Haklılıkların cennete yol olsun...
Geçtiğimiz gün bir dava, mücadele ve bilim adamını kaybettik. Güzel insandı. Hoş sohbet sahibiydi. Anadolu insanının en güzel hasletlerini taşıyordu. Türkiye, Osman Durmuş’u MHP’nin de ortak olduğu 57. Hükümet zamanı Sağlık Bakanı olduğu dönem tanımıştı. Prensipleri ölçüsünde sert ve net çıkışlar yapıyordu. Onu zamanında anlamayanlar sonradan birçok haklılığını görüyordu.
Osman Durmuş’un Sağlık Bakanı olduğu dönem lösemi hastası olduğu söylenen Dr. Oktar Babuna’ya uygun iliğin bulunması amacıyla kan bağışı kampanyası başlatılmıştı ve bunun için de 160 bin kişinin kan örneği alınmıştı. Osman Durmuş’un müdahalesi olmasa idi 160 bine, bir 160 bin daha eklenecek insan kuyrukları oluşuyordu.
Osman Durmuş bu kan toplama kampanyasından şüphelendiğini söyleyerek “Babuna için gerçekleştirilen kampanya sonrası gen haritamız çıkartıldı. Muhtemel bir savaşta genlerimize duyarlı virüs üretip, Türk askerlerinde savaşacak güç bırakmayabilirler” açıklamasını yapmış ve Bakanlık bünyesinde bu konuyla ilgili “Etik Kurul” oluşturmuş, bu Kurul kampanyanın sakıncalı olduğuna karar vermiş, ilgililer hakkında suç duyurusunda bulunulmuş ve konuyla ilgili soruşturma başlatılmıştı.
Osman Durmuş hakkında o günlerde âdeta linç kampanyası başlatılmış ve Osman Durmuş sanki “insanlığa karşı çıkıyor” eleştirileri yapılmıştı. Oysa bugün koronavirüs salgınında biyolojik silah olma durumu tartışılırken, Osman Durmuş’un o gün gösterdiği kaygı ve şüphe daha anlaşılır hâle gelmiştir.
Oktar Babuna’nın sağlığı için toplandığı söylenen 160 bin kan örneğinden 120 bin örnek kanın ABD ve Almanya’daki çeşitli kurumlara gönderilmesi ve Almanya’ya gönderilen kan örnekleri sorulunca da Stefan Morsch Vakfı “Belirli bir yasal süre var. O dönemin mevzuatına göre ne kadardı hatırlayamadım. Örnekleri tutmak zorundasınız. O süre geçtikten sonra örnekleri imha ettik” demişti. Bu kan örnekleri ABD ve Almanya’da hangi çalışmada, hangi amaçla kullanıldı hepsi meçhul… Türkiye’de hangi hasta için bu kadar kan toplandı?
Kimse için Türkiye’de 160 bin kan örneği toplanmadı.
Son yıllarda “biyolojik silah” meselesi korona salgını yüzünden yine gündemde… ABD Çin’i, Çin ABD’yi koronavirüsü biyolojik silah olarak üretmekle suçluyor. Ondan önce Türkiye’de de görülen (Deli Dana, Kuş Gribi, Kırım Kongo, Sars, Mers, Domuz Gribi vb.) birçok salgın hastalıkta biyolojik silah olma şüphesi altında iken Türk milletine ait 120 bin kan örneğinin yabancı ülkelerde geziyor olması ve finalde de sadece “o kan örneklerini imha ettik” deniyor olması, merhum Osman Durmuş’un haklı tavırlarına en büyük dayanak olmuştur.
Osman Durmuş’un o günlerde gösterdiği tepki içindeki “Muhtemel bir savaşta genlerimize duyarlı virüs üretip…” şeklindeki cümlesi aslında günümüzün tartışma konusudur.
O gün, Osman Durmuş’u linç edenler, 160 bin kan örneğinin ABD ve Almanya’daki akıbetini biliyor mu?
Oktar Babuna ve ailesinin karanlık ilişkileri göz önünde bulundurularak, o kan örneklerinin akıbeti hakkında aslında herkes kanaat sahibi olabilir. Merhum Osman Durmuş işte böyle bir meselede feraset göstermişti. Tarih onu haklı çıkarmıştır. Onu o günlerde linç edenler, en azından ölümü ardından bu haklılığını ona teslim etmelidir.
Osman Durmuş’un Sağlık Bakanlığı döneminde haklılığı adına en büyük örneklerden birisi budur. Buna benzer haklılığı sonradan anlaşılan birçok konu vardır. MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin MHP’nin grup toplantısında Osman Durmuş’un ardından duygulanarak yaptığı konuşma içinde “Partimizin siyasi sorumluluk üstlendiği 57’nci Cumhuriyet Hükümeti’nde Sağlık Bakanı olarak görev almış; dirayeti, gayreti, tecrübesi, bilgi birikimi, samimiyeti ve cesaretiyle taraflı tarafsız herkesin takdirini toplamıştı” sözleri, arkasında başarı ve adamlık bırakan Osman Durmuş’un hayatının özetidir.
Osman Durmuş, “Her canlı ölümü tadacak ve sonunda dönüp huzurumuza geleceksiniz” şeklindeki ayet-i kerime üzerine aramızdan ayrılmıştır.
Hepimizin gideceği yere bu dünyadaki vaktini dolduran Osman Durmuş da gitti. Dünyadan güzel bir insan eksildi.
İnşallah mekânı cennet olur ve cennette bir insan daha fazla olur.
Osman Durmuş, 1980 öncesi Ülkücü Hareket içinde verdiği mücadelesiyle, Sağlık Bakanı olduğu dönem yapmış olduğu hizmetlerle unutulacak birisi değildir.
Onu unutmayacağız…
Bu güzel insanın ardından ruhuna el-Fatiha...