25 Aralık 2024
weather
9°
Twitter
Facebook
Instagram

‘Ana dilim’ hareketi ile Türkiye’den, İran’daki Türklere Türkçe bir selam!

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

İran coğrafyasındaki Türk varlığı, bazı araştırmalara göre milada uzanacak kadar çok eskilere varmaktadır. Türkleri birleştirerek Turan birliğini kuran, Türk Kağanı Alp Er Tunga’nın, o dönem Pers olarak bilinen İran ile savaşları da, bu varlığın destansı kanıtı olarak karşımıza çıkıyor. Şahname’ye göre Alp Er Tunga, İran-Turan savaşları sırasında pusuya düşürülerek öldürülüyor. Bu dönem, lisede dilimize pelesenk olan Alp Er Tunga Sagusu’nun yakıldığı dönem…

“Alp er tunga öldi mü, Issız ajun kaldı mu, Ödlek öçin aldı mu, Emdi yürek yırtılur.”

Bilindiği gibi Alp Er Tunga’dan sonra tahta geçen ve bilinen ilk kadın Türk hükümdar olan Tomris Katun da yine persler yani İran ile savaşarak nihayetinde amcasının intikamını alıyor. Ant içtiği gibi Pers İmparatoru Büyük Kiros’u kendi kanında boğuyor. Bunlar tarihsel gerçeklerin destansı anlatısı elbette… ***Bize gösterdiği şu ki bölgede Türk hakimiyetini tarih de destekliyor. Ancak günümüz İran’ı yok sayıyor.

Tarihte 9 asrı aşkın bir süre, İran’ın da içinde bulunduğu bölgede hüküm süren Türkler; bugün hakim oldukları coğrafyada, asimilasyon projelerine maruz kalıyor. İran’daki Türk nüfusu araştırma verilerine göre yaklaşık 40 milyon ile İran nüfusunun %43’ünü oluşturuyor ancak İran’ın resmi kayıtlarında sadece 14 milyon olarak geçiliyor ve %18’lik bir miktar olarak gösteriliyor. Yani Türk nüfusu resmi kayıtlara geçirilmeyerek yok sayılıyor. Çünkü, Türkler azınlık olarak gösteriliyor. Şiilerin baskısı altında gerek dini gerekse kimliksel açıdan asimile edilmeye çalışılıyor. Kendi kimlikleri, dilleri ve kültürleri yok sayılıyor. Özellikle İran’ın işgal ettiği Güney Azerbaycan bölgesindeki Türkler, İran tarafından baskın bir rejimle yönetiliyor. Öyle ki İran, 2020 Karabağ Savaşı’nda, Karabağ’dan sonra Güney Azerbaycan’ın da bağımsızlığı ihtimaline karşı Ermenistan’ı destekleyerek bölgeye silah ve asker gönderdi. İşgal altında tuttuğu Güney Azerbaycan bölgesinde de, Türklerin Azerbaycan’ı destekleyen eylemlerini engelledi.

Bu konu üzerine sayfaları aşacak derecede çok örnek var, sözün nihayetinde İran rejimi Türklere karşı asimile politikaları ile baskı ve infazlar gerçekleştiriyor. Azerbaycan lehçesi ile yazılan Türkçe eserler, yok ediliyor. İşgal edilen bölgede hakim nüfus Türkler iken Türkçe eğitim yasaklanıyor, Türklerin anadillerinde konuşması yasaklanıyor. Okullarda, Türk kültürü ile ilgili aktiviteler engelleniyor, Türkçe roman/şiir kitabı taşıyan öğrenciler İran İstihbaratına şikayet edilerek ceza alıyor. *Bir milletin varlık direğinin “dil” olduğu gerçeğini düşündüğümüzde, İran’ın bölgedeki Türklerin varlığına kast ettiğini açıkça söyleyebiliriz. Elbette ki bölgedeki Türkler bu baskı rejimine karşı boyun eğmiyor ve milliyetlerinden taviz vermiyor. Zaten Dünya Tarihine baktığımızda, Türklere yönelik yapılan asimilasyon politikalarının, Türklerde bağımsızlık ateşini körükleyerek milliyeti kuvvetlendirdiğini görüyoruz. Bu coğrafyada da “Güney Azerbaycan Milli Hareketi” Türklerin Farslılaştırılmasına karşı mücadelesini azimle sürdürüyor.

Ve tabi ki TURAN’ın mensubiyeti ile Türkiye de konuya kayıtsız değil. Türkiye’de bir grup öğrencinin başlattığı “Ana Dilim” hareketi, İran Türklerinin sesine, sınırları aşarak Turan coğrafyasından ses oluyor. Öğrenciler “Dilini ve kültürünü öğrenmek her insanın en tabii hakkıdır. Bu hakkı hiçbir devlet hiçbir gerekçe ile yasaklayamaz. İran, Türklerinin kimliklerini almak ve onları bu şekilde yok etmek istiyor. Aramızdaki kilometrelerce mesafe, hakları gasp edilen kandaşlarımıza el uzatmamıza engel değildir.” İfadeleri ile sosyal medya üzerinden bölgedeki Türklere Türkçe öğretimi gerçekleştiriyor. Çağın etkili iletişim aracı sosyal medya, Ana Dilim hareketi de bu gücü milli bir şuurla kullanıyor. Bölgedeki Türklerin de bu çalışmaya katılım oranı oldukça yüksek. Ancak İran yönetimi de bir o kadar rahatsız. Öğrencilere karşı tehditkar bir tavır sergileniyor. Öğrenciler de bu durum karşısında “Dilde, Fikirde ve İşte Birliğin sağlandığı yarınlara ulaşana kadar davamızdan vazgeçmeyeceğiz.” cümleleri ile kararlılık göstererek gayretlerini sürdürüyor.

*Bu çaba belki deryada bir damla ancak birlik idealini diri tutan oldukça önemli bir çalışma… Bu yüzden, Turan için gayrette bulunan bu güzel öğrenciler köşemde ağırlanmayı hak ediyorlardı. Bilmiyoruz, duymuyoruz, görmüyoruz belki bilelim, duyalım, görelim ses olalım diye söz oldum… “Ana Dilim” hareketi kurucularına tebrik ve teşekkürlerle, bir zerre dahi olsa fayda vermek için gösterilen gayret kutsaldır. Herkes bir zerre faydanın gayretine düşse, umman olur zincirleri kırarız ve tüm Türklere azatlık getiririz… *

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *