Akıllı şehirler ve belediyecilik
Nüfusun 2.5 milyar civarında olduğu 1950’li yıllara baktığımızda nüfusu şehirlerde yoğunlaşan ülkeler yalnızca Kuzey Amerika, Arjantin, Şili, Batı Avrupa, Avustralya ve Japonya idi.
2018’e geldiğimizde ise 7.6 milyara ulaşan dünya nüfusunda kırsalın yoğunlukta olduğu ülkeler sadece Orta-Doğu Afrika ve Hindistan çevresi olarak kalmış durumda. 1950’den bu yana şehirlerde yaşayan nüfus, 6 kattan fazla artmış ve artık insanların %55’i şehirlerde. Birleşmiş Milletler tarafından yapılan kestirimlere göre 2050’de ise şehirlere 2.5 milyar insan gelmiş olacak ve toplamda nüfusun %68’inin şehirlerde yaşaması bekleniyor. Şehirler ise bu hızlı artış ile başa çıkmaya çalışıyor.
Dünyamız ise enerji üretirken zorlandığı gibi, tüketirken de kendini kirletiyor, tüketiyor. Bu durum şimdilik sürdürülebilir gibi görünüyor olsa da büyük maliyetleri dünya ödüyor. Bu büyüme şehirlerdeki insanların gelecekteki refahını tehlikeye attığı gibi bu modelde sürdürülebilir de gelmiyor.
İşte bu noktada akıllı şehirler diye anılan kavram da işte bu sürdürülebilirlik ve insanların refahı için öne çıkıyor.
Akıllı şehirler 6 ana bileşenden oluşuyor. Bunların hepsi teknoloji ile gerçekleniyor.
Akıllı yönetim: Kaynakların ihtiyaca göre akıllı şekilde kullanılması, insanların yönetime kolay ulaşması, şeffaflık, açık veri, bilişim ve e-devlet servisleri
Akıllı çevre: Kirlilik kontrolü, iklim değişikliklerine akıllı uyum, yeşil binalar, yeşil enerji, yeşil araçlar, yeşil şehir planlama, akıllı sayaçlar
Akıllı ulaşım: Akıllı ve yeşil toplu taşıma, dinamik trafik kontrolü, elektrik araçlar, ulaşımda bilişim
Akıllı yaşam: Sürdürülebilir yaşam, barınma, internet, bakım, güvenlik, sağlık, eğitim, boş zaman
Akıllı ekonomi: Girişimcilik, yenilikçilik, üretkenlik, kuvvetli yerel ekonomik bağlar
Akıllı insan: Sosyal hayata katılım, yaşam boyu eğitim, yaratıcılık, açık fikirler, akıllı eğitim
Akıllı şehirler ile %15-40 enerji tasarrufu mümkün. Sadece akıllı trafik uygulamaları ile trafikteki süre yarıya yakın azalabilir. Akıllı binalar tükettiğinden fazla enerjiyi üretmeye aday. Burada da hep ele aldığımız büyük veri ile resme yukarıdan bakıp bir çok optimizasyon mümkün.
Akıllı şehirler büyük umutlar vadediyor ama büyük de yatırımlar gerektiriyor.
Önümüzde belediye seçimleri var. Belediye başkan adaylarımızın öne sürdüğü projelerde akıllı şehirlerin sunduğu faydaların bulunması da önem taşıyor. Tamamı uygulanamayacak olsa dahi teknolojinin belediyeye ve şehirlere dahil edilmesi en başta kaynakların verimli kullanımı anlamına gelecektir.
Belediyeler, bilgi işlem birimlerine sadece teknik algılanan, birer maliyet merkezi gibi bakmaktansa artık büyük veri toplayıp işleyerek kent refahını yükseltecek projeleri tesis eden birimler olarak bakmaya başlamalı. Teknoloji yatırımlarını külfet olarak görmektense bunların belediyeye ve halka gelir ve refah olarak dönüşünü hesap etmeli, projeleri buna doğru dönüştürmeli. Akıllı şehirler yakın gelecekte bir lüks değil ihtiyaç haline gelecek.