06 Ekim 2024
weather
26°
Twitter
Facebook
Instagram

Bu alççaklığın hesabı sorulmalıdır

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Irak’ın kuzeyindeki Duhok yakınlarında bulunan Türk askeri birliğine sivil görünümlü pkk’lıların provokasyonu ile gerçekleşen saldırı, ABD’nin Irak ve Suriye üzerinde buna benzer birçok provokasyonu tertipleyebileceğinin işaretini vermektedir.

Aslında bu yaşanacakların işareti okyanus ötesindeki Trump isimli delinin “Eğer Türkiye Kürtleri vurursa, Türkiye'yi ekonomik yönden mahvederiz. 20 millik (32 km) güvenli bölge kuracağız. Aynı zamanda Kürtlerin Türkiye’yi provoke etmesini istemiyorum” şeklindeki twitinden anlaşılmaktaydı.

Türkiye, terör örgütü pkk ve uzantılarıyla mücadele ederken Trump’un “Türkiye Kürtleri vurursa” ifadesiyle aslında terör örgütü mensuplarını koruyacağını herkes anlamıştı. Terör örgütü pkk’ya tonlarca silah yardımı yapan birine de yakışan bu olmaktadır. O yüzden ABD, Suriye ve Irak’ta pkk’ya alan açmak için Türk askerine yönelik Duhok’ta olduğu gibi bundan sonra da provokasyonlar yaptıracaktır.

Irak’ın kuzeyinde yer alan bir üs bölgemize PKK terör örgütünün provakasyonuyla yapılan saldırıdaki alçaklara “sivil görünüm” süsü verilmesi çok önemli bir planın parçasıydı. O planda ise hepsi öldürülseydi ABD başta olmak üzere Batı, “kürtlere sivil katliam yapıldı” propagandasıyla Türkiye’nin üzerinde baskı oluşturacak ve Türkiye’yi kendi kalıplarına sokacaklardı.

Teröristleri kürt maskesi altında koruyan- besleyen ABD’nin böyle bir planı vardır. Türk ordusu üs bölgemize saldırı haberini alır almaz uçaklarımızı alçak uçuş durumuna getirip, ses bombaları atmış, bunu gören sivil görünümlü teröristlerde kaçmıştır. Terör örgütünün haber sayfaları “Türk Ordusu 5 sivili öldürdü” şeklinde propaganda yaparak Batı’ya mesaj vermeyi yine de ihmal etmemiştir. Şahsi düşünceme kalsa, Türk ordusunun üs bölgesine saldıran kim varsa üzerine bomba yağdırılmalıydı. Herşeye rağmen Türkiye’yi düşürmeye çalıştıkları tuzak tutmamıştır.

ABD, teröristleri kürt kimliğiyle eş tutup onları korumaya devam ettiği sürece Türkiye’nin huzur bulması mümkün değildir. ABD sözde DEAŞ mücadelesi adı altında pkk(ypg) bakıcılığı yapmaktadır. Kendi yarattığı terör örgütü DEAŞ’ı kendi beslediği pkk’ya yem ettirerek denge kuruyor ve pkk’yı bu şekilde aklınca meşrulaştırdığını sanıyor.

Mesele açık ve net… ABD sözde kürdistan kurma hedefinden asla vazgeçmiyor, geçmesi de mümkün değildir. ABD’nin bu hedefinde onlara göre Türkiye de sözde kürdistan’dan bir parça taşıdığı için sürekli tezgâhlarla beraber oyun kuruyorlar.

Türkiye, 15 Temmuz sonrası AKP-MHP yakınlaşmasıyla beraber terörle mücadele konusunda gerçekten güçlü bir irade ortaya koymaktadır.

Türkiye’de binlerce terörist yok edilirken, sırf Afrin’deki Zeytin Dalı Operasyonunda 4600 terörist öldürülmüştür. Yani ABD’nin beslediği terör örgütüne karşı Türkiye sınırları içinde, Irak’ta, Suriye’de tavizsiz bir mücadele yapılmaktadır. ABD elbette eline silah tutuşturduğu teröristlerin öldürülmesinden rahatsızdır. Afrin’de bunu engelleyemeyen ABD “Türkiye'yi ekonomik yönden mahvederiz.” şeklindeki tehdit kartını ortaya koyarak Münbiç'te terör örgütüne yapılacak operasyonu engellemeye çalışmaktadır.

Irak’taki Türk Ordusuna yönelik taciz ve tahrikin uzantısı da bu sebepledir.

Teröristlerin sivil giyim ile saldırmasının arkasında “Bölge halkı Türk askerini bölgede istemiyor” şeklinde propaganda malzemesi oluşturmak vardır. Türkiye’yi psikolojik olarak yormak, meşgul etmek temel amaçlarıdır.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Güvenlik birimlerimizin son haftalarda bölücü terör örgütüne yönelik operasyonlarda ele geçirdiği malzemeler de örgütün seçim dönemini kana ve gözyaşına bulamak için ciddi hazırlıklar içinde olduklarını gösteriyor” ifadesi de çok önemlidir.

Tüm terör örgütleri bu seçimleri son şansları olarak görmektedir. Terör örgütünün yardım ve yaltakçısı HDP’nin sürekli “AKP-MHP ittifakını geriletme” hedefini ifade etmesi aslında terör örgütünün ne halde olduğunu göstermektedir.

Türkiye’nin gerek kendi sınırları içinde, gerekse Irak ve Suriye’de oldukça dikkatli olacağı vakit bugünlerdir.

Irak’ta bulunan Türk üssüne yapılan saldırı bir provaydı.  Devamını geniş çapta uygulayacaklardır. Her yerde tedbirler ve önlemler en üst düzeyde alınmalıdır. Yapılan saldırılar asla karşılıksız bırakılmamalı ve saldırıyı yapanlar muhakkak bedelini ödemelidir. Türk üssüne yapılan saldırının hesabı sorulmazsa yeni saldırılar için yüz bulacaklardır. İşte bu yüzden saldırının prova olması boşuna değildir.

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *