20 Eylül 2024
weather
23°
Twitter
Facebook
Instagram
Türkçe Düşün
İstanbul
HAFİF YAĞMUR
23°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Ekonomi operasyonunun tarım ayağı!

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Ülkemizde döviz yükseldi, maliyet arttı diye açıkça gıda operasyonu çekiliyor. “Planlı bir operasyon!”

Olan çiftçiye oluyor…

Olan tüketiciye oluyor…

Olan maaşlı ve ücretli çalışana oluyor…Hatta gündelikli çalışana !....

Ülkemiz ekonomisine yapılan operasyonun tarım ayağının da olduğunu unutmayalım! Üç, dört, beş ve altı harfliler ile büyük markaların iş birliği hâlinde yaptıkları yüzde 100 ve üzeri zamları ne küresel salgın ne gıda zinciri ne kuraklık ne döviz artışı ne de enflasyonla açıklanabilir!

Üç, dört, beş ve altı harfliler planları dâhilinde hareket ederek “çiftçinin-üreticinin iradesini, kısmen de olsa ele geçirmeyi başarmışlardı.” Zincirin diğer halkası olan tüketicinin cüzdanı kalmıştı ki “döviz artışı bahaneleriyle” en sonunda tüketicinin ve maaşlı-ücretli çalışanların da cüzdanını ele geçirmeyi başardılar.

Artık hem üretici hem tüketici hem de vatandaş net olarak görebiliyor. Çiftçinin elinden aldıkları ürünün üstüne, fahiş fiyatlar yazıp satışa sunulduğunu. Ne yapıyorsunuz? Neyin peşindesiniz? Diye sorulunca da genelde: “Biz ne yapalım döviz kuru yükseldi, maliyet arttı” cevabını verebiliyorlar. Evet, döviz yükseliyor, (mazot, gübre, ilaç, yakıt, işçilik fiyatlarındaki artış oranından haberiniz yok mu?) çiftçilerin üretim maliyetleri de artıyor. Önce çiftçinin ürettiği ürünlerin satış fiyatlarına ve dolar kuru artış gösterdiğinde ürünlerin fiyat artış oranlarına bakalım. Sonra da üç, dört, beş ve altı harfliler ile büyük markaların ürünlerindeki satış fiyatı ve dolar kuru artış gösterdiğinde ürünlerin etiketlerindeki artış oranlarına bakalım. “Halep oradaysa arşın burada” ya da “hesap oradaysa terazi burada.” Bir de tersten gidelim ve soralım. Çiftçiden ürün aldıklarında ödedikleri parayı da aynı oranda veya yaklaşık oranda artırıyorlar mı? Ne yazık ki, “çiftçinin elinden ürünü ucuza almak için ellerindeki her türlü enstrümanı kullanıyorlar!”

Şimdilik kimse önemsemiyor ama üretimin içinde olup, biraz da güncel etiket fiyatlarını takip ettiğinizde “inanılmaz bir vurgun var” diyebiliyorsunuz. İşte size canlı örnek; çiğ süt… Sizce üreticiden alınan süt, sadece süt olarak mı değerlendiriliyor? Süt fiyatları açıklandı, insanlar evine dönmeden, çiftçi ahırından çıkmadan, daha cebine para girmeden, yapıştırdılar zammı! Yemcisi bir taraftan, markalar bir taraftan, üç, dört, beş ve altı harfliler bir taraftan…

BÖYLE BİR SERBESTLİK OLAMAZ!

Birileri artık bir şeyler yapmalı…

Ürünü çiftçiden 2 liraya alıp, 10-12 lira fiyatla satış reyonuna koymak da nedir? Böyle serbest piyasa mı olur? Böyle ticari ahlak mı olur? Bu işgüzarlık, fırsatçılık değil midir? “Söyler misiniz, bu durumda çiftçi ne yapsın, tüketici ne yapsın, maaşlı çalışan ne yapsın? Hatta gündelikli çalışan ne yapsın?”

PLANLI BiR OPERASYON!

Amaç belli, mutfakta tencere kaynamıyor diye, vatandaşın sabrını taşırmaya çalışıyorlar. Açık ve net olarak “Amaç çiftçiyi, tüketiciyi ve maaşlı çalışanları zora düşürmek.” Sistemi kurmuşlar, “istedikleri gibi at koşturuyorlar”, “hatta kendileri çalıp kendileri oynuyor” da denilebilir. Dolar kurunu bahane ederek piyasayı âdeta uçurdular!

Bunun adına serbest piyasa demeyelim, aşırı hatta çok aşırı serbest piyasa demek gerekir. Nasıl bir serbestlik ise devamlı çiftçiyi, tüketiciyi ve maaşlı-ücretli çalışanı çarpıyor! Dövizi bahane ederek piyasalarda yaşanan zamlarla ilgili olarak devletin, bazı sektörlerdeki ürünlere fiyat sınırı (narh) koymasının zamanı geldi de hatta geçiyor bile!

Son söz: Bu dönemde ekonomi cephesinde ezberler sorgulanmaya, yer etmiş dinamikler yeniden değerlendirilmeye çalışılıyor. Dolayısıyla “ülkemizin bir krize, bir siyasi kaos(kargaşa) ortamına sürüklenmemesi için sorumlu bir anlayışla hareket etmeye devam etmeliyiz.” Hiç kimsenin, hele ülke yönetme sorumluluğunu taşıyan veya buna talip olanların; umutsuzlukları körükleme, bunlardan yola çıkarak rant elde etme gibi düşüncelere kapılmalarından daha büyük bir yanlış olamaz. Ülkemizin oyalanacak zamanı, kaybedilecek heyecanı ve israf edilecek gençliği yoktur! Dikkat edelim, artık evlerde tencere zor kaynıyor!... Çarşı-pazarda teker zor dönüyor...

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *