Ondan barış güvercini değil, kanlı akbaba olur
Ben hala anlamıyorum ve anlamak için de hala mücadele veriyorum. Terör örgütü PKK’ya yardım ve yataklıktan hüküm giyen ve 6 yıldır cezaevinde olan PKK’lı Demirtaş cezaevinden nasıl propaganda yapabiliyor?
Twit atıyor, gazete ve dergilere röportaj veriyor. Bu twit ve röportaj içeriğinde de kendine her daim sahip çıkan 6’lı masayı terbiye etmeye çalışıyor, fırçalıyor, akıl veriyor ve AK Parti hükümetini tehdit ediyor. PKK’lı çapulcu bu terörist, bu özgürlüğü kimden alıyor?
Sıradan bir mahkûma bile tanınmayacak bu haklar, yüzlerce askerimizin ve polisimizin şehit olmasında azmettirici olan PKK’lı terörist Demirtaş’a niçin tanınıyor?
Sanki siyaset üstü bir akil adam gibi muamele gören bu teröristin propagandalarını duymaya ve görmeye ne mecburiyetimiz var?
ABD’de, İran’da, Japonya’da, Suudi Arabistan’da ve idam cezası olan diğer ülkelerde yaşasa çoktan idam edilmiş ve kemikleri bile çoktan çürümüş olacak bir terörist Türkiye’de niçin el üstünde tutulmaktadır?
PKK’lı terörist Demirtaş son olarak T24 yazarı Murat Sabuncu'nun sorularını yanıtlamış…
Röportajın içeriğinde ikiyüzlülük ve takıyye adeta yüzüyordu.
Mesela şu cümlelerindeki ikiyüzlülüğe bakar mısınız?
“Mithat Sancar’ın da son röportajında altını çizdiği gibi; HDP, PKK’nin uzantısı, sözcüsü ya da destekçisi değildir. PKK ile bir bağı yoktur. Bunu Türkiye kamuoyuna anlatabilmemiz gerekir. Demokratik siyaset yürüten bir partinin silahlı bir örgütle bağı olamaz. Kimse HDP’yi, PKK’nin siyasi uzantısı gibi göremez.”
Kuyruğunu sıkıştırdığı cezaevinde bu cümleleri kuran PKK’lı terörist Demirtaş HDP Eşbaşkanı iken ne diyordu peki?
“PKK’lı gençlerin ölüsüne de, dirisine de sahip çıkacağız”
“PKK’lının cenazesine gitmeyen HDP’li milletvekiline soruşturma açtırırım”
“Biz PKK’yı silahlı halk hareketi olarak tanımlıyoruz. Bizim bugüne kadar, 1990’dan bu yana kurulmuş hiçbir partimiz PKK’yi terör örgütü olarak tanımlamadı.”
***
PKK’lı terörist Demirtaş röportajı içinde de ayrıca şu değerlendirmelerde bulunmuş…
“Ben mümkünse PKK’nin Türkiye’ye karşı silahları tümden susturmasını, bırakmasını isterim. Ancak ve ne yazık ki ortada iki temel engel var, bunları da herkesin bilmesi lazım. İlki, Hükümet askeri operasyon dışında hiçbir seçeneği devreye koymuyor, tartışmıyor, silahta ısrar ediyor. Oysa biz PKK’nin ikna edilmesi gerektiğini savunuyoruz. Burada da ikinci engel çıkıyor, o da İmralı tecrididir. Çünkü PKK’yi ikna edebilecek kişi Öcalan’dır, onu da yıllardır tecritte tutuyorlar. Bu engellere rağmen PKK silahlarını susturursa bundan mutlu olurum.”
Cümlelerdeki kurnazlığa bakar mısınız?
Sol ve yalaka medyada bu açıklamaları “Barış güvercini Demirtaş PKK silah bıraksın dedi. Barış dedi, kardeşlik dedi” diye servis ediyor. Oysa terörist Demirtaş elinde ABD silahı olan Batı’nın peydahlaması PKK’nın “İkna edilmesi” lazım diyor?
Türkiye Cumhuriyeti Devleti bu batı peydahlamalarına ne verecek de ikna olacak?
Ve terörist Demirtaş diyor ki, “Öcalan muhatap alınmalı…”
İmralı’daki yaratık ile Kandil’deki yaratıklara ne verirsek ikna olur sence Demirtaş çapulcusu?
Aynı şerefsiz propagandaları çözüm sürecinde de yapmadınız mı? PKK muhatap alındı, teröristbaşı muhatap alındı sonuç ne oldu?
Sonuç niye kahpelik, yine kalleşlik olmadı mı?
Çözüm sürecinin son döneminde hendek-çukur kazan PKK’lı alçakları “Hendek kazanların ellerinden öpüyorum” diye azmettiren terörist Demirtaş PKK’nın birçok terör eylemini desteklemiş ve “Küçük Öcalan” diye tarif edilecek birisidir.
Onu “Barış güvercini” diye pazarlayanlar, en az onun alçaklıkları kadar alçaktır.
Terörist Demirtaş PKK’nın birçok kanlı eyleminden sorumludur. Ya idam cezası tekrar getirilerek idam edilmeli yahut bir daha güneş yüzü göremeyecek şekilde cezasını almalıdır.
Ve artık Türk devleti onun propaganda yapmasına, cezaevinden hem hükümete hem muhalefete efelenmesini bitirmelidir.
Yargılandığı bu kadar terör dosyası olan bu teröristin yargılanmasını da hızlandırmalı ve hak ettiği cezayı bir ön önce almasını sağlanmalıdır.
Ondan barış güvercini değil olsa olsa kanlı akbaba olur…