Türk çiftçisinin 2021 beklentileri-5
Çiftçilik tarihin en eski mesleklerinden biridir, insanlık tarihi kadar eskidir denilebilir. Çiftçilik 12 bin yıl önce verimli Orta Doğu topraklarında başlamış, daha sonraları dünyanın farklı bölgelerinde birbirlerinden bağımsız olarak ortaya çıkmış ve süreklilik göstermiştir.
Çiftçilik dünyanın en itibarlı ve onurlu işidir. Çiftçiliğin itibarı, onuru böyle devam etmiş ve hâlen de devam edecektir. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın! Bu itibarlı, onurlu ve sabırlı insanların 2021 yılına dair umutlarını önceki yazılarımda, Türk çiftçilerinin beklentilerine ilişkin deneyimlerimi, naçizane gözlemlerimi maddeler hâlinde sıralamıştım, devam ediyorum.
26- Köylerde çiftçi olmayan insanların çocukları köylerini terk etti. Çiftçi de çocuklarını tarım sektöründe tutmakta zorluklar yaşamaktadır. Bu nedenle, gençlerin tarımda tutulması için daha kapsamlı imkânlar sunularak, sosyal anlamda köyleri cazip kılacak projeler yapılmalıdır. Özellikle gençlerin bulunduğu bu köylere uygun, özendirici teşvikler sunulmalıdır.
27- Ülkemizin dış alımcı hâle gelmesinin ilk tohumları, 1950’li yıllarda Marshall yardım planı ile atılmıştır. Uluslararası anlaşmalar ile tarım ürünlerinde gümrük vergilerinin zorunlu olarak düşürülmesi, dış alım ürünlerinin iç piyasaya daha ucuz olarak girmesine kapı açmaktadır. Arz eksikliğinden dolayı fiyatı artan her ürünün fiyatının dış alımla düşürülmesine çalışılmaktadır. Oysa ki dış alım ne bize, ne de bir başka ülkeye, kısaca hiçbir ülkeye uymaz. Düşürülen gümrük vergileri, dış alıma açılan kapılar, çiftçinin toprağına küsmesine neden olmaktadır. Bu sevdadan bir an önce vazgeçilmesi, dış alım frenine basılması kaçınılmaz gerçektir. Aksi durumda yapılan her dış alım binlerce çiftçinin köyden kente göçüne neden olacaktır. Şayet gerekli önlemler alınamazsa, bu gidişata dur denilemezse, 2021 yılının başlangıcından sonuna, onlarca minibüs dolusu çiftçinin öncelikle en yakınındaki ilçelere, sonra büyük metropollere (İstanbul, İzmir, Ankara) göçüne neden olacaktır. Bütün kaynaklarımızı üretimden(ürettirmekten) yana kullanmamız kaçınılmaz bir gerçektir.
28- Çiftçinin ürettiği ürünlerin depolama ve satışı konusunda uzmanlaşacak, serbest piyasa ekonomisinin kuralları çerçevesinde hizmet verebilecek, profesyonellerce yönetilecek, çiftçinin de ortağı olduğu kooperatif ve alt birliklerde, lisanslı depolama ve paketleme tesisleri hayata geçirilmelidir. Bu tesislerde çalışacak olan işçi, memur, mühendis vb. personel istihdamında çiftçi çocuklarına öncelik verilmelidir. “Tarımsal desteklemelerde hedef kitle küçük ve orta ölçekli işletmeler olmalıdır. Dünyada kooperatifçiliğin gelişme düzeyi göstergesi kabul edilen oranlara baktığımızda; İrlanda %70, Finlandiya %60, Avusturya %58 ve Singapur %50, Türkiye’de bu oran %10 civarındadır. Tarımda kooperatifleşmeye destek verilmeli ve çiftçi kooperatiflerinin sanayici olmaları yönünde gerekli çalışmalar yapılmalıdır. Çiftçi kooperatiflerinden ürünler direkt tüketiciyle buluşturulmalıdır.
29- Tarımsal amaçlı kullanılan elektrik birim fiyat tarifesi, dağıtım şirketlerinin özelleşmesiyle diğer tarifelerden farksız hatta daha pahalı hâle gelmiştir. Tarımsal üretim maliyeti içinde şimdilerde önemli bir yer tutan tarımsal elektrik fiyatlarına müdahale edilerek indirim uygulanmalıdır. Serbest pazardan, köylerin tarımsal sulamada ve diğer tarımsal üretimlerde (hayvancılık, seracılık, mandıracılık vb.) daha ucuz elektrik alması sağlanmalıdır. Tarımsal üretimde elektrik faturalarının Ziraat Bankasında otomatik ödemeye alınması, sıfır faizli kredi ile aylık ödenerek, çiftçimizden yıl sonunda tahsil edilmesini daha uygun görüyorum.
30- İlçe, mahalle ve köylerde çiftçi toplantısı veya kadınlara yönelik eğitim verilmesinde genelde köy kahvehaneleri tercih edilmektedir. Bazı durumlarda köy kahvehanelerine kadınların girmeleri hoş karşılanmamaktadır. Genelde eğitimler erkeklere verilmekte ancak bütün işleri kadınlar yapmaktadır. Bu yanlışlığın devam etmemesi için ülkemiz genelinde tarımsal potansiyeli yüksek olan ilçe, mahalle-köylere öncelikli olarak “tarımhane-çiftçi evi” projesi uygulanmalıdır. Eski köy okulları bu amaçla düzenlenebilir, hatta danışman ziraat mühendisleri buralarda istihdam edilebilir. Bu proje okuyan, izleyen, ürettiğine değer katan, kendini geliştiren çiftçi modeli olarak arzulanan bir projedir. Yani bilgi ile yoğrulmak isteyen çiftçilerimiz, sürdürülebilir tarım ve enerji için çiftçi birliği içinde olacak ve kadın-erkek ayırılmaksızın tarımhane-çiftçi evinde buluşacaktır. Tarımhane-çiftçi evleri ülkemiz çiftçilerinin, “dijital okuryazarlığını” arttıracaktır. Tarımhane-çiftçi evleri, tip proje hâline getirilerek tüm ülkemizde tarımsal potansiyeli yüksek olan ilçe, mahalle-köylere pilot proje olarak uygulanmalıdır.
Değerli çiftçilerimiz/üreticilerimiz, her gecenin mutlaka ışıklı bir sabahı vardır; tarlalar, bahçeler, otlaklar, ahır ve ağıllar sizi bekliyor! 2021 yılında da kaldığımız yerden sürmeye, ekmeye ve biçmeye devam edelim!
Haydi ses verin, nefes olun!..
2021 beklentileri serisine, çarşamba gününden başlayarak tarım sektörü paydaşlarından Tarım Bakanlığı ve taşra teşkilatının 2021 yılına dair beklentilerini, naçizane deneyimlerimi ve gözlemlerimi de katarak yazmaya devam edeceğim.
Verimli günler diliyorum.
Sağlıcakla kalın!