Cumhuriyetin koruyucusu…
PKK’nın istediği yerel yönetimlere özerklik şartını mutlaka getireceklerinin sözünü verdiler.
PKK’nın televizyonlarında Anayasa’nın değiştirilmesi teklif dahi edilemez hükümlerinin değiştirilmesini önerdiler.
Türkiye’nin terörle mücadele için hazırladığı tezkerelerin meclisten geçmemesi adına yırtındılar.
***
Mavi vatan konusunda Yunan tezlerine, Ortadoğu meselesinde ABD’nin isteklerine onay verdiler.
Yabancı büyükelçilere Türkiye’nin iç meseleleri hakkında mektuplar yazıp Türkiye’den şikâyetçi oldular.
PKK’sı, FETÖ’sü, emperyalizmin uşakları, ekonomik suikastçıları dört bir koldan Türkiye’yi hedef alırken beka sorununun olmadığını iddia ettiler.
***
TOOG’a kulp taktılar, Kaan’dan rahatsız oldular, İHA ve SİHA’ları karaladılar.
15 Temmuz hainliğine tiyatro diyecek kadar alçalıp, FETÖ’cü hainlerin suçsuzluğunu savunacak kadar küçüldüler.
Ne bu hal diye sorana hükümetin karşısındayız cevabını verdiler, bu yalanın ardına sığınmanın Türkiye’nin karşısında oldukları gerçeğini gizlediklerini sandılar.
***
Parti yönetiminde yer alanlar, hangi adımı atacak olursa olsun yeminli Türk düşmanlarının ellerine tutuşturduğu talimat listesine göre hareket ettiler.
Bu nedenle sözde şikâyetçi olunan meselelere dair bir çözüm önerisi üretmediler, ağızlarından her kelime çıktı ama Türk milletinin menfaatine bir çift söz söylemediler.
Aziz Atatürk’ten fersah fersah uzaklaşıldığını kanıtlamak adına partideki tüm kurmaylar birbirleriyle yarıştılar.
***
Söz konusu Türk düşmanlarının yalanlarına sarılmak olduğunda CHP’liler her taşın altından çıktılar.
Ama…
Konu ne zaman her alanda yaşadıkları kırılmaların yüzlerine vurulmasına gelse geçtiğimiz gün parti sözcüsünün yaptığı “Cumhuriyet değerleriyle inatlaştığınızda karşınıza CHP çıkar” ifadeleri ile başlayan açıklamasında olduğu gibi Cumhuriyet’in koruyucusu rolüne bürünmekten geri durmadılar.
***
Oysa nereden bakarsanız bakın…
CHP’nin Atatürk’ün belirlediği altı ok rotasından çok uzakta olduğu, Anayasa’nın ilk dört maddesini değiştirecek kadar çıldırdığı, PKK ve onun siyasi uzantısı ile birlikte hareket edecek kadar gözü döndüğü, FETÖ yörüngesinde dönecek kadar keçileri kaçırdığı, yabancı devletlere karşı Türkiye aleyhtarlığı yapacak kadar melezleştiği, beka tehditlerini göremeyecek kadar körleştiği, mandacı zihniyetini dışa vuracak kadar fütursuzlaştığı ortadadır.
Bu gerçeğin değişmesinin artık imkânsız olduğu, bugünkü CHP’nin en azından bir tane milli konuda Türkiye’nin çıkarlarının yanında yer alması gerekmez miydi sorusunun cevabı kadar nettir.