Oyun içinde oyun
Geçtiğimiz gün haber ajanslarına Antalya/ Gazipaşa’dan bir görüntü düştü. Sosyal medyada da bir hayli tartışması yaşandı. Bir tepenin başındaki çöplüğe kilolarca bozulmamış salatalık ve domates dökülmüştü. Buna benzer görüntüleri daha önce soğan, biber, patates, biber üzerinde oynanan oyunlarda görmüştük. Bu, fiyatı yüksek tutma taktiği olarak gözüküyor. Stokçuluğun değişik bir versiyonu: Çürümeye terk etme…
Salatalık/ domates piyasada ne kadar az bulunursa fiyatı yüksek olacak. Akıllarınca taktik bu…
Havaların ısınmasıyla sebze-meyve fiyatları oldukça düştü. 600 TL ile başlayan erik şimdi 5-10 TL arası, 40 TL ile başlayan salatalık 3-5 TL arasına, 30 TL ile başlayan domates 7-10 TL arasına, 20 TL ile başlayan kabak 4 TL arası bir fiyata düştü. Diğer meyve-sebze fiyatları da buna benzer fiyat düşüşleri yaşadı. Ama piyasayı elinde tutmaya çalışan birileri bu durumun önüne geçmeye çalışmaktadır.
Böyle bir atmosferi her alanda yaşayan Türkiye’nin mevcut hâlini geçtiğimiz gün MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli, şu sözleriyle çok gerçekçi bir şekilde ifade etmiştir:
“Hayat pahalılığının kuşatması mutlaka kırılacaktır.
Hiçbir vatandaşımız enflasyon canavarına ezdirilmeyecektir.
Fırsatçıların, karaborsacıların, ganimet avına çıkanların, fiyat ve finansal istikrarı bozucu tahrik ve tertip içinde olanların birer birer tespiti yapılarak hak ettikleri cezayı almaları muhakkak sağlanacaktır.
Bu kapsamda hükümet dikkatli, dengeli, uyanık ve titiz bir mücadelenin içindedir.
Vatandaşımızın cebine ve cüzdanına göz dikenler hesap verecektir.
Fiyat etiketlerini sürekli yukarı yönlü güncelleme gayesinde olan vicdansızların iyi niyetinden bahsetmek mümkün değildir.
En başta, döviz fiyatları, gıda fiyatları, enerji fiyatları, kira ve konut fiyatları alanında gözlemlenen dengesizliklerin, insanımızı tedirgin eden fahiş oynaklıkların kuşkusuz ekonomik bir temeli, makul ve meşru bir nedeni yoktur.
Fiyat istikrarını sakatlayan piyasa aksaklıklarının yanı sıra, bu sorunu siyasi bir fırsata dönüştürüp toplumsal dayanaklılığı yıkmayı amaçlayan, spekülasyon ve manipülasyon silahıyla ekonomik huzur ve güvenliği yıpratmayı projelendiren iç ve dış odakların üzerine kararlılıkla gidilmektedir.
Nitekim ekonomik ve mali bağımsızlığımızı tehdit edenlere, vatandaşlarımızın helal kazancına, el emeğine, göz nuruna ve alın terine musallat olanlara seyirci kalınmayacaktır.
Şu anda küresel ekonomi bilhassa enflasyon artışından dolayı; gıda ve enerji arz güvenliğinin riske girmesi açısından çok ciddi bir sınavdan geçmektedir.”
Bu değerlendirmeler çok önemlidir. Devlet ve hükümet yetkilileri denetim, disiplin mekanizmasını bu değerlendirmeler alanı içinde yoğunlaştırmalıdır.
Ekonomik krizin etkilediği büyük bir kitle söz konusudur. Hükümet her bir Türk vatandaşının, sosyal kesimlerin derdini dert edinerek çözüm ve iyileştirme adına tüm hamlelerini yapmalı ve tüm adımlarını atmalıdır. Özellikle son bir iki yıldır bunu da MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin dediği gibi hükümet samimiyetle yapmaya çalışıyor.
Bu çözüm ve iyileştirme adımlarının önümüzdeki günlerde daha çok artacağına inanıyorum. Çünkü meselelerin üzerinde ciddiyetle yoğunlaşma başlamıştır.
Küresel ve Türkiye’nin kendi şartlarında yaşadığı ekonomik krizin Türk milletini daha fazla olumsuz etkilememesi için hükümet 20 yıllık iktidar olmanın tecrübesiyle ekonomik çözüm ve iyileştirmeye dair atacağı adımlarla hem muhalefetin başlattığı istismar malzemelerini ellerinden almalı, hem de ekonomik kriz bahanesiyle siyasi dizayn ve ayrıştırma peşinde koşan küresel güçlerin hareket alanını bitirmelidir.
Ekonomik huzura erişecek vatandaşımızın ülkemiz üzerindeki oyunları daha sağlıklı anlaması ve kavraması hızlanacaktır. Türkiye’nin Irak ve Suriye’de yıllardır süren terör örgütlerini temizleme operasyonları, Suriye’de huzurlu ve güvenli alan açmak adına terör örgütlerine yönelik yapılan operasyon hazırlığı, ABD’nin Yunanistan’a üs üstüne üs kurması ve Yunanistan’ın sürekli Türkiye’yi tahrik etme çabaları, Karabağ’ın işgalden kurtulmasıyla Türk dünyasına açılan kapıdan oluşturulmaya çalışılan vizyon gibi özet gelişmeler anlaşılır ve kavranırsa Türkiye’nin gelecek günlerde yaşayacaklarını vatandaşın idrakinde daha sağduyulu hâle getirecektir.
Milli güvenlik konusunda yakaladığımız başarıyı, ekonomi konusunda da milli hamlelerle sağlamak mecburiyetindeyiz. Bu konuda hem acil eylem planına hem de gelecek yıllar için sağlam temeller atmaya ihtiyaç vardır.
MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin “Fırsatçıların, karaborsacıların, ganimet avına çıkanların, fiyat ve finansal istikrarı bozucu tahrik ve tertip içinde olanların” şeklinde işaret ettiği kişilere karşı bu ekonomik kriz ortamında nefes aldırılmamalıdır. Vatandaşımızın cebine, bütçesine kene gibi yapışan bunlarla ciddi mücadele edilmelidir.
Yazının başında verdiğimiz örnek her alanda yaşanmaktadır. Oyun içinde oyun yaşandığı bir gerçektir. Devletimize ve hükümete büyük sorumluluk düşmektedir.