Tedavilik siyasetçinin hezeyanları!
Kemal Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı adayı olabilmek için zıvanadan çıkmış davranışlarını gün geçtikçe artırıyor. MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli de onun bu haline acımış olmalı ki “Sayın Kılıçdaroğlu, fazla zorlama, yoksa kayış koparacaksın” şeklinde kendisini uyardı.
Kemal Kılıçdaroğlu aslında kendi cephesinde Cumhurbaşkanlığı için karar vericileri etkilemeye çalışıyor.
O karar vericiler kimse?
Gerçi CHP’li Hatay Belediye Başkanı Lütfü Savaş “Uluslararası karar vericilerin işaret edeceği bir insanı aday yapacaklar” diyerek onları işaret etmişti. CHP cenahında Kemal Kılıçdaroğlu, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın adı geçiyor. Ama asıl adaylık savaşı Kemal Kılıçdaroğlu ve Ekrem İmamoğlu arasındadır. Mansur Yavaş bu yarışta en zayıf halkadır. Onu aday yapsalar, 3 televizyon programına çıksa yarışı 3’üncü hafta içinde kaybeder zaten… Adeta ikinci evi olan İngiltere’deki birçok unsur onun adaylığını da isteyebilir. Ama bunlar içinde kullanım süresi, kullanışlılık kapasitesi daha yüksek olan Kemal-Ekrem ikilisidir.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun kayışını kopartacak noktaya getiren de CHP içinde yaşadıkları adaylık yarışıdır. Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Belediye Başkanları aday olmayacak” şeklinde defalarca vurgu yapması, CHP yönetiminin sürekli “Adayımız Kemal Kılıçdaroğlu” açıklamaları CHP içindeki yarışın ve kavganın boyutunu gösteriyor. Ekrem İmamoğlu’nun ara-sıra “Bize ihtiyaç olursa topu taca atmayız” türünden açıklamaları belli ki Kemal Kılıçdaroğlu’nun psikolojisini çok bozuyor.
Geçtiğimiz gün gerçekleşen CHP Grup Toplantısında konuşan Kemal Kılıçdaroğlu tam bir tedavilik siyasetçi profili çizdi.
Dam derken kapı demek deyiminin her pozisyonunu uyguladı.
PKK’lı terörist Demirtaş’ı “Bölgede gezdiğimde bir eve gittik, orada da Selahattin Bey'in çok sevildiğini gördüm. Çok seviliyor Selahattin Demirtaş” şeklinde güzelleyip, onu ve Osman Kavala gibi PKK sevdalısı adamı iktidarlarında serbest bırakacaklarını söylerken, başka bir cümlesinde de “Biz ülkemizi seviyoruz, bayrağımızı seviyoruz, vatanımızı seviyoruz. Bölmek istiyorlar, ayrıştırmak istiyorlar, kutuplaştırmak istiyorlar, kavga istiyorlar; inadına barış diyeceğiz, inadına birliktelik diyeceğiz, inadına kucaklaşma diyeceğiz” diyebildi.
Hadi Kemal Kılıçdaroğlu’nun kayışı kopma noktasına gelmiş de, karşısında bir tane helal süt etmiş CHP’li yok mu da “Hem PKK’lıları savunuyor, hem vatansever pozu çiziyoruz” diye tepki göstermiyor?
Göstermedikleri gibi çılgınca alkışlıyorlardı.
Eli kanlı terör örgütlerine sahip çıkan, teröristlere sahip çıkan kendileri ama “Bölmek istiyorlar, ayrıştırmak istiyorlar, kutuplaştırmak istiyorlar, kavga istiyorlar” demek için zıvanadan çıkmış bir beyin ve karakter sahibi olmak gerekiyor.
Konuşmasının bir yerinde de “Ben Bahçeli değilim, ben Bahçeli değilim... Gitti, tezkereye “evet” verdi, “terörle mücadelede yabancı askerler Türkiye'ye davet edilebilir” diye oy verdi. Ben öyle değilim. Ben gerçek milliyetçiyim, ben gerçek ülkücüyüm, ben gerçek vatanseverim. Ben gerçekten de ülkemi seviyorum. Ben, kendi ülkemde asker postalı istemiyorum.” dedi. Bu cümlelerine baktığımızda hızlı bir tedavi kesinlikle şart değil mi?
ABD’den özgürlük ve demokrasi dilenen CHP’nin Genel Başkanı kendi değil sanki?
ABD’nin silah yardımı yaptığı terör örgütü için “YPG terör örgütü değil, vatanını koruyan oluşum” diyen CHP’nin Genel Başkanı kendi değil sanki?
Kendi terör örgütüne sahip çıkıyor. Kurduğu cümleye bakar mısınız?
“Terörle mücadelede yabancı askerler Türkiye'ye davet edilebilir”
Türkiye terörle mücadele ediyor. Terörle mücadelemize müttefiklik yapacak her ülkenin askeri de Türkiye’ye gelebilir. Sanki ülkeyi işgale çağrıldı ya da böyle bir davet oldu gibi… Senin burada rahatsız olduğun “terörle mücadele” olsa gerek.
Değil mi Kemal Efendi?
Terör örgütü YPG’ye tonlarca silah veren ABD’den rahatsız olmadığına göre rahatsız olduğun nedir?
Irak ve Suriye’deki terör örgütü PKK-PYD-YPG birleşimine karşı Türk Ordusu’nun yaptığı operasyonlara niçin karşı çıktın “hormonlu, genetiği bozulmuş vatansever, milliyetçi, Ülkücü” Kemal (!)?
Gerçi bozulmuş demek için bu manada sağlam bir halinin olması gerekir?
“Ben Dersimli, Devrimci Kemal’im” diyordun. Ne ara Ülkücü-Milliyetçi oldun?
Sen ancak Mansur Yavaş, Yaşar Okuyan, Alaattin Aldemir gibi siyaset zavallılarını kandırıp CHP’ye götürürsün.
CHP=PKK olmuş ve kalkmış “Ben gerçek milliyetçiyim, ben gerçek ülkücüyüm, ben gerçek vatanseverim” diyorsun. Allah’ım bu ihanet tiyatroları karşısında bize dayanma gücü ver.
Yozgat’ta "Söz veriyorum o Kandil denen yuvayı yerle yeksan etmezsem Kılıçdaroğlu demesinler" diyen Kemal Kılıçdaroğlu şimdi Suriye ve Irak’ta PKK’ya kan kusturan operasyonlara niye karşı çıkmaktadır?
Tezkereye HDP ile birlikte “Hayır” oyu vererek başlattığı terörle mücadeleye takoz olma görevini bu konuşmasında da sürdürerek "Operasyon yapacağım" diyor şimdi, "sınır ötesi operasyon yapacağım" diyor. Senin oğlun var, dünya kadar milyonları var. Ok atmakta da çok becerikli. Gönder, niye göndermiyorsun? Fakir fukaranın çocuklarını gönderiyorsun. Şehitler geliyor. “ diyor.
Şimdi biri de sana “ Sen de oğlunu ‘terör örgütü değil, vatanını koruyan oluşum’ dediğin YPG saflarına gönder” derse ne diyeceksin?
Var mı verebilecek cevabın?
“Benim oğlum askerliğini yaptı” diye sıyrılmayı düşünüyorsan, çok sevdiğin terörist Selahattin Demirtaş’ın Kandil’deki kardeşi Nurettin Demirtaş da dağa gitmeden önce askerliğini yapmıştı.
Kabul et Kemal Kılıçdaroğlu psikolojin çok bozuk. Çok baskı altındasın. Atatürk’ün partisini PKK’ya yuva yaptığını da en iyi sen biliyorsun. “Yarınlarda başıma ne iş gelecek?” diye çok kâbus görüyorsun.
Bu millete bir fatura ödeyeceksin. Ne zaman ve nasıl onu da zaman gösterecek…
PKK’yı Türkiye’nin başına getirmen için bu millet sana onay mı verecek sanıyorsun?
Terörist Demirtaş için “Bize katılın onu serbest bırakalım” derken, kendi hayalinde kendini Cumhurbaşkanı, onu da Başkan yardımcısı olarak mı görüyorsun?
Uyan Kemal Kılıçdaroğlu uyan, tedavi sürecine katkı sağla…
Allah sana akıl sağlığı, fikir, karakter versin. Tedavin için bunlar şart. Hadi CHP’li Mansur Yavaş Efendi sen de “İnşallah” de. Tedaviye dualı katkın olsun.