Serok Ahmet kahkahalar eşliğinde rezil oldu
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu namıdiğer Serok Ahmet BabalaTV'de Oğuzhan Uğur'un "Mevzular Açık Mikrofon" programına konuk oldu. Aslında bu programa konuk olması Türk siyasetine de veda ettiği gün oldu. Programda öyle bir rezil hale düştü ki, programdaki tüm konuklar kahkaha atıyordu. Serok Ahmet’in o rezil olduğu anlar her yerde haber olarak milyonlarca insana ulaştı.
Neydi o anlar…
Programa katılan bir gencin “Işık evlerine kaç yaşında girdiniz, hangi eylemleriniz sonucu cemaatin yurtlarında ders verecek rütbeye ulaştınız?” sorusuna, Davutoğlu, “Hiçbir şekilde alakam olmamıştır. Hiçbir yerde benim FETÖ terör örgütüyle ilgili olumlu bir açıklamam söz konusu değildir” yanıtını vermişti.
Bunun üzerine katılımcı, “Sayın Davutoğlu, 10. Türkçe Olimpiyatları’ndaki konuşmanızı dinlemenizi tavsiye ediyorum” dedi.
Davutoğlu, “Sadece Türkçe öğreten öğretmenlerine teşekkür ettiğim bir konuşmadır. Asla FETÖ ile ilgili tek bir ifadem yok” diye konuştu.
Davutoğlu’na “Başta Muhterem Hocaefendi olmak üzere tüm öncülere selam olsun” sözlerinin hatırlatılması üzerinde Davutoğlu, “Hayır, Hocaefendi yok o ifadede. Ben konuştuğumu bilirim. Sadece Türkçe öğretenlere teşekkür ettim” açıklamasını yaptı. Açık Mikrofon’da Davutoğlu’na konuşmasının ses kaydı dinletildi. Finalde öyle bir rezil oldu ki, izlemeyenler de muhakkak izlemeli.
Ben konuştuğumu bilirim diyen Ahmet Davutoğlu her zaman ki gibi yine ne konuştuğunu bilmiyormuş yani… Zaten hiç bilmedi ki…
“Bu muhabbet çığırını açan başta Muhterem Hocaefendi olmak üzere bu çığıra katkıda bulunanların hepsinden Allah razı olsun” dediğini inkâr ederek rezil oluyor olmasına da, Ahmet Davutoğlu zaten ailece Pensilvanya’da Fethullah Gülen’in evine gitmiş birisidir.
(Sizin de Pensilvanya’ya gittiğiniz haberleri yapılıyor, sorusu üzerine…) “Bakın ben hayatta yalan söylemedim, hiçbir şeyi gizli yapmadım, devletin gizli işleri hariç. 2013 yılında Eylül ayında BM Genel Kurulu’na gittiğimizde, Başbakanımızın (2013’te Başbakan olan Erdoğan), Cumhurbaşkanımızın (2013’te Cumhurbaşkanı olan Gül) bilgisi dahilinde gittim, doğrudur. Fethullah Gülen ile 2 veya 3 kere karşılaştım. Ondan önceki son karşılaşmam da 1995 yılında sempozyumda tebliğ sundum, kendisi teşekkür etti, o kadar. Son bir kez, gidişatın kötüye doğru gitmekte olduğunu biliyorum. Elimizde istihbarat raporları var. Ne yapmakta, neyi hedeflemekte olduklarını görüyorduk” açıklamasını yapmıştı.
“Işık evlerine kaç yaşında girdiniz, hangi eylemleriniz sonucu cemaatin yurtlarında ders verecek rütbeye ulaştınız?” sorusunda da yine “Hiçbir şekilde alakam olmamıştır” diyerek inkâr etti.
Oysa kendisi 1997 yıllarında FETÖ’nün yayın organı olan Aksiyon’un yazarı idi. 54 sayı yazı yazmıştı. FETÖ’cü Ekrem Dumanlı ona "Zaman grubunun en eski yazarlarından birisidir Sayın Davutoğlu. Aksiyon dergisinin köşe yazarıdır, yıllarca yazı yazmıştır. Siyasetçi olunca ne oluyor?” şeklinde seslenmişti.
Fethullah Gülen’e yakınlığıyla bilinen dönemin İstanbul Milletvekili Muhammed Çetin’in Twitter'da 2014 yılında paylaştığı fotoğrafta Davutoğlu, FETÖ’nün ‘Işık Evleri'ndeki sohbette görülüyordu. Çetin zaten fotoğrafı paylaşırken “Ahmet Davutoğlu Kıbrıs'ta Işık Evinde sohbette” notunu da eklemişti. Davutoğlu onu da inkâr ediyor mu acaba?
Serok Ahmet geçmişte “Açık söyleyeyim, doktora tezimi yazarken rüyalarımda bazen Gazali ve Hegel’le tartıştığımı hatırlarım” demişti. Herhâlde şimdi de rüyasında Hitler'in sağ kolu ve Propaganda Bakanı Joseph Goebbels’ten şu dersleri alıyor:
■ Yalan söyleyin, mutlaka inananlar çıkacaktır. Olmazsa yalana devam edin. Bir şeyi ne kadar uzun süre tekrar ederseniz insanlar o kadar çok inanır.
■Yalan bile olsa bir söylemi sürekli tekrarlayın. Çoğu insan sonra o söylemi unutur, kendi fikri imiş gibi benimser ve savunmaya başlar.
Yalan söyledin ne oldu Serok Ahmet?
Milyonlara rezil oldun. Acaba Dışişleri Bakanı ve Başbakan iken bu millete ne yalanlar söyledin…
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu ülkeye en büyük iyiliklerden birisi de senin gibi bir adamı Başbakanlık ve AK Parti Genel Başkanlığından kovması olmuştur.
Sen Başbakan olmaya devam etseydin ne Karabağ Ermeni işgalinden kurtulurdu, ne Kıbrıs milli rayına otururdu, ne Barzani’nin bağımsızlık referandumu engellenirdi ne de Türkiye, Irak ve Suriye’de terör örgütü PKK’ya karşı mücadele edilirdi… Türkiye’nin önünün açılması senden kurtulduğumuz gün oldu. Daha fazla kendini rezil etme istersen… Gerçi seçimlerden sonra sandıkta senin tozunu bile bulamayacaklar…
