkiye’nin nasıl bir tuzağın içine çekildiğini, buna da hangi vicdanla duyarsız kaldığını itiraf etsin.” Şeklinde tepkisini göstermiş ve çağrıda bulunmuştu.
Serok Ahmet ise geleceği olmayan partisinin Mersin 1’inci Olağan İl Kongresi’nden bu sözlere “Geçenlerde yine bizi aşağıladığını düşünerek Serok Ahmet demiş. Yahu kardeşim, sen Ahmet Davutoğlu’nu boş ver. Senin niçin milyonlarca Kürt vatandaşımız diline hakaret ediyorsun, hiç mi asgari saygın yok? Hiç mi bu memleketin birliğini, bütünlüğünü, kardeşliğini umursamıyorsun?” cevabını vermiş…
Kendisine yöneltilen suçlama, hem Başbakan iken, hem de şimdi HD(P)KK’ya sahip çıkması iken, konuyu Kürt kökenli vatandaşlarımıza düşmanlık olarak yansıtmak herhalde sadece Ahmet Davutoğlu gibilerin zekâ düzeyinden çıkabilecek garabettir.
Başbakan iken, Kobani’deki YPG’lilere Diyarbakır’dan “Kobani’ye buradan selam ediyorum. Kobani’deki her kardeşlerimin alnından öpüyorum.” mesajını gönderen sen değil misin? Hatta bugün sana destek veren Sözcü gazetesi o günlerde seni “Milletin Yüreğini Yakan Sözler” manşeti ve “Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı resmen PKK’yı övdü. Şehitlerin kemiklerini sızlattı” sözleriyle eleştirmişti. Sende değişen bir şey yok, Kobani operasyonundan dolayı yine HD(P)KK’ya sahip çıkıyorsun.
Başbakan iken, terör örgütü PYD’nin (YPG) başındaki teröristbaşı için “Aynı gün Salih Müslim’i Türkiye’ye getiriyoruz. Bakın kaç jest arka arkaya. Bir anlamda ‘meşru görüyorum seni’ diyoruz” açıklamasını yapan sen değil misin?
AKP Genel Başkanı ve Başbakan iken Van’daki parti kongresinde çıkıp “Sizin Biji Serok Ahmet demeniz çok hoşuma gidiyor.” Diyen sen iken, MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli sana “Serok Ahmet” deyince niçin çıldırıyorsun?
Ne diyorsun yani?
“Devlet Bahçeli bana Serok Ahmet derse zoruma gidiyor. Bana sadece HD(P)KK’lılar Serok Ahmet desin” şeklinde bir beklentin mi var?
Aynı sıfatı Devlet Bahçeli söylerse zoruna, HD(P)KK’lılar söylerse hoşuna gidiyorsa cümlelerini ona göre kur o halde!
Konuyu nasıl Kürt düşmanlığına getiriyorsun Serok Ahmet?
MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin bu ülkede Kürt düşmanlığı yaptığı bir tane eylem ve söylem bulamazsınız. Ama sizin gibiler terör örgütü PKK’yı Kürtlerin temsilcisi yaparak, onların teröristbaşlarını meşru görerek, en büyük Kürt düşmanlığını yaptınız. Hala da bunu yapmaya devam ediyorsunuz.
“Bijî Serok Apo” sloganı teröristbaşı Abdullah Öcalan ile özdeşleşmiş bir slogandır. Ahmet Davutoğlu niçin bu slogana özenti duyuyor ve bu sloganı duydukça bu onun hoşuna gidiyor?
PKK’nın Suriye’deki uzantısı olan YPG’nin teröristleri 2016 yılında ele geçirdikleri Minnağ hava üssünün adını “Serok Apo” olarak değiştirmişti. Kıskançlık mı var? Yoksa YPG’ye sahip çıktığı günlerin hatırına “Serok Ahmet” koymalarını mı beklemişti?
Oysa kendisiyle özdeşleşen “Serok” sıfatı, teröristbaşı Öcalan’a sorulduğunda bakın ne cevap vermişti?
Terör örgütü PKK’nın eylemlerini artırdığı yıllarda PKK’nın terör kampında Öcalan’ı ziyaret eden yabancı gazeteciler de bu sloganının sırrını merak edip “Kürtler niçin sizin için ‘Bijî Serok Apo’ sloganı atıyor? Bu sloganın nerede ve ne zaman söylendiğini biliyor musunuz?” sorusuyla karşılaşan teröristbaşı Öcalan şu yanıtı vermişti:
“Nerede ve ne zaman söylendiğini gerçekten ben de bilmiyorum. Halkın büyük bir önderlik boşluğu vardı. Özlemlerine göre iş yaptıkça, beklentilerine cevap verdikçe Serok Apo meselesi ortaya çıktı. Ne zaman ve kim başlattığı bilemiyorum. Ama bir gerçek var ki Kürt halkı kolay kolay önderlik tanımaz. En zor önderlik tanıyan halktır. Çünkü çok ihanetlere uğramıştır. Dolayısıyla yıllarca bizi ölçtü, biçti. Kendi düşmanına karşı en soylu bir mücadele, yılmayan bir mücadele ve yenilmeyen bir mücadeleyi bizim sorumluluğumuz altında gördükçe bugün milyonların sel gibi olan bağlılıkları gelişti.”
Yani anlayacağınız Kürk kökenli vatandaşımızın sırtına kene gibi yapışan terör örgütü PKK’nın teröristbaşı Öcalan’a yakıştırdığı “Bijî Serok” sloganını Ahmet Davutoğlu kıskanıp araklamaya çalışıyor. Serok Ahmet’in teröristbaşlarının özel sıfatı olmuş sloganları kullanma hevesini geçmişte terör örgütü PYD’ye (YPG) sahip çıkmasıyla ve yine şimdi HD(P)KK’ya sahip çıkmasıyla izah edebiliriz herhalde?
Kendi kendine hükümsüz atarlanan küçük enişte, geçmişi belli, geleceği belli olan kafana yaz şunu… MHP Lideri Devlet Bahçeli Kürt düşmanı değil, Kürt kökenli kardeşlerimize de zulüm eden terör örgütü PKK’nın düşmanıdır ve kökünün kurutulması için her türlü milli duruşu göstermektedir. Terör örgütleriyle olan mücadelede kararlı ve tavizsiz duruş sergileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan’a da bu konuda en büyük desteği vermektedir.
Peki, sen niçin terör örgütü PKK’nın hizmetkârlığını yapan HD(P)KK’nın her hesap verdiği konuda ortaya çıkıp avukatlıklarını yapmaya çalışıyorsun?
HD(P)KK’nın sözde milletvekili, sözde belediye başkanı tutuklanıyor ilk sen zıplıyorsun.
HD(P)KK’nın elindeki belediyelere teröre yardım ve yataklık yaptığından dolayı kayyum atanıyor ilk sen zıplıyorsun.
53 kişinin hayatını kaybettiği, binlerce vatandaşın evinin, arabasının, kamu binasının, kamu araçlarının yakıldığı olaylarla ilgili HDP’ye operasyon yapılıyor ilk sen zıplıyorsun… Şehitlerden, gazilerden, terörle mücadele eden emniyet mensuplarından utanmadan bir de HDP’ye geçmiş olsun telefonu açıp “yanınızdayım” diyorsun…
Allah’tan korkmaz, kuldan utanmaz Serok Ahmet, tüm bunlara rağmen çıkıp, bir de MHP Lideri Devlet Bahçeli’yi Kürt düşmanı olarak suçlayıp, kendinle alakalı da “Horasan, Toroslar, Oğuz boyları, Türkmen” edebiyatı yapıyorsun.
“Serok Ahmet” olma sevdalısı Ahmet Davutoğlu, bırak Türkmen, Yörük edebiyatlarını da asıl soyun, ırkın nedir bu millete onu itiraf et!
Ahmet Davutoğlu ayrıca “Sayın Bahçeli, bölücülükle mücadele etmek istiyorsa Kürtçeyle ve bizimle uğraşacağına, seçim kazanmak için ‘Serok Apo’dan mektup getirenlerle, kırmızı bültenle aranan onun kardeşi Osman Öcalan’ı devlet televizyonuna çıkaranlarla uğraşsın. Tabi onlarla uğraşmaz, uğraşamaz; aksine onları destekler!” açıklaması yapmış… Bir insanda zerre kadar akıl olsa inanın böyle bir açıklama yapmaz ve yapamazdı. Çünkü bu sözün kendine darbe olduğunu bilirdi.
Hem Cumhur ittifakının HD(P)KK’ya karşı mücadelesini katı ve sert bulduğunu söylüyorsun, hem bu mücadeleye karşısın hem de Apo’nun mektubundan, Osman Öcalan’ın TRT’ye çıkmasından bahsediyorsun.
Madem Apo’nun mektubundan bahsediyorsun, bugün canla-başla sahip çıktığın terör örgütü PKK’nın siyasi uzantısı HDP, Apo’nun o mektubuna ne demişti hatırladın mı?
“Sayın Öcalan’ın açıklaması ile HDP’nin şimdiye kadar yürüttüğü siyaset birbiri ile örtüşmektedir.“
“HDP’nin İstanbul seçimlerine yönelik seçim stratejisinde ve taktik adımlarında bir değişiklik söz konusu değildir.”
“Sayın Öcalan’ın demokrasi ve barış mücadelesinde önemli bir politik konuma sahip olan HDP’nin de kurucu fikriyatının mimarlarından olduğu unutulmamalıdır.”
Avukatlığını yaptığın HDP, teröristbaşı Apo’nun o mektubuna böyle bakmıştı. Senin için bir sakıncası olur mu yahut oldu mu? HDP’lilerin tamamı da gitti CHP’li Ekrem İmamoğlu’na oy verdi, sen de gittin Ekrem İmamoğlu’na oy verdin… Farkınız ne?
Her ne kadar Kandil’i, HDP’yi, terörist Demirtaş’ı eleştirse de TRT’nin ekranlarına çıkarmakla çok büyük yanlış yaptığı Osman Öcalan’da senin gibi MHP Lideri Devlet Bahçeli’yi “Kürt düşmanı” olarak gösteriyor ve teröristbaşı Apo’nun mektubunu o günlerde “Tarafsızlık çağrısının AK Parti adayına çok az katkısı olacak. Seçime 2 gün kala yapılan çağrının çok etkisi olmaz, halk bu dakikadan sonra tavrını, tercihini değiştirmez. AK Parti de geç kaldı, Kürtlere bir proje sunmadı. Ortağı kim? Devlet Bahçeli. Devlet Bahçeli Kürt adını duyunca saldırıyor” şeklinde değerlendiriyordu. Aranızdaki tek fark, o Kandil’i, HDP’yi, terörist Demirtaş’ı eleştiriyor, sen eleştirmiyor ve hatta örnekleri ortada destek veriyorsun!
Teröristbaşı Apo’nun mektubuna Kandil ve HDP’nin nasıl refleks gösterdiği ortada iken, sürekli o mektup üzerinden Cumhur ittifakına saldıran Ahmet Davutoğlu Murat Yetkin’in 2014 yılında “DAVUTOĞLU, PKK EYLEMLERİNİ ÖCALAN MEKTUBU İLE BİTİRDİ” başlıklı yazısında senin teröristbaşı Apo’nun mektuplarına nasıl postacılık yaptığını yazmıştı. Hatırladın mı?
Biz yine de şöyle hatırlatalım:
“Davutoğlu’nun toplantı sonrasında basın açıklamasında vurguladığı “her türlü tedbir” içine bu da dâhildi. Ve aslında o açıklamanın biraz geç başlamasının nedeni de Öcalan’dan eylemlere son verilip diyalog görüşmelerine devam edilmesi mektubunun alındığından emin olunmak istenmesiydi. Akşam saatlerinde Öcalan’ın mektubu HDP yetkililerine ulaştırılmıştı. HDP yetkilileri ile Kandil’deki PKK karargâhı arasında o saatlerde ne tür görüşmeler geçtiği henüz açığa çıkmış değil. Ama Ankara’nın saptamasına göre günün 8 Ekim’den 9 Ekim’e döndüğü gece yarısı saatlerinden itibaren “talimat” yurt çapında HDP ve KCK birimlerine ulaştırılmaya başlamış, endişe edilen belli kritik eylemler durdurulmuştu”
Son 4 yıldır, 15 bine yakın terörist öldürmüş, her gün Irak, Suriye ve Türkiye sınırları içerisinde PKK’lı teröristler temizlenmeye devam ederken, Kandil’in en üst düzey teröristleri bir bir öldürülürken, git Apo mektubu ve Osman Öcalan masallarını beraber yol yürüdüğün CHP ve kuyruklarına anlat… Ahmet Davutoğlu sana ve diğer proje kardeşin Ali Babacan’a tavsiyem, sizde bu HDP aşkı, Kürtçülük sevdası, Demirtaş sevgisi varken hiçbir halt olmayacak partilerinizi bırakın ve hemen HDP Eşbaşkanı olmak için İmralı ve Kandil’e başvurun… İnanın bu işi Mithat Sancar ve Pervin Buldan’dan daha şevkle yapacak potansiyel görüyorum sizlerde… Ne olursa olsun, siz HDP Eş başkanlıklarını Kandil ve İmralı’dan isteyin… İsteyenin bir yüzü kara, vermeyenin iki yüzü kara… Nasıl olsa tarihe siyasetin yüz karaları olarak geçeceksiniz.
Başbakan iken “Ulus devletle hesaplaşma vakti geldi” demiş bir Serok Ahmet’i tekrar tekrar anlatmaya gerek var mı? Bu hesaplaşmayı yaptırmadığı için MHP ve Lideri Devlet Bahçeli’ye öfke duyuyor. O yüzden yüreğinde HDP aşkı ve o yüzden MHP nefreti taşıyor. Meselenin özeti budur.