24 Kasım 2024
weather
15°
Twitter
Facebook
Instagram

'Askıda Ekmek' kadim bir dayanışma modeli

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Prof. Dr. Mevlüt Karakaya, kendisi ile yapmış olduğumuz söyleşide önemli açıklamalarda bulundu. Pandemi sürecinin bütün ülkeleri menfi manada etkilediğini dile getiren Prof. Dr. Mevlüt Karakaya, Türkiye’nin salgınla hem sağlık hem ekonomi alanında en iyi mücadele eden ülkelerden birisi olduğunu dile getirdi.

MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Prof. Dr. Mevlüt Karakaya’nın söyleşisi şu şekilde:

Pandeminin ekonomi üzerindeki etkisiyle başlamak istiyorum. Bu konuda ne diyeceksiniz?

Küresel Kovid-19 salgınını, ilk etapta sadece toplumsal sağlığımıza, insan hayatına doğrudan bir tehdit olarak algıladık. Devam eden süreçte gördük ki; bu salgın sadece sağlığımızı değil, aynı zamanda insan ve toplum hayatının diğer tüm alanlarını da etkiliyor. Ekonomi de doğrudan etkilenen alanların başında gelmiştir.

“TÜRKİYE, SALGINI EKONOMİK AÇIDAN İYİ YÖNETTİ”

Peki, Türkiye ekonomisi nasıl etkilendi bu süreçten?

Türkiye ekonomisini dış dünyadan soyutlayamayız. Çünkü hem ticari hem de finansal açıdan küresel ekonomi ile önemli düzeyde entegredir. İlave olarak, 15 Temmuz 2016’daki FETÖ işgal girişimi ile başlayıp devam eden süreçte, Türk ekonomisi hem içeriden hem de dışarıdan kuşatılmaya çalışılmıştır.

Bu hâlen de devam etmektedir. Bununla birlikte, yüksek maliyetlere neden olan terörle mücadeleyi ve başta Doğu Akdeniz olmak üzere, uluslararası arenada milli menfaatlerimizi yedi düvele karşı korumak durumunda kaldığımızı da unutmamak gerekir.

Bütün bunlara rağmen, Türkiye salgının neden olduğu krizi ekonomik anlamda da en iyi yöneten ülkeler arasındadır. 18 Mart 2020’de “Ekonomik İstikrar Paketi” açıklanmış, devamında çeşitli kurum ve kuruluşlarca yardım ve önlem paketleri devreye sokulmuş, mükelleflerin olumsuz etkilenmemesi için bazı idari tedbirlerin yanında TBMM’ce bazı yasal düzenlemelere gidilmiştir. Mali sistem üzerindeki denetim ve kontroller de önemli bir tedbir olmuştur. Bütün bunlarda, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin katkısını da yabana atmayalım.

Bahsettiğiniz bu önlemler sizce yeterli oldu mu?

Benim söylemeye çalıştığım, tam zamanında alınan önlemlerle ekonominin ağır tahribat almasının önüne geçildiğidir. Elbette, riskler hâlen mevcuttur ve ilave önlemlere de ihtiyaç vardır.

Halen riskler varsa size göre ne yapılmalıdır?

Bize göre, Kovid-19 ile mücadele çerçevesinde, bir süre daha ekonominin bu yönlü yakın izlenmede kalması ve tedbir bazlı politikaların devam ettirilmesi gerekir. Nitekim, haziran ayında verdiğimiz soru önergesiyle bunu dile getirdik. Bugünlerde TBMM’de bir teklif üzerinde çalışmalara da başlandı. Bu, sevindirici bir gelişmedir. Daha önce alınan tedbirlerin olumlu etkilerini görmeye başladığımızı da ifade etmeliyim. Ağustos-2019’a göre Ağustos-2020 Sanayi Üretim Endeksi yüzde 10.4 arttı. Milliyetçi Hareket Partisi olarak, salgının çalışanlarımız, esnafımız, çiftçimiz ve üreten sektör üzerindeki olumsuz etkilerini gidermeye ve önlemeye yönelik her türlü girişimi desteklemeye devam edeceğiz.

“ASKIDA EKMEK PROJESİ KADİM BİR DAYANIŞMA MODELİDİR”

Geçtiğimiz günlerde İstanbul’da ekmek fiyatlarına zam yapılması kararı üzerine, MHP Lideri Sn. Devlet Bahçeli de “Askıda Ekmek Projesi” başlattı. Bu bazı çevreler tarafından eleştiri konusu yapıldı. Bu konuda ne diyeceksiniz?

Sn. Genel Başkanımız “ekmek” konusunu her zaman önemsemiştir. İzin verirseniz “ekmek” konusunda bir iki tespit yaptıktan sonra sorunuzu cevaplayayım. Ekmeğin bizim kültürümüzde ve inancımızda çok önemli bir yeri vardır. Biz her şeyden önce ekmek olmadan doymayan bir milletiz. Ekmek bizim için “nimet”tir. “Ekmek parası” için çalışırız. Ekmek üzerine yemin ederiz. “Eve ekmek götürmek” bir aile reisinin en temel görevidir. “Birinin ekmeği ile oynamak” kötülüklerin en büyüğüdür. Bu nedenle “ekmek” ne siyasi manipülasyona ne ekonomik spekülasyona konu edilemez.

Ekmek aynı zamanda; buğdayı üreten çiftçiden değirmenciye, fırıncıdan bakkala bir geçim kapısıdır. İşin bu tarafı, ekonomik anlamda bir paylaşımdır. Bu da, fiyat mekanizması üzerinden gerçekleşir. Ticarete konu olan ürünlerin fiyatları üzerinde ayarlama yapılması da olağandır. Bunun makul, haklı ve adaletli olması gerekir. Serbest piyasa ekonomisinde bu, genellikle arz ve talep mekanizması ile sağlanır. Ancak, konu gıda, özellikle de ekmek olduğunda durum çok farklılaşır. Çünkü ekmek en temel gıda maddesidir, yokluğu da açlıktır. Bu nedenledir ki; ekmek fiyatlarının artışı her zaman tartışma konusu olur.

Bu açıklamalardan sonra, sorunuzu cevaplamam daha kolay olacak:

“Askıda Ekmek Projesi”, Sn. Genel Başkanımızın ilk defa değil; yıllar önce başlattığı ve her ekmek zammının arkasından yeniden uygulamaya koydurduğu bir projedir. Bunun ilkini de, bundan tam sekiz yıl önce, 2012’de, Samsun ilimizin İlkadım ilçesinde, parasını peşin ödeyerek 365 gün boyunca her gün için 9 ekmeği askıya çıkararak başlattı. 2018’de Ankara’da yapılan ekmek zammı üzerine, Ankara’da başlattı. Basına yansıyan yansımayan daha başkaları da oldu…

Şimdi de, İstanbul’da ekmek fiyatları üzerinde bir ayarlama, yani zam kararı alınması üzerine, İstanbul’da başlattı. Sn. Genel Başkanımız, bu projeyi yeni ekmek zamlarının yapıldığı zamanlarda ve yerlerde bir kampanya olarak başlatır ve buna öncülük eder. Bu davranışı da özellikle ihtiyaç sahipleri tarafından takdirle karşılanır. Bu yönüyle, Allah kendisinden razı olsun.

“Askıda Ekmek Projesi”, atadan yadigâr kadim bir yardımlaşma ve dayanışma modelidir. Sn. Genel Başkanımızın bu projeyi sürdürmesindeki maksatlarından birisi de, inancımızın ve töremizin mahsulü olan bu modeli canlı tutmak ve bu güzel hasletlerimizi gelecek nesillere aktarmaktır.

Dünyanın en gelişmiş ekonomisine sahip olsanız bile; mutlaka toplumda çeşitli sebeplerle dezavantajlı gruplar olacaktır. Bu Amerika’da da böyledir, Avrupa’da da… Bu nedenledir ki; sosyal devlet kavramı gelişmiştir. Elbette, ülkemizde de devlet her daim bu gruplara elini uzatmıştır. Onun içindir ki; iktidar olsun muhalefet olsun çoğu belediyelerimiz ekmek fabrikaları açıp, ihtiyaç sahiplerine ücretsiz ekmek dağıtırlar. Merkezi yönetim de çok daha farklı argümanlarla bu gruplara yardım yapar. Bu “sosyal devlet modeli”nin bir aracıdır. Bu modelde yardım belli prosedürlere bağlıdır. Oysa, “Askıda Ekmek Projesi”, doğrudan milletin yardımlaşma ve dayanışma modelidir, bu yönüyle sosyal millet projesidir. İhtiyaç sahibine anında ve yerinde ulaşan bir yardımlaşma modeldir. Yardımlaşma ve dayanışma bir milletin en önemli hasletlerindendir. Bu hasletlerin yok olması bir millet için felakete gidişin habercisidir. Bunu başka türlü yorumlamak millet gerçeğinden uzaklaşmış, cibilliyeti bozulmuşların, bir başka ifadeyle, “ekmeksizlerin” işidir. Bu ekmeksizler, bir fırına, bir ekmek bayiine ya da bakkala gidip askıya bir ekmekte kendileri bırakacaklarına; askıya bırakılmış garibanın ekmeğine tasallutta bulunmuşlardır.

“Askıda ekmek projesi”ni ekonominin kötü durumda olduğunun belirtisi olarak gösterenlere ne diyorsunuz?

“Askıda Ekmek Projesi” ekonominin iyi ya da kötü olması ile bir alakası yoktur, olamaz. Sn. Genel Başkanımızın “Askıda Ekmek Projesi”ni eleştirenler arasında hele birisi var ki; tam bir zavallı durumuna düşmüştür. Bu zavallı, Sn. Genel Başkanımızın 2012 yılında bu kampanyayı ilk başlattığında kendisi bizzat ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı sıfatını taşıyordu. Bu dönem, aynı zamanda iktidarı çok katı bir biçimde eleştirdiğimiz dönemdi. Sn. Genel Başkanımız bu dönemde dahi “Askıda Ekmek Projesi”ni siyaseten de olsa ekonominin durumu ile ilişkilendirmemiştir.

“Askıda Ekmek Projesi”ni ekonominin dip yaptığının bir göstergesi olarak çarpıtmak, eğer bilgisizlik değil ise resmen hayasızlıktır, vicdansızlıktır. “Askıda Ekmek Projesi”ne dün hiçbir yorum yapmayanların bugün bu kadar eleştiri konusu yapmalarının mutlaka başka bir sebebi olmalıdır.

Bu güruhu da sebeplerini de iyi anlamak bir Türk milliyetçisinin asli görevidir. Sn. Genel Başkanımız başlattığı kampanyayla bu güruhun kirli tezgâhlarının açık edilmesine de vesile olmuştur. Bu kampanyayı eleştiren güruhun içinde hele bazıları var ki; son dönemdeki söylemlerine çok dikkat edilmelidir.

Bunlar, sürekli sokaktan dem vurmakta, her gün televizyon ekranlarından, gazete köşelerinden sokağın hazır olduğu beyanatları vermektedirler. Bunlar, PKK haber sitelerinde son dönemde başlatılan sokağa çağrı kampanyasının âdeta sözcülüğünü yapmaktadırlar. Bunlar ekmeği kirli tezgâhlarına malzeme yapmaya kalkışmışlarıdır. Ama suçüstü yakalanmışlarıdır.”

“Doğal gaz keşfi önemli katkı sağlayacak”

-Keşfedilen doğal gaz rezervinin bir etkisi olacak mı?

-Öncelikle, bu, ülkemiz için çok hayırlı bir keşif olmuştur.

Ekonomiye doğrudan ve dolaylı çok ciddi katkılarının olacağı muhakkaktır. Çünkü enerji; dünya siyasetinin temel yönlendiricisidir. Bu bağlamda, sosyal ve ekonomik kalkınmanın da en önemli girdisidir. Her şeyden evvel enerji arz güvenliğimiz açısından önemlidir. Buna bağlı olarak, cari açık sorunumuzun çözümüne, dışarıdan satın aldığımız doğal gaz sözleşmelerinin yenilenmesinde maliyetlerin düşmesine, üretim ekonomisinin canlanmasına ve yaşam standartlarının artmasına önemli katkı verecektir. Bize göre, en önemli katkısı da, verdiği umut, moral ve motivasyondur.

YARIN: KATİL ERMENİSTAN’IN HAKSIZ İŞGALLERİNE KARŞI,CAN AZERBAYCAN’IN HAKLI MÜCADELESİ

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *