İçimizdeki Çinli Doğu Perinçek
Çin Halk Cumhuriyeti’nin işgal ettiği Doğu Türkistan’da zulümler, işkenceler, infazlar, sürgünler, baskılar, asimilasyon çalışmaları aralıksız devam ediyor. Öncesi de olmak üzere özellikle işgal tarihi olan 13 Ekim 1949 tarihinden bu yana Çin devleti, Uygur Türkleri üzerinde insanlık dışı ne kadar uygulama varsa hepsini gerçekleştirmektedir.
Çin devleti, Uygur Türklerinin milli şuurunu diri tutacak din âlimlerine, siyaset ve kanaat önderlerine asla yaşam hakkı vermemektedir. Nazi kampları gibi kamplar kurarak, Doğu Türkistan’ın milli şuur ve direncini bu yöntemle yok etmeye çalışmaktadır. Küçük yaştaki Doğu Türkistanlı çocukların annelerini, babalarını kamplara alıp işkence ederken, o çocukları da eğitim kamplarında milli benliğinden koparıp Çinlileştirmek için büyük çaba vermektedir. “Yeniden Terbiye Merkezi” adı altında çocukları Çinlileştirme faaliyeti yaptıkları okullara bir de utanmadan “Melekler Yuvası” adını vermektedirler.
Birleşmiş Milletler raporuna göre 1 milyona yakın Uygur Türk’ü “terörizmle mücadele” gerekçesiyle zorla kamplarda tutulmaktadır. İşkenceye dayananlar hayatta kalmaya devam ederken, işkencenin büyük boyutunu yaşayanlar da ölüm kamplarında hayatını kaybetmektedir. Başta Türkiye olmak üzere, dünya devletleri Çin’in Doğu Türkistan üzerindeki kanlı asimilasyon çalışmalarına yönelik uyarısını yapmazsa eğer, Çin’in Doğu Türkistan üzerindeki işkenceleri, zulümleri artacak ve birçok Doğu Türkistanlı soydaşımız hayatını kaybedecektir.
Çin’in Doğu Türkistan üzerindeki zulümlerini Birleşmiş Milletler, İnsan Hakları Örgütleri kabul edip, raporlaştırdığı halde bir de Çinli’den daha çok Çinli olanların içimizdeki varlığıyla uğraşmaktayız. Doğu Türkistan kan ağlıyor, bunlar da Çin’e dalkavukluk yapmak adına Doğu Türkistan’da hayatın güllük gülistanlık olduğunu vurgulayarak Çin lehine propaganda yapmaktadırlar.
Kimden mi bahsediyorum?
Tabii ki Çin’in Türkiye distribütörü Doğu Perinçek’ten…
Doğu Türkistan’daki insanlık dışı zulümlerden dolayı soydaşlarımızın feryatları arşı sarıyor fakat Çin’in Türkiye temsilcisi Doğu Perinçek bize hala pollyannacılık oynuyor.
Doğu Perinçek Çin’in Doğu Türkistan üzerindeki zulümlerine kim dikkat çekse hemen onu Amerikancı, CIA’cı yapmaktadır. Doğu Perinçek “Evet, Çin Doğu Türkistan’ı işgal ettiği günden bugüne zulüm ve işkenceler yapıyor. Ama birileri de bu durumu kendi menfaatine göre istismar ediyor” demiş olsa bunun üzerinden bir anlam çıkarılır. Ama Doğu Perinçek yıllardır Çin’in içimizdeki sesi ve avukatı olmuştur. Kedi, köpek eti yemekten vücut dengesini kaybetmiş Çin zihniyetini aklamak için hep “cambaza bak” oyunu oynamaktadır.
ABD’nin, CIA’nın Doğu Türkistan davasını Çin’e karşı bir koz olarak istismar ettiğinin ve kaşıdığının bizde farkındayız.
Hatta 14 yıl önce Ortadoğu gazetesinde yazmış olduğum “DOĞU TÜRKİSTAN SEN ACI ÇEKME YETER” başlıklı yazımda “Yüreğimizdeki Türklük adına sızılardan biriside Kızıl Çin’in esareti altında inleyen Doğu Türkistan’dır. Doğu Türkistan’dan gelen her haber yıllardır acıya sarılmış şekilde geldiği için, her Türk Milliyetçisinin yüreği kan ağlamaktadır. Kızıl Çin’in insanlık dışı vahşetleri ile yapılan soykırım sonucu Doğu Türkistan’lı soydaşlarımız yavaş yavaş yok edilmektedir.” girişini yaptıktan sonra “Dünyadaki vicdan sahibi herkes ABD’ye lanetler yağdırırken, ABD bayrakları altında kurulan "Sürgünde Doğu Türkistan Hükümeti’nin” hayır getirmesinin mümkün olmadığı düşünüyorum. ABD, Bush gibi aptalla yönetilmeye devam ederde "Sürgünde Doğu Türkistan Hükümet” üyeleri bu aptallığı kullanırsa ne ala! Doğu Türkistan’ın içine düştüğü durum “Denize düşen yılana sarılır” misali olmuştur. Türkiye’nin de sürekli mesafeli durması, Doğu Türkistan’a uluslararası kamuoyu oluşturup, el uzatmaması Doğu Türkistan’ı böyle bir mecburiyetle karşı karşıya bırakmıştır.
"Sürgünde Doğu Türkistan Hükümeti” içinde görev alan hiç kimseden şüphemiz yok, hepsi Doğu Türkistanlıların kendi vatanında yaşadığı acıları acı edinerek yolu çıkmışlardır. Tek düşüncemiz büyük şeytanın (ABD) karakteri ve şuan dünyayı getirdiği noktadır. “Doğu Türkistan Hükümeti” Türkiye’de değil de, ABD kurulması ne garip geliyor insana…"Sürgünde Doğu Türkistan Hükümeti” içinde yer alan herkes çok dikkatli olmalı ve ABD yönlendirmesi içinde davranışlarına dikkat etmelidir. Bu ABD öyle kahpe-öyle karaktersizdir ki; ‘Dost, stratejik ortak, müttefik’ masalları ile Türk askerinin başına çuval geçirecek kadar, Türkmen şehirlerini bomba yağmuruna tutacak kadar…” değerlendirmesini yapmıştım.
O günlerde bu yazıma karşılık "Sürgünde Doğu Türkistan Hükümeti’nin sözcüsünden şu cevabı almıştım:
“Aziz dostum,
"Sürgündeki Doğu Türkistan Hükümeti"nin seçilmiş Turizm Bakanı ve Hükümet Sözcüsü sıfatıyla, konuyla ilgili endişelerinizi anlayışla karşılıyor ve elbette hissiyatınızı anlıyorum. Elbette sembolik manada da olsa, böyle bir Hükümetin Ankara'da kurulmasını arzu ederdik. Ancak, Türk Dünyası'ndan o kadar uzak kaldık ki, milli çıkarlarımıza o kadar bigane kaldık ki,"bize sahip çıkın" feryadımızı sürgünde geçen 55 yıl süre içinde Ankara'ya duyurma imkanımız olmadı. Menfaatlerinin nerede olduğunu, nasıl kullanacağını bilen ABD kamuoyunun verdiği bu sembolik destek herşeye rağmen 55 yıl içinde atılmış tarihi bir adımdır. Hükümetimizin üyeleri "değerlerine" bağlı, "şuurlu" kişilerden oluşmakta olup, Doğu Türkistan'da yaşanan trajediyi bu hükümet adıyla dünya gündemine duyurma ve destek bulma noktasında çalışmalarını sürdürecektir.”
Evet, bizim kaygılarımızla, içimizdeki Çinli Doğu Perinçek’in kaygıları farklıdır. Doğu Perinçek “Çin’in menfaatlerine bir zarar gelmesin” diye, bizler ise “Doğu Türkistan’ın başına daha çok zulüm gelmesin” diye olaylara bakarız.
Bizim ölçümüz MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin geçtiğimiz günlerde belirttiği “Doğu Türkistan’da işkence ve asimilasyonlara maruz kalan soydaşlarımızın asla yalnız olmadığını çok gür ve güçlü bir şekilde haykırıyorum. İnanıyorum ki, mazlumların ahları gün gelecek zalimleri tahtlarından indirecektir.” Düşüncesiyle şekillenmektedir.
Doğu Perinçek bir gün olsun Doğu Türkistanlı bir vatan evladının feryadını duymamış ve duymak istememiştir. Bu feryatları duymak için illa Türk ve Müslüman olmasına gerek yoktur. İnsan olması bile bu feryadı duymasına yetecektir.
Doğu Perinçek düzenlediği basın toplantısında “Türkiye ile Çin Halk Cumhuriyeti’nin arasına nifak sokma çabaları, ABD planları çerçevesindedir. ‘Doğu Türkistan’ adına yürütülen bu faaliyet, doğrudan doğruya ABD tarafından yönetilmekte ve beslenmektedir. Çin’e düşmanlık, bugün Türkiye’ye düşmanlıktır.” diyor. Ama aynı Doğu Perinçek’in gazetesi Aydınlık daha bir gün önce ABD ve Çin arasındaki anlaşmanın haberini Trump’ın ağzından “Çin Devlet Başkanı Xi ile görüştüm, anlaşma çok iyi ilerliyor.” şeklinde ağzının suyu akarak veriyordu. İki emperyalist devlet kendi arasında anlaşmalar yapar, menfaatleri için yanyana gelirse mesele yok ama Allah’tan başka kimseleri olmayan mazlum Doğu Türkistanlılar için insanlık isteyince suç öyle mi Doğu Perinçek?
Amerika Çin’le iyi anlaşır, menfaat birlikteliği yaparsa “değme keyfime” diyorsun yani?
Çin dalkavukluğu için bu hale düşmeye ne gerek var Doğu Perinçek?
Aydınlık gazetesinin, Ulusal Kanal’ın finansörü Çin devleti mi yoksa?
Koskoca sermaye sahipleri, milyonlarca oyu olan koskoca partiler gazete ve televizyonları ayakta tutmaya zorlanırken, aldığın 100 bin oyla bu gazete, dergi ve televizyonları nasıl ayakta tutmayı başarıyorsun, bize bunun şifrelerini verebilir misin?
Küçük kızın Kiraz Perinçek Çin Uluslararası Radyosu'nun (CRI) Türkçe bölümünde çalışıyordu, halen devam ediyor mu bu işine Doğu Perinçek? Maşallah Çin ile tam akrabalık bağları kurmuş ve aile olmuşsunuz!
Doğu Perinçek içimizdeki Çinli gibi davranmayı bırak, Mao’cu ideolojin için insanlığı terk etme, Çin’in zalimliğini görmek için Allah sana da iki göz, iki kulak vermiş, eğer çalışıyorsa bir de kalp vermiş!
Dün pkk kamplarında çiçek uzattığın teröristbaşı öcalan da senin ideolojinden olan bir bebek katiliydi, bugün toz kondurmadığın Çin de Doğu Türkistanlı bebeklerin katilidir. Hayatın bebek katillerinin avukatlığını yapmakla geçti ve hayata gözünü yumduğun güne kadar da sanırım öyle devam edecek…
Dünya Çin’in insanlık dışı zulümlerine sağır kalsa da, İslam dünyası maalesef bu duruma kör gibi davransa da, Doğu Perinçek senin gibi içimizdeki Çinliler Çin’in gözüne girmek için dalkavukluk yapsa da, Doğu Türkistan’da soydaşlarımıza zulüm vardır, işkence vardır, ölüm vardır. Bu gerçeği görmezden gelen, feryatlara kulaklarını tıkayanlar insanlığın vicdan ve merhametini kaybedenlerdir.
Terör örgütü pkk’nın kamplarında verdiği pozları unutan, dergilerinde, gazetelerinde, hapishane savunmalarında pkk’ya nasıl destek verdiğini unutturmak isten içimizdeki Çinli Doğu Perinçek’in gazetesi Aydınlık’ta Uygur Türklerinin önderliğini yapan Rabia Kadir’e “Uygurların Leyla Zana’sı Rabia Kadir” benzetmesi yapılması ve böylelikle Uygur Türklerinin mücadelesinin terör örgütü pkk ile eşdeğer yapılması da unutulmuş değildir.
Bilge Kağan, Orhun Yazıtlarında Türk milletini Çin’e karşı binlerce yıl önce uyarmış, biz de bunu hatırlatarak “tarihten ders çıkar Doğu Perinçek” diyeceğiz ama zaten içimizdeki Çinli Doğu Perinçek “Bilge Kağan büyük talancı, yağma şefi ve soyguncuydu” diyen ve Orhun Yazıtlarını saçmalık olarak gören bir adamdır… Ve aynı zamanda “Türk kimliği bir uydurma ve kurgu, taş çatlasa 100 yıllık bir geçmişi var” diyen bizzat kendisidir.
Doğu Perinçek, sana tavsiyemiz Çin’in Doğu Türkistan’a yaptığı işkence ve zulümlerin karşısında dalkavukluk yapmayı bırak ve içimizdeki Çinli olmaktan vazgeç… Hayatının son dönemlerini Çin’in başkenti Pekin’de geçir. Belki Doğu Türkistanlı soydaşlarımıza işkence yapılan kamplarda seni “kamp şefi” olarak atarlar. Doğu Türkistanlılara yapılan işkenceyi yöneten biri olmak belki de seni daha mutlu eder…