Atatürk'ün bıraktığı CHP kan ağlıyor!
Atatürk’süz CHP yaratan Kemal Kılıçdaroğlu, CHP’nin başına geldiği günden itibaren seri bir ihanet gösterisi sergiliyor. CHP’ye kaset operasyonu yapanların hedefi de zaten böyle bir CHP idi. Kemal Kılıçdaroğlu gelinen noktada başarılı oldu. CHP, Türkiye üzerinde emperyalist hedefi, mandacılık planı olanlar için kullanışlı bir siyasi figüran haline getirildi. CHP tabanında Atatürk sevgisinde samimiyeti olan insanlar elbette CHP’nin bu ihanet yürüyüşünün farkındadır. Fakat CHP’nin mevcut Genel Merkez yönetimi, CHP İl ve İlçe Başkanları, CHP milletvekillerinin hepsi Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP’yi getirdiği bu hali onayladıkları partide sessizce oturuşlarından anlaşılmaktadır. Elbette bu rezil hali kendi aralarında konuşuyorlar, bu gidişatın Atatürk’e büyük ihanet olduğunu görüyorlardır. Belki de CHP’deki sessiz yığınlar yakında Kemal Kılıçdaroğlu’nun yarattığı bu Yeni CHP’yi onun başına geçireceklerdir. Bekleyelim görelim bakalım, Kemal Kılıçdaroğlu’nun Yeni CHP’si nerede duvara toslayacak?
Kılıçdaroğlu’nun, CHP’nin başına geldiği günden bu yana yarattığı CHP ortada. Şimdi de Cumhurbaşkanı adayı olarak Türkiye’yi ele geçirerek ihanet karnavalı yapma hayali kuruyor. Geçtiğimiz günlerde Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan’da onu “Sayın Cumhurbaşkanım, yüksek teşriflerinizle sizi konuşmanızı yapmak üzere kürsüye arz ederim” şeklinde kürsüye davet etti. CHP’de oluşturulan hava, Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı adayı olacağı atmosferde ilerliyor.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun en büyük siyasi projesi “PKK’yı diriltmek, terörist Demirtaş’ı serbest bırakmak” olarak spota çıkmış durumdadır. Bunun örtüsü de “Helalleşme” olmuştur.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu projesi içinde sadece üç-dört tane Doğu ve Güneydoğu gezisinden örnek verelim.
Kemal Kılıçdaroğlu Diyarbakır’a gitti. Orada terör örgütü PKK’yı mutlu edecek her açıklamayı yaptı. Konuşmasında, “Selahattin Demirtaş'ı da, Osman Kavala’yı da, askeri öğrencileri de, gazetecileri de ne kadar haksızlığa uğramış onlara göre düşünce mahkûmları varsa, tamamını serbest bırakacağız. Selahattin Demirtaş ile en fazla görüşen milletvekilleri de CHP’li vekillerdir. Onu da bilmenizi isterim” açıklamasını yaptı.
Ayrıca “HDP ile de görüşürüz. HDP’nin kapatılmasına, kayyum atanmasına karşıyız“ diyerek ortağı HDP’ye sahip çıktı.
HD(P)KK’ya yakınlığıyla bilinen Tigris Diyalogları Türkiye'de Muhalefet (DİTAM) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Vural “Özellikle bu güneye ve Rojava'ya (Suriye'nin kuzeyi) yapılan askeri baskınların, askeri operasyonların artık son bulması gerekir diye düşünüyoruz çünkü bunlar artık normal bir terör operasyonu falan değil, bu artık biraz da bir halkı ezme operasyonudur” dedi. Yanında bu cümleler kurulan Kemal Kılıçdaroğlu, sessizce dinleyerek bu alçak ifadeleri onaylamıştı.
Gün geldi Van’a gitti. Orada da yine Hendek-Çukur olaylarında yüzlerce askerimizin-polisimizin azmettirici katili olan PKK’lı terörist Demirtaş ve PKK’nın birçok toplantısında, medyasında baş aktör olan etki ajanı Osman Kavala için “Vanlı kardeşlerime söyledim, Osman Kavala'nın da Selahattin Demirtaş'ın da, hakkını hukukunu savunmak istiyorsanız bize katılacaksınız“ açıklamasını yaptı. Toplantıda yer alan tüm CHP’li Belediye Başkanları bu ihaneti çılgınlar gibi alkışladı. CHP’nin hali işte budur.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu geçtiğimiz hafta Erzurum’a da gitti. Ama Erzurum’un milliyetçi damarını bildiği için burada hiç HD(P)KK-terörist Demirtaş ve Osman Kavala işine girmedi. Erzurum kongre salonunda CHP milletvekilleriyle birlikte “Kuvâ-yi Milliye” tiyatrosu oynadı. Hatta CHP’nin HDP ile işbirliğine tepki gösteren bir vatandaşa “Kim PKK'ya yandaş çıkıyorsa, Allah belasını versin” cevabını verdi. HDP’nin, Demirtaş’ın ve Osman Kavala’nın PKK ile bir bağı olmadığını mı sanıyor acaba? PKK’nın gazetesine, televizyonuna, belediyesine, sanatçısına, siyasetçisine, yazarına sahip çıkarken onları kiminle karıştırıyor acaba?
Güneydoğu’da en son durağı da Şırnak Uludere olmuştur. Bu ziyareti aslında MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli “Kılıçdaroğlu özellikle şunu bilmelidir ki, Türkiye’de “Roboski” diye bir yer yoktur, olmamıştır, olmayacaktır.
Roboski tanımlaması, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne kast etmek, taş koymak, pusu kurmak, ateş açmak, bölücülüğe hizmet etmektir.
Kılıçdaroğlu Kürt kökenli kardeşlerimi istismar çemberine alarak hissiyatlarını kanatmayı siyaset zannedecek kadar art niyetli, heveslerini kaşımayı helalleşme adıyla tevil edecek kadar da izansız ve kalpsizdir.
Uludere’den Roboski, Türkiye’den de Kürdistan çıkarmayı düşleyen kim olursa olsun akıbeti felakettir, bu çerçevede yanlış hesap yüklü bir maliyetle Türk milletinin kutlu iradesine çarpıp bölücü ittifakın tepesine binecektir” sözleriyle özetlemiştir.
PKK’nın dili ve kavramlarıyla etnik fitne kaşımacılığı yapan Kemal Kılıçdaroğlu Atatürk’ün miras bıraktığı CHP’nin Genel Başkanı olmaktan ziyade, terörist Demirtaş’ın “HDP, Öcalan'ın son 20 yılını adadığı projedir” dediği HDP Eşbaşkanı kimi davranmaktadır. PKK’nın siyasi uzantısı HDP’nin Eşbaşkanları “Roboski ziyareti önemli ama geç kalınmış bir adım” diyorsa Kemal Kılıçdaroğlu’nun pohpohlandığı adreslerde bellidir. Çünkü HDP, meçhul bu olayı bölücü hedefleri için istismar etmektedir. Bu olay hangi karanlık dehlizlerde planlandı bilinmiyor. Ama terör örgütü PKK olaydan hemen sonra, cenaze töreni esnasında tabutların üzerine PKK paçavraları asarak o günden beri bu olayın istismarını yapıyor. FETÖ’nün gazetesi Taraf’ın “Devlet halkını bombaladı” manşeti de arşivlerde bulunmaktadır. O günlerde Türk devletini zorda bırakmak için bir tezgâh yapıldığı kendini çok iyi hissettiriyor. Bu manşeti atan Kemal Kılıçdaroğlu’nun kadim dostu Taraf Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Altan’dı. Her konuda HD(P)KK ile hareket eden Kemal Kılıçdaroğlu bu konuda da “Devlet halkını bombaladı” manşetinin ruhunu canlı tutmaya çalışmaktadır. Bunun başka izahı yoktur. Bu konu PKK ve FETÖ’nün karanlık dehlizlerindeki bir tezgâhıdır. Irak’ın kuzeyindeki Zaho saldırısında 9 sivil ölmüş, 30 sivil yaralanmıştı. PKK, Irak hükümeti ve Barzani tayfası “Bu saldırıyı Türk Ordusu yaptı” iftirasını atmıştı. Daha sonra bu terör eyleminin talimatını da terör örgütü PKK’nın sözde Yürütme Konseyi Üyesi Amed Malazgirt kod adlı Fehmi Atalay'ın verdiği ortaya çıktı.
Velhasıl Kemal Kılıçdaroğlu’nun gittiği yol, yol değildir. CHP’yi düşürdüğü ihanet çukuru, CHP’yi günden güne çürütmektedir. Bu hale artık vatansever, Atatürkçü CHP’lilerin ses vermesi gerekmektedir. Kemal Kılıçdaroğlu'nun yarattığı “CHP=Terör örgütleri” manzarasından memnunlar mı yoksa değiller mi?
Kandil’in “CHP’ye oy verin” dediği, HDP’nin CHP ile ittifak yaptığı, YPG’nin “CHP umut veriyor. Heyet olarak ağırlamak isteriz” dediği bu CHP sizce kimin kontrolündedir?
PKK ve FETÖ’yü organize eden, koruyan ve yönlendiren ABD yoksa CHP’yi de mi şemsiyesi altına aldı?