İşkenceci babayı öv, PKK aşkı yaşayan oğlunu aday yap!
“Savcı Nurettin Soyer sorgulamalarda çok kanuna aykırı davranışlar ortaya koymuştur. Suç işlemiştir. Suçludur. Mamak’ta C-5 adıyla anılan bir işkence barakası kurdurarak sanıklara o barakada işkenceci polisler tarafından işkence yaptırmak suretiyle, kendisini de orada sanıkların ifadesini alarak hazırlık soruşturmasını yürütmüştür. Gözleri bağlı olan sanıkları işkence aletleri içinde işkence yapılırken kendisi orada sorgulamıştır.
Bu durum mahkeme sırasında bazı sanıkların savcıyı sesinden tanımış olmaları neticesinde mahkemede ifade edilmiştir. Bu mahkeme tutanaklarına geçmiştir. Ayrıca iddia makamı tarafından kamu tanığı olarak mahkemeye getirilmiş olan tanıkların içinden 42 tanesi C-5 denilen işkence barakasını gördüklerini, bu barakada kendilerini de işkence yapıldığını, MHP sanıklarını da orada işkence altında inlerken gördüklerini ifade etmişlerdir. Bu kamu tanıklarının, bu ifadeleri duruşma tutanaklarına geçmiştir.”
Başbuğ Alparslan Türkeş
2 Ekim 1987
Başbuğ Türkeş’in böyle tarif ettiği, 12 Eylül 1980 darbe döneminde yüzlerce ülkücünün idamını isteyen, hukuksuz, maksatlı ve iftira yüklü hazırladığı iddianamelerle adeta kan kusturan, zulümler eden, işkencenin çeşitlerini deneyen Nurettin Soyer’le ilgili Kılıçdaroğlu, "Nurettin Soyer suçsuzdur. Nurettin Soyer iyi bir kamu görevlisidir. Nurettin Soyer başarılı bir hukukçudur. Babasının hiçbir suçu yok. Babası kamu görevlisi. Başarı bir hukukçu onun da altını çizelim.” açıklamasını yaptı. HDP’yi yol arkadaşı edinmiş, pkk’lı teröristlere sahip çıkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun Ülkücülere yapılan işkence ve zulümlere yönelik bir hassasiyeti olabilir mi?
Nurettin Soyer’e sahip çıkarak böyle bir hassasiyeti olmadığını göstermiştir. Ama utanmadığı bir konu daha vardır. Ülkücülere zulüm ve işkenceler yapan Savcı Nurettin Soyer’e sahip çıktığı tv programı içinde “Ülkücü kardeşlerim” diye seslenme iğrençliğinde bulunmasıdır.
CHP’yi HDP’lilere, pkk’lılara teslim etmiş olan Kemal Kılıçdaroğlu “Bütün ülkücü kardeşlerime seslenmek istiyorum, milliyetçilik lafla olmuyor. Milliyetçilik bayrağa sahip olmakla olur, vatana sahip olmakla olur, orduya sahip olmakla olur” diyor.
Evet, yanlış duymadınız!
Son 4-5 yılı HDP’siz, pkk’sız nefes alamayan Kemal Kılıçdaroğlu kurdu bu cümleleri…
Askerimizi, polisimizi şehit eden, masum insanları öldüren terör örgütü pkk’nın yardım ve yaltakçısı HDP ile birçok ilde ittifaklar kuran Kemal Kılıçdaroğlu “milliyetçilik” diyor, “bayrak” diyor, “vatan” diyor, “ordu” diyor…
Kemal Kılıçdaroğlu’nun hali de sanatçı Hakan Türkmen’in şarkısındaki şu sözler gibidir.
“Sendeki kafayı taksak kuşa
Paraşüt takmadan geçmez uçuşa,
Evlat olsan inan bana
Baba deme diye gelmem eve barka”
Milyonlarca takipçisi olan sosyal mizah sayfası Bozkurt Caps zaten bu şarkıyla beraber kaç kere Kemal Kılıçdaroğlu’na klip yapmıştı. Beğeni rekoru kırmıştı.
Tunç Soyer konusunda köşeye sıkışan Kemal Kılıçdaroğlu saçmaladıkça saçmalıyor. Bu uğurda insanlık suçu işlemiş, hukuksuzluklara imza atmış, Ülkücü düşmanı Savcı Nurettin Soyer’i savunuyor ve kendi partisini getirdiği HDP-pkk çizgisine bakmadan “milliyetçilik” dersi vermeye kalkıyor.
MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli sosyal medya hesabından Kemal Kılıçdaroğlu’na öyle haddini bildirdi ki, birazcık karakter sahibi olsa siyaseti bırakır. O derece haddini bildirme oldu yani!
MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin “Bak Sayın Kılıçdaroğlu, kalbin çürük olsa da, kulağını bana ver. Milliyetçilik lafla olmaz, doğru. Senden zaten milliyetçi olmaz. Vatana, bayrağa, orduya kast edenlerle ittifak kurmuş birisinin ağzına alacağı ne millet, ne de milliyetçiliktir, sadece zillet ve rezalettir.” sözleri Kemal Kılıçdaroğlu’nun özetidir.
Anayasanın "Değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif dahi edilemez" maddeleri içinde yer alan 2. ve 3. maddeleri için terör örgütü pkk’nın propagandasını yaptığından dolayı kapatılan IMC Tv’de “Gelin değiştirelim” diyen, pkk’lı teröristle Suriye’de öldürülmeden önce TBMM’nde yüz yüze görüşme yapan ve onun cenazesini karşılamaya CHP milletvekillerini gönderen, 7 Haziran, 1 Kasım 2015 ve 24 Haziran 2018 seçimlerinde “HDP barajı aşsın” diye CHP’yi seferber eden, terörle mücadele eden Türk askerine ve polisine "Gazetelerine bir bakın. Büyük temizlik operasyonuymuş. Silip süpürme operasyonuymuş. Siz kimsiniz ya? Kimi nereden süpürüyorsunuz? Bu toprakların ancak kanalizasyonunu temizlersiniz. Başka da bir şeyi temizleyemezsiniz.” şeklinde hakaret eden terörist Demirtaş’ı hapishaneye girdiği günden bu yana CHP milletvekillerine sürekli ziyaret ettiren ve ona özel selam yollayan, bir pkk’lı gibi HDP’nin her mutluluğunda ve üzüntüsünde yanında olan, Afrin’de terör örgütü pkk’ya karşı yapılan ve 4600 teröristin öldürüldüğü operasyona karşı çıkan, "SİHA'larla vurduklarınız terörist olabilir ama orada silah olması lazım” şeklinde garip bir cümle kurup, yerli ve milli silahlarımızla terörle mücadeleyi gölgelendirmeye çalışan, “YPG terör örgütü değil, vatanını savunan oluşum” diyen, Atatürk’ün idam ettirdiği Seyit Rıza’yı öven Kemal Kılıçdaroğlu bu sicil özetine baktığımızda “milliyetçilik, bayrak, vatan, ordu” sevgini nasıl bulmamızı istiyorsun?
Bu siciline baktığımızda karşımıza “vatan haini” dışında bir sıfat çıkmıyor ki…
HDP-pkk aşkıyla yanan Tunç Soyer ve benzerlerini CHP’den aday yapıp, HDP’nin de desteğini alman, Savcı Nurettin Soyer’in Ülkücülere yaptıkları ortada iken onu övgülerle savunman durduğun noktayı net bir şekilde göstermiştir.
Kemal Kılıçdaroğlu “Ülkücü kardeşlerim” değil, “pkk’lı kardeşlerim” cümlesi senin zihniyetine daha çok yakışan olacaktır.
Senin HDP ile yol yürüyen zihniyetini Ülkücü maskesiyle destekleyen, senin partine oy veren süzme şerefsiz ve haysiyetsizdir… Gerçek bir Ülkücü sana bu saatten sonra selam dahi vermez.