Masken düştü yavaş ol!
Bazı insanlar vardır içi başka bir karakter, dışarıya yansıttığı ise bir başka karakter… İçinde sakladığı canavar, dışarıya göstermeye çalıştığı pamuk şeker.
Geçtiğimiz gün Mansur Yavaş’ın ABB meclisindeki konuşmalarından derlenmiş bir videosunu izledim, tam da bu tarife uyuyor. Biz onun nasıl bir ego, nasıl bir kibir sahibi olduğunu çok iyi biliyoruz. İdeolojik olarak ve siyaseten nasıl ikiyüzlülük içinde olduğunu defalarca belgeleriyle yazdık.
ABB meclisindeki o derlenmiş konuşmalarını bir izleyin ne demek istediğimi çok iyi anlayacaksınız. Zaten izleyen ve bu maskeli yüzü tanımayanlar hep şok olmuş gibi videonun altına çeşitli yorumlar yapmışlar…
› Bu adamın kendisine saygısı yok
› Demokrasileri bu kadar bunların
› Bu mu ülkeyi yönetmeye Cumhurbaşkanı
adayı güldürmeyin beni.
› Rabbim bunlara fırsat vermesin
› Eşkiya bu
› Mafyalaşmaya doğru
› Kabadayı başkan
› Türkiye’yi bunlar mı yönetecek
vah halimize. Yazıklar olsun.
› Büyük bir Balon
› Allah bunlardan devletimizi ve
milletimizi korusun
› Bunlar ülke yönetmeye talip,
› Allah muhafaza!
› Bunların hepsi bir maşa Allah
onların peşinden gidenleri uyandırsın
inşallah.
Bu ve benzeri binlerce yorum var. ABB meclisini öyle bir yönetiyor ki, ne adap, ne edep, ne demokrasi, ne tolerans hiçbir şey yok…
“Melek yüzlü Mansur” imajıyla siyasi rant toplayan Mansur Yavaş gitmiş, herkese bağıran çağıran, kimseye konuşma fırsatı vermeyen tuhaf bir adam koltuğa oturmuş… (Biz gerçek yüzünü biliyoruz da, bilmeyenler için)
“Sanane, zabıtaya attırırım, bana mı öğreteceksin, ben susturuyorum, git ya git, kes mikrofonu kes, ağzını topla, ben size söz vermiyorum, benim nasıl yöneteceğime kimse karışamaz, hesabı sana mı vereceğim” bu ve benzeri üslupla ABB meclisini yöneten Mansur Yavaş’ın geldiği günden bu yana sosyal medya algısıyla kendine yaptığı imaj da Ankara’da patlamış durumdadır.
Ankara için geçen üç yıl gerçekten kayıp yıllar olmuştur. Klasik belediye çalışmalarının abartılmasıyla birileri Mansur Yavaş’a siyasette makam atlatmaya çalışıyor. Oysa ABB’de proje yok ama yandaş zengin etme düzeni çok…
Gazeteci-yazar Zihni Çakır’ın kaleme aldığı “Sansar/ Yavaş Yavaş Vurgunun Hikayesi” isimli kitabı okursanız, orada her şeyi belgeleriyle göreceksiniz. ABB meclisinde elinde çeşitli kitaplar sallayan Mansur Yavaş keşke “Sansar/ Yavaş Yavaş Vurgunun Hikâyesi” kitabını da sallayarak reklamını yapsaydı. Bu sayede Ankara halkı ABB’de ne dolaplar dönüyor, birbiriyle kıyaslayarak değerlendirirdi.
Biz yine dönelim Mansur Yavaş’ın üslup mevzusuna…
Hatırlarsanız yerel seçimlerden önce Mansur Yavaş’ın bir işadamı ile ilişkileri ortaya saçılmıştı. Sahte senet, şantaj, tehdit içerikli bu ilişkiler sağlıklı yargı düzeni kurulamadığı için tam olarak açığa çıkmamış ve Mansur Yavaş suçlu iken mağdur rolünü oynamıştı.
Oysa işadamına “Elimde kasetin var, seni ailene rezil edeceğim” diye mesaj atan Mansur Yavaş idi. Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) eski Başkanvekili olan bir kişiyi aracı yaparak “ - Başkan nerelerdesin? Datça’da. Şimdi bak başkan, Necmettin’le beraberiz. (Parayı getirmiş de) Sendeki belgelerin tümünü bana teslim edeceksin. Şeyi de getirmiş... Dövizi de getirmiş. Onu teslim edeceğim, şeyler bende kalacak... Eyvah eyvah… O zaman cuma günü. E tamam olur o zaman. Biz şeyde, Minasera’da oturuyoruz ya. Açık, açık burası açık da, istersen büroya getirsin. Büro açık değil mi? Tamam. Bak şimdi Necmettin ile ilgili kaset, ses, görüntü her ne varsa onların tamamını getirsin bana tamam mı? (Görüntü kasetleri, CD’leri) O iki belge de gelsin. Yav ver onları da, bende duracak. Tamam, tamam. Şeyler gelsin. Tamam, büroya getirsin, oldu. Haydi görüşürüz, sağol” şeklindeki diyaloğa giren Mansur Yavaş idi.
Çocuk pornocusu dedikleri işadamına para karşılığı hangi görüntü kasetlerini, CD’leri teslim edeceklerdi?
Türkgün gazetesi Ankara Temsilcisi Kadir Yıldız ve bizler dışında bunu soran bir medya kurumu oldu mu?
Konuyu başka başka alanlara taşıyarak sulandırmaktan ve Mansur Yavaş’a mağdur rolü oynatmaktan başka bir şey yapmadılar.
Teke Tek programında Fatih Altaylı “böyle de mesaj atılmaz” mealinde Mansur Yavaş’a çıkışınca Mansur Yavaş “Paramı almak için yaptım Fatih bey” demişti.
Böyle bir karakteri olan, bu tür diyalogları olan birinin elbette ABB’de sergilediği üslup bizleri şaşırtmamaktadır.
Maskeli yüzle bir yere kadar idare edersiniz. Gerçek karakteriniz ve kimliğiniz bir gün elbette tamamen deşifre olur. Mansur Yavaş da zaten büyük oranda deşifre olmuş birisidir.
Mansur Yavaş’ın karakteri 12 Eylül 2010 referandum süreciyle ilgili MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’ye yazdığı mektup ve o mektuptan iki yıl sonra CHP’ye geçmesiyle deşifre olmuştu. O mektubu okuyup Mansur Yavaş’ın karakter analizini yapamayan “Benim beynim var ” diyerek ortada dolaşmasın…
ABB meclisindeki konuşmalarından derlenen ve ABB meclisini “Ali kıran baş kesen” tarzıyla yöneten Mansur Yavaş’ın o videosunu izleyin, psikolojik halini ve nasıl bir karakter taşıdığını siz kendiniz görün.
Hatırlarsanız seçimler öncesi Yoldaş Mansur Yavaş “HDP’liler rehabilite edilmeli” diye bir cümle kurmuştu. HDP’liler Mansur Yavaş seni öyle bir rehabilite ederiz ki; feleğin şaşar, aklın tavana vurur. Edepsiz..!” şeklinde aşırı tepki gösterince Mansur Yavaş anında “U” dönüşü yaparak “Siz bunları vatan haini olarak gösteremezsiniz diyorum. ‘HDP’liler rehabilite edilmeli’ derken dilim sürçmüş olabilir” cümlelerini kurarak geri adım atmıştı. HDP’ye karşı süt dökmüş kedi olan Mansur Yavaş’ın ABB meclisindeki belediye başkanlarına, meclis üyelerine canavar gibi davranmasının kıyaslamasını Ankara halkına bırakıyoruz. Bu kıyaslamayı yapınca “Yavaş ol Mansur Yavaş” diyeceksiniz…