26 Kasım 2024
weather
-1°
Twitter
Facebook
Instagram

Değişen kim oldu İsmail Koncuk?

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Değişen kim oldu İsmail Koncuk?

          Türkiye’de çok partili hayata geçtiğimiz günden itibaren Türk siyasetinin kalitesini düşürecek, zedeleyecek, yıpratacak her türlü örneği yaşadık ve halen yaşamaya devam ediyoruz. Türk siyaseti vatana ihanetleri, yolsuzlukları, ilkesizlikleri, skandalları, güvensizlikleri, siyasi ve şahsi döneklikleri bünyesinde maalesef hep göstermiştir.

Tarih nelere şahit oldu nelere…

          Geçmişte benzerleri olduğu gibi Türk siyasetinde HDP gibi kanlı bir mikrop ve ona sahip çıkan kan emiciler barınırken zaten “siyasette kalite sorunumuz yok” demek beyhude bir çabadır.

          Bu yüzden de halimiz Namık Kemal’in “Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini; Yok mudur kurtaracak baht-ı kara mâderini?” dizelerindeki gibidir.

          Türk siyasetinde milletin varlığını, geleceğini, halkın dertlerini ve ona çözüm yollarını temel ölçü alan, “Halka hizmet, Hakk’a hizmet” ölçüsünü şiar edinen herkesi tenzih ederim ama Türk siyasetinin gerçekten kalite sorunu vardır. Bu aranan kalite Türk siyasetine hâkim olduğunda Türkiye’nin yarınları da güven altında olacaktır.

Türk siyasetinin bu haline niçin mi değinme ihtiyacı duydum?

          Geçtiğimiz hafta siyasette yaşanan bir transfer manzarasını görünce bu yazı kendiliğinden oluştu. MHP’den İP’e, İP’ten Zafer’e, Zafer’den İP’e tekrar giden İsmail Koncuk bu manzaranın sıradan bir figüranı olmuştur.

           Aslında bu manzaraya bakıp bugüne kadar “Türk milliyetçisiyim, Ülkücüyüm” diyen bazı insanların savrulmalarını, kişisel menfaatleri için düştükleri acizlikleri ve bugüne kadar bu kimlikleri nasıl istismar ettiklerini de görmeliyiz.

          Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı iken Hulusi Kentmen rolü oynayıp, sonra İP’in yolunu tutarak Erol Taş rolüne dönüşen İsmail Koncuk milletvekili seçildiği İP’ten 16 Kasım 2020 tarihinde istifa etmişti. İstifa ettikten sonra kurduğu cümleler sonrası bir daha İP’in önünden geçmesi mümkün değildi. O açıklamaları bir hassasiyeti olduğundan değil, liste yarışlarında kaybettiği için yaptığını da bugün geri dönüşünden anlamış olduk.

           İsmail Koncuk, CHP, HDP, İP birlikteliğinde hazırlanan Anayasa taslaklarına vurgu yapıyor, kendi partisinin genel başkanı ve kadrosunun siyasi menfaatler için PKK’nın taleplerine bile evet diyeceğini şu sözlerle anlatıyordu:

           “CHP Genel Başkanı’nın açıklaması boşuna değildir. O tarihte Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikincitura kalma durumuna karşı böyle bir Anayasa hazırlama gereği olduğuna inanıldı. Çünkü ‘HDP’nin oyu alınmadan kimse Cumhurbaşkanı seçilemez’ anlayışı vardı. Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanmaya uygun bir strateji hazırlamaları gerekiyordu. Bu yolu buldular. Bunların bulduğu yol çok dilli eğitim ve özerklikti, Anayasa’nın ilk dört maddesinde yer alan ‘Atatürk milliyetçiliği’ ifadesinin kaldırılmasıydı. ‘Türklük’tanımı ‘Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlığı’ şeklinde değiştiriliyordu. Bunları bugün inkar etmeleri normaldir ama İYİ Partiyi yönetenlerin her kalıba girmek gibi bir hastalığı var. Esas değerlendirmemiz gereken budur. İktidar olmak için her yolu mubah gören bir anlayış şu an İYİ Partiyi yönetiyor. Kızdığımız, üzüldüğümüz budur. Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanmak için çok dilli eğitime yani PKK talebine, özerkliğe ‘evet’ diyeceksiniz. Bu yükü taşıyamadığınız için elbet bugün ‘hayır’ diyeceksiniz. Bunu millete,tabana izah etmeniz mümkün değil. Onlar bu makamları elde etmek için her kalıba girmeye dünden razıymış. Bizi kahreden budur.”

          Meral Akşener’in ve avanesinin siyasi menfaatleri için her kalıba girme anlayışında bir değişiklik mi oldu?

Meral Akşener ittifak ve işbirliği yaptığı CHP ve HDP gibi ihanet merkezlerinden ayrıldı mı?

Hayır, aksine bu ittifak ve işbirliğini daha çok güçlendirdi.

“HDP meşru ve yasal” diyen İP’liler en yüksek görevlerde hala duruyor mu?

Şehit abisine küfür eden müptezeli Meral Akşener hala yanında gezdiriyor mu?

Terörist Demirtaş ve etki ajanı Osman Kavala için hala ağıtlar yakmaya devam ediyorlar mı?

Hepsine de “Evet” diyebilir değil mi?

          Meral Akşener daha geçen hafta, PKK’nın kurucuları için ağıtlar yakan, teröristbaşları için “Komutanım” diye selam çakan, Ermeni Soykırımı iftiralarına sahip çıkan, yüce Allah, peygamberimiz ve İslam’ı alaya alan, dalga geçen Atatürk düşmanına cezasının onanması sonrası “Canan Kaftancıoğlu’na saygı duyan insan sayısı arttı. Siyasetçiliği pekişti.” şeklinde sahip çıktı.

          Senin bırakıp gittiğin ve tekrar dönüp geldiğin güne kadar gerçekleşen hiçbir değişiklik var mı İsmail Koncuk?

          İsmail Koncuk hazır İP’e tekrar gelmişken, önderiniz Kemal Kılıçdaroğlu’nun politikalarında beyin vazifesi gören, her milli politikada düşman safından seslenen ve son olarak “Erdoğan’ın, Finlandiya’nın NATO üyeliği yolunda PKK/YPG sorununu gündeme getirmesi taktiksel bir hata”,” NATO ortaklarımızdan güçlü tepkiler almasına şaşmamalı”, “CHP, Finlandiya’nın NATO üyeliğini desteklemeye hazır” açıklamaları yapan CHP’nin en etkili adamı Ünal Çeviköz hakkında bir açıklama yapsana. Türkiye NATO konusunda milli duruş sergilerken, CHP’nin bu emperyalist duruşuna bir şeyler söylersin herhalde?

          Ondan sonra da geçtiğimiz gün “Demirtaş’ın, Kavala’nın serbest bırakılması için bize katılacaksınız” diyen önderiniz Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu PKK’lı sevdasına dair bir değerlendirmede bulunursun.

          Tekrar İP’e katıldığı gün “Ben Türk milliyetçisiyim, sapına kadar Atatürkçüyüm” nutukları atarak imaj çalışması yapan İsmail Koncuk hadi bize bu konuda bir gösteri yap!

Böyle bir gösteri yaparsan İP’li Fahrettin Yokuş da yanında asistanın olsun!

          İP’ten istifa ettiği gün “Meral Akşener’in bu yaşananların dışında olduğuna dair zerre inancım kalmış olsa kalır ve mücadeleye devam ederdim, ancak tespitlerim, yaşadıklarımızın tamamının bizzat Sayın Genel Başkan’ın bilgisi dahilinde olduğunu göstermektedir. “ diyen, tekrar katıldığı gün ise “Şuna inanıyorum kişisel hatalar olabilir” diyen İsmail Koncuk kişisel menfaatleri için Türk siyasetinin lekelenmesine son katkı sunanlardan olmuştur.

          İsmail Koncuk, CHP ve HDP birlikteliğiyle (hangi davaysa) “Kürsüden dava arkadaşlarım” diye selamlama konuşması yaparken, karşısında Meral Akşener, Aytun Çıray, Bahadır Erdem, Salim Ensarioğlu, Ahmet Kamil Erozan, Hasan Subaşı gibi HDP, Demirtaş, Osman Kavala sevdalıları oturuyordu.

Türk siyaseti şunlarla kaliteyi nasıl yakalasın ki?

           MHP’den sağa-sola savrulanların şimdi şahsi ve kişisel menfaatleri için PKK’nın taleplerine bile “Evet” deme noktasına gelmesi gerçekten hazindir. İsmail Koncuk ve benzerleri bu kara lekeyi çocuklarına, torunlarına nasıl miras olarak bırakacak acaba?

          MHP’nin siyasi duruşunu eleştirip, Meral Akşener’in peşine takılanların nasıl bir zekâ ve karakter düzeyi var gerçekten çok merak ediyorum. MHP’yi 1 Kasım 2015 seçimleri sonrası nelerle suçladınız ve son 7 yıldır CHP-HDP birlikteliğiyle hangi ihanetlere imza attınız?

Oysa tüm bunları sen tane tane anlatıyordun İsmail Koncuk…

Ne oldu bir milletvekilliği için ihanetlere tekrar ortak olmaya karar verdin?

         Meral Akşener İP’i kurduğunda ilk yılda “İYİ Parti’yi CHP ve HDP ile yan yana getirme çabasını çirkin, saygısız ve çok ayıp buluyorum.” diyerek sizi aldattı, kandırdı sanıyorduk. Meğerse siz herşeyi bilerek bu vebale kişisel ve siyasi hesaplarınız için ortak olmuşsunuz.

         İsmail Koncuk, Meral Akşener ve avanesi siyasi menfaatleri için PKK taleplerine bile evet diyen kişiyse sen bundan sonra hangi figüran sahnesinde yer alacaksın? Türk siyaseti kalitesini arıyor. Ne zaman bulacak acaba?

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *