Kemal Kılıçdaroğlu, Canan Kaftancıoğlu’nun Türk-İslam düşmanlığı, Atatürk alerjisi, Ermeni-Rum sevdası, terörist Demirtaş ile kadeh arkadaşlığı, terör örgütlerinin birçoğuna kuyruk sallayışı Türkiye’de çok tartışılmasın diye birden SADAT önüne giderek gündem değiştirmeye çalışmıştı.
Ama ne Canan Kaftancıoğlu gündemini değiştirebildi ne de SADAT önünde kendini rezil eden açıklamalardan kurtulabildi.
CHP’yi terör örgütlerine şefkatli yuva haline getirmiş Kemal Kılıçdaroğlu “SADAT terör yetiştiren bir kurum” açıklaması yaparak, kendinin terör örgütleri PKK, YPG, PYD, DHKP-C, MLKP ile olan ilişkilerini bir kez daha ortaya döktürmüştür.
Unutmadan, Kemal Kılıçdaroğlu’nun DHKP-C’li terörist Dilek Doğan’ın cenazesine katılan eşi Selvi Kılıçdaroğlu’nu da hatırlatalım. Ailece bu işlerdeler!
Selvi Kılıçdaroğlu’nun cenazesine katıldığı DHKP-C’li terörist Dilek Doğan’ı CHP gazetesi nasıl haber yapmıştı: “DHKP-C'ye yönelik operasyonda çıkan arbedede yaralanan Dilek D.'nin canlı bomba ile çekilmiş fotoğrafı ortaya çıktı.”
Peki, Selvi Kılıçdaroğlu bu cenazede ne geziyordu?
CHP nasıl bir aile tarafından ele geçirilmiş görüyorsunuz değil mi?
Neyse biz dönelim Kemal Kılıçdaroğlu’nun SADAT ziyaretine…
Bu ziyaret için eski CHP milletvekili ve gazeteci Barış Yarkadaş ne dedi biliyor musunuz? : “Benim tanıdığım Kemal Kılıçdaroğlu, elinde çok ciddi bir istihbarat ya da bilgi yoksa, böyle kritik bir hamle yapmaz. Anladığım kadarıyla, yüksek düzeyde bir kaygısı var.”
Barış Yarkadaş senin tanıdığın Kemal Kılıçdaroğlu “Açık Toplum Enstitüsü kurucusu Soros'un desteklediği TESEV'in 183 no'lu kurucu üyesi” değil miydi?
“Kılıçdaroğlu, Açık Toplum Enstitüsü kurucusu Soros'un desteklediği TESEV'in 183 no'lu kurucu üyesidir. Vakfın kurulması için gerekli olan ‘vakıf senedi’nin de hissedarları arasındadır” diyordun ya, hisselerini kime devretmiş?
CHP’nin PKK’ya, FETÖ’ye, etki ajanı Osman Kavala’ya sürekli sahip çıkmasının sebebi bu yüzden mi Sayın Yarkadaş?
SADAT ziyaretini “Benim tanıdığım Kemal Kılıçdaroğlu, elinde çok ciddi bir istihbarat ya da bilgi yoksa, böyle kritik bir hamle yapmaz” diye tariflemişsin ya… İnan bizi çok güldürdün. Allah da seni güldürsün.
Türkiye’de bu kadar yalan söyleyen, bu kadar iftira atan başka siyasetçi kaldı mı acaba?
Yine bir gün 15 Temmuz darbe girişimin siyasi ayağının hükümet içerisinde olduğunu savunmuş ve iktidarda 120 ile 180 arasında ByLock'çu olduğunu iddia etmişti. Söyledi ve ortadan kayboldu. Bugüne kadar bu konuyla alakalı ispatladığı bir durum olmadı.
Yine bir gün FETÖ’nün kaset operasyonları için "Ben gözlerimle gördüm. Bir değil birden fazla kaseti izlediğini gördüm. (...) Bana böyle bir kaset olduğunu söylediler, getirdiler önüme koydular ben de izledim. Başka şeyler de var orada" demişti.
“Size videoyu getiren kimler?” diye sordular.
Önce şöyle dedi: "Görüntüleri getiren kişiler maskeliydi yüzlerini, kim olduklarını göremedim."
Sonra, kamuoyundan tepki yükselince şöyle çevirdi: "Hatırlamıyorum..."
Yine bir gün sosyal medya üzerinden yayınladığı bir videoda elindeki kâğıdı göstererek Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ihalelere imza attığını öne sürmüştü. Hemen bir gün sonra da "Sen ihale komisyonunda değilsin ki. Sen talimat veren makamdasın" diyerek kendisini yalanlamıştı Kemal Kılıçdaroğlu…
"CHP, YPG'yi terör örgütü olarak mı görüyor?" sorusuna, "Biz YPG'yi terör örgütü olarak görmeyiz" demişti.
Sonra aynı Kemal Kılıçdaroğlu "YPG'nin terör örgütü olduğunu, PKK'nın yan kuruluşu olduğunu herkes biliyor" demişti.
Allah aşkına “Benim tanıdığım Kemal Kılıçdaroğlu, elinde çok ciddi bir istihbarat ya da bilgi yoksa böyle kritik bir hamle yapmaz” dediğin kişi bu mu Barış Yarkadaş?
Her şeyi komedi, her şeyi inkâr olan, milli bir tane duruşu olmayan Kemal Kılıçdaroğlu SADAT’ın önüne kulağına ne üfledilerse gitmiştir. Yarın SADAT bir dava açtığında mahkemede yine kaybeden ve rezil olan Kılıçdaroğlu’nun kendisi olacaktır.
Barış Yarkadaş gibi birkaç kişiden daha okudum “Benim tanıdığım Kemal Kılıçdaroğlu boşa konuşmaz” diye…
Her yeri, her yanı bomboş adamdan kahraman yaratmaya çalışıyorsunuz ama inanın çizgi film tadında bir komediden başka bir şey çıkmaz ondan…
Prof. Dr. Celal Şengör “Kemal Kılıçdaroğlu'yla bir öğle yemeği yedim. Yanından ayrılırken çok üzüntülü ayrıldım. Çok samimi söylüyorum size. Dedim Atatürk'ün partisinin başı buysa vah yazık bize” demişti ya…
Durumunuz bu işte bu Barış Yarkadaş…
Bence HDP’yi değil CHP’yi kapatsınlar. Kemal Kılıçdaroğlu ve avanesi bundan sonraki siyasi yaşamını HDP’de sürdürsün… Çünkü bunlara en uygun yapı orasıdır.