23 Kasım 2024
weather
14°
Twitter
Facebook
Instagram

CHP karışacak, vaziyet alın…

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Rahmetli Kemal Sunal’ın sinema filmindeki bir sahnede Dikiş Tutmaz Sabri rolünü canlandıran oyuncu “Burası karışacak, vaziyet alın” diyor ya, CHP’nin hali de şimdi tam bunun gibi. Vaziyet alın, CHP karışıyor.

CHP’nin belediye başkan adaylıklarının görüşüldüğü Parti Meclisi toplantısında, önce CHP’nin İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu istifa etti. Genel Başkan Yardımcıları, toplantıyı terk etti. Daha sonra belediye başkan adaylarını beğenmeyen bazı CHP’li milletvekillerinin, parti meclis üyeliğinden istifa haberleri geldi. İstifa haberlerini bazı CHP il ve ilçe yönetimlerinden gelen haberler takip etti. İstifalardan sonra, CHP parti binaları önünde tepki gösterileri başladı.

HDP-pkk yakınlığı bilinmesine rağmen, CHP İstanbul İl Başkanı yapılan Canan Kaftancıoğlu’nun seçime iki ay kala istifa etmesi CHP adına başlı başına bir olaydır. Oysa Canan Kaftancıoğlu, CHP’nin özellikle HDP ile İstanbul’da yapacağı gönül ittifakı için çok özel seçilmiş biriydi. Ama “Belediye başkan adayları belirlenirken bana sorulmadı” diye istifa etti. Kemal Kılıçdaroğlu, herhalde yine HDP sıcaklığı taşıyan birini İstanbul İl Başkanı olarak atayacaktır.

Yaklaşık iki hafta önce “Böyle CHP’ye oy verilmez” diye haydi istifasını isteyin!” başlıklı bir yazı yazmış ve o yazı içinde “Mesela Meral Akşener, Canan Kaftancıoğlu’nun, CHP’nin pkk-hdp ilişkisini göremeyecek kadar siyasi kör değildir. Bilerek, isteyerek, görerek ve şuuru yerinde böyle bir zihniyetle yola çıktı ve zerre rahatsızlık duymadan yoluna devam ediyor. CHP’nin küçük siyasi dükkânı gibi davranıyor. Sonra da çıkıyor Anadolu’da beni pkk’lı ilan ediyorlar” diye dert yanıyor.

İP’liler MHP’ye laf yetiştirmek yerine buyursunlar Böyle bir il başkanının olduğu yerde, onu değiştirmezseniz oyumuzu CHP’ye vermeyiz” diye tavır göstersinler…” ifadelerini kullanmıştım.

İP’lilerden zerre kadar bir tepki gelmedi. Onlar oldukça memnuniyetle çalışıyordu.

Canan Kaftancıoğlu, kendi tavrının sonucunda istifa etti.

Tam buraya kadar olan cümleleri yazmışken, sabaha karşı Canan Kaftancıoğlu tekrardan “İl yönetimindeki arkadaşlarımın ve örgütümüzün yoğun baskısıyla, partimize, örgütümüze, seçmenimize ve İstanbul’a olan sorumluluğum gereği, görevime ve mücadeleme devam ediyorum” kararını aldı. Ben de yazının bu akışını değiştirmedim. Böylelikle de Canan Kaftancıoğlu’nun HDP ve pkk yakınlığından dolayı gördüğü tepkiden dolayı istifa etmediği de tam olarak anlaşılmıştır. HDP beklendiği gibi, İstanbul’da aday çıkarmayacağını açıkladı. CHP’liden çok HDP’liye benzeyen Canan Kaftancıoğlu için bundan daha iyi ortam olmaz herhalde?

Canan Kaftancıoğlu konusunda sınıfta kalan İP’liler için yeni bir sınav da, CHP’nin İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Tunç Soyer’dir.

12 Eylül 1980 darbesinin baş mimarlarından dönemin meşhur işkenceci askeri savcısı Albay Nurettin Soyer'in oğlu olan Tunç Soyer'in İzmir'den Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olarak gösterilmesi ve İP’in İzmir’de de oyunu CHP’ye verecek olması bu sınavın nasıl sonuçlanacağını şimdiden merak konusu yaptırıyor.

Tunç Soyer’in babası, ülkücülere işkence ettiren, başta Başbuğ Alparslan Türkeş olmak üzere birçok MHP’liyi idamla yargılayan savcıdır.

Savcı Nurettin Soyer'in açtığı bu dava dolayısıyla Başbuğ Türkeş yaklaşık beş sene hapis yatmıştı. Nurettin Soyer'in, MHP ve ülkücü kuruluşlar davasında 5 idam ve 9 müebbet verilmiş, 221 ülkücü de 36 yıl ile 10 ay arasında değişen hapis cezalarına çarptırılmıştı. Savcı Nurettin Soyer, ülkücü ve MHP düşmanlığını, uydurduğu iddianameyle birlikte her yönüyle göstermişti. Ülkücülere çektirdiği acı ve çileleri zevke dönüştürmüştü.

Elbette oğlu Tunç Soyer’i, babasının bu sicilinden dolayı suçlayacak halimiz yok. Babasının suçu ve sicili elbette babasını bağlar. Ama babasının bu sicilini bildiği halde "Babamın oğlu olmaktan gurur duyuyorum" diyerek zihniyetinin aynı olduğunu göstermiştir.

Babasının sicilini bir kenara koyup, Tunç Soyer’i ele aldığımızda rahatlıkla “Öyle babadan, böyle evlat olur” diyebiliriz.

Tunç Soyer’de de bir HDP ve pkk aşkı çok net göze batmaktadır.

"Kayyum, halkın iradesine darbedir, Sur halkıyla kardeşliğimizi bozamaz" diyerek terör örgütü pkk’ya hizmet eden HDP’li Diyarbakır- Sur Belediyesine sahip çıkmıştı. Oysa Sur’da kazılan hendekler yüzünden 71 askerimizi, polisimizi şehit vermiştik. O hendekler, HDP’li belediye araçları tarafından kazılmıştı. Böyle bir CHP’li için gerçi şehidin, gazinin ne önemi var ki?

Tunç Soyer elbette bunlarla yetinmiyordu. HDP'nin İzmir'de düzenlediği 'Vicdan ve Adalet Nöbeti'ne katılarak "Gücünüzü arttırmak için desteğe hazırım. İyi ki varsınız" konuşmasını yapmıştı. Sıfatı CHP’li, özü HDP’li diye tarif etsek sanırım nokta atışı yapmış olacağız.

HDP ile sıcak ilişkileri olan, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde 2. tura kalsa oyunu alacağının sözünü aldığı HDP’yi “Kürtlerin temsilcisi” olarak gören Meral Akşener’in, Tunç Soyer’den bir rahatsızlık duyması mümkün değildir.

Hele hele oy verecekleri Tunç Soyer’in babası Nurettin Soyer’in yaptıklarından dolayı ve Başbuğ Türkeş hassasiyetinden dolayı tepki göstermesi mümkün değildir.  Çünkü Başbuğ Türkeş’in isminin anılmasını, kurulduğu günlerde zaten partisinde yasaklayan birisidir. İP Genel Başkan Yardımcısı Ümit Özdağ’ın “Bu parti ülkücü bir parti olmayacak” sözü de sanırım her şeyi anlamanıza yeterli olacaktır. İzmir İP İl Başkanlığı da hamamın namusunu kurtarmak için "CHP Parti Meclisi'nde Sayın Soyer'in aday gösterilmesi ile birlikte, parti tabanımız ve bazı teşkilatlarımızda tepkiyle karşılanmıştır" açıklamasını yapmış. Oysa CHP kimi aday gösterirse göstersin, HDP, İzmir’de aynı İP gibi oyunu CHP’ye verecektir. Tunç Soyer de tam HDP’nin kıvamında bir aday olmuştur.

CHP sayesinde Meclis'e giren HDP ve İP, CHP’ye oy vermeye muhtaçtır. İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Mersin ve diğer iller de CHP tarafından kazanılırsa, HDP’nin bu illerde pkk kadrolaşması sağlanmış olacaktır. Tüm bunları görüp hala “Ne bekası” diyen gerizekalılar var.

“Bize ülkücülüğümüz yeter” maskesiyle MHP içinde her türlü tahribatı yapıp ayrılanlar, artık bu sözün yerine “Bize, CHP-HDP yoldaşlığımız yeter” diyerek propaganda yapın…

Ne diyelim, çıktığınız bu yolda Canan Kaftancıoğlu ve Tunç Soyer yoldaşlarınızla beter olun…

 

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *